X

Tavşan deliğini keşfetme zamanı: Çocukluk yaralarınızı şefkatle iyileştirin

Dürüst olmak gerekirse son dönemde Johnny Depp’in eski eşi Amber Heard ile mahkemelik olması ve her bir ayrıntının bu kadar açıkça gözümüze sokulması beni düşündürmeye başladı!

Hayır! Bu yazı kim haklı, kim haksız yazısı değildir!

Bu yazı büyük resimde nedeni bile bilmeden dâhil olarak kimlik bulduğumuz varoluşumuzun kendini bulma serüvenini anlamlandırma üzerinedir. (Geçen haftaki yazımı okumadıysanız buradan okumanızı öneririm. Çünkü aslında onun üzerine bu yazıyı okumak bazı şeyleri daha anlamlı kılacaktır.)

Dürüst olmak gerekirse Johnny Depp’i mahkemede görene kadar neler olduğundan haberim yoktu. Bir kere araştırınca da algoritmanın azizliğine uğradım. Ve izledikçe kendi hayatımızdaki seçimleri ve bunların yarattığı kelebek etkisini düşündüm.

Varoluşumuzun çekildiği her suret, en derinde kendimizi bulma yolculuğunun bir parçasıydı. (Ama evet, o vahşi deneyimlerin içinde yaşarken pek öyle gelmiyordu.)

Tekrar Johnny Depp’e dönersek… Johnny Depp’in küçükken anne ve babasıyla kurduğu yaralı ilişkinin büyüyünce sağlıksız ilişkileri çekmesine şaşırdık mı? Öyle bir girdabın içinde yolunu kaybediyor ki, sağlıkla veda etmesi bile mümkün olmuyor!

Haydi, itiraf edelim, hepimizin içinde bir Johnny Depp var! Çoğu zaman yönelimlerimizi ve yaralarımızı bilmeden sürüklenip duruyoruz! Sonra da diyoruz ki, “Yaşam bana karşı!” ” Neden bu benim başıma bu geliyor?” “Neden, onun gibi mutlu olamıyorum?”

Sonra koşturmaya başlıyoruz! Kimseler görmesin diye kapatıyoruz, susuyoruz, yok sayıyoruz ama canım hayat bu oyuna kanıyor mu?

Tabii ki hayır ve bir sonraki adımı daha da sert oluyor!

Ve o girdabın içinde bir yaşamı harcayarak maalesef bu hayata veda ediyoruz ya da şanslıysak kendi üzerimize çalışmaya başlayarak, tavşan deliğinin ne kadar derin olduğunu idrak ediyoruz.

Tavşan deliklerimizi bulmak ve bu tünelde yavaş yavaş ilerleyebilmek varoluşumuzun kendini bulma yolculuğunda ilk adımı…

Ne zaman iyileşiriz?

Bu sorunun peşinde koşturmayı bıraktığımızda iyileşiriz. İyileşme fikrinden özgürleştiğimizde iyileşiriz. Evet, büyük dilemma gibi geliyor ama hayatın kendisi de öyle değil mi?

Vakti geldiğinde, arkamıza bakacak gücü bulup her bir anıyı olduğu gibi kabul etme cesareti bulduğumuzda, içeriye ışığı da davet etmeye başlıyoruz. Leonard Cohen’in dediği gibi, “Her şeyde bir çatlak var, ışık böyle içeri girer!”

Peki, ne yapalım?

Tüm seçimlerini, tüm yaptıklarını ya da yapamadıklarını kabul etmek, aslında tüm yaşam yolculuğunun sağlıkla ilerlemesinin anahtarıdır.

Bu yolda kaynaklar geliştirmek (size iyi gelen şeyler yapmak) ve olduğunuz gibi kabul görerek kucaklandığınız birinin varlığı (dost, sevgili, terapist, ev hayvanı) tavşan deliğinize doğru yürürken size can suyu olacaktır.

Böylece kaçmadan, hissettiğiniz her duyguya olabildiğince yaklaşabilecek ve kendinize yabancılaşmadan yaralarınızdan bağımsız seçimler yapabileceksinizdir.

Yaşayan, nefes alan “o” yaşama yakın dur.
Yaşama yakın dur.
Atan o kalbe yakın dur.

Yaşama yakın dur!

Bazen yaklaşmak daha kolay olacak, bazen daha zor olacak.
Yaklaşmak istemeyen o haline de yakın dur.

“Ama nasıl olacak ki?” diyorsan, merak etme, 14 milyar yılık evrende bu soruyu soran ne ilk ne de son kişisin.

O zaman da soruya yakın dur.
Zaman ver, bir günde tohum, ağaç olmuyor.
Bekle, dram yaratmadan bekle.
Eninde sonunda cevap belirecek ya da soru anlamsızlaşmaya başlayacak.

Bir mesaj, bir yazı, bir telefon, bir gülümseme…

Seni yaşama düşürecek.
Seni yaşamla birleştirecek.

14 milyarlık Büyük Zekâ’nın bilgeliği her nefesinle seni kutsuyor.

Yaşama yakın dur,

Her nerede, ne oluyorsa yaşama yakın dur…

İşte orası onunla birleştiğin yerin ta kendisi.

İşte orası tavşan deliğini bulacağın yerin ta kendisi.

İşte orası, tavşan deliğinden çıkış yolunu bulacağın yerin ta kendisi.
İşte orası YAŞAM.

Hepimiz, bu kalbi atan varlığın yaptıklarından/ yapamadıklarından/ aileden getirdiklerinden/ fazla aldıklarından/ hiç alamadıklarından sorumluyuz.

Ve sorumlulukla ne yaptığımız bu filmin kahramanı mı, kurbanı mı olduğumuzu belirliyor.

Geç olmadan buna karar vermeye ne dersiniz?

“Yapacağınız en büyük sevgi kucaklaması, kendinizi bütünüyle kucaklamaktır. Sonra tüm evreni ve içindeki her şeyi ve herkesi kucakladığınızı fark edeceksiniz.” Adyashanti

İlginizi çekebilir: Her sabah yeni bir şans: Yeniden başlamayı dener misin?

Özde Çolakoğlu: Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ardından farklı uzmanlar ve stillerle çalışma şansı yakaladı. Bedende başlayan bu öğretiyi daha da derinleştirmek isteyen Çolakoğlu bu amaçla ilk temel yoga uzmanlık eğitimini 2012 yılında aldı. O zamandan itibaren farklı birçok eğitime katıldı ve katılmaya devam ediyor. Ocak 2018’de Yoga Alliance’ın E- RYT 500 Sertifikasını almaya hak kazandı. 2013 senesinden itibaren çeşitli yoga merkezlerinde ders vermeye başlayan Çolakoğlu, 2017 yılında Githa Yoga ekibine katıldı ve stüdyonun ana hocalarından biri oldu. Bu dönemde stüdyonun büyümesi için kurucu ekip ile birlikte çalıştı, atölyeler ve eğitimler verdi. Çolakoğlu, yoga uzmanlık programları düzenleyerek uzmanlar yetişiyor. 200 ve 300 saatlik temel ve ileri yoga uzmanlık programları ve kamplar düzenliyor. 2021’de bu mesleğini stüdyo sahipliğine dönüştürmüştür. Kadıköy, Moda’da kurulan, Yoga ve Ayurveda merkezi Goa Yoga’nın kurucu ortağıdır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale