X

Tatlı krizini aşmanız mümkün: Tatlı krizi yaşamanızın ardındaki 10 olası neden

Kadın danışanlarımın çoğu “Şu tatlı ile aramı açabilsem, yemek fazla yemiyorum aslında” diye haykırıyor. Belki de sorun yemeği gereğinden az yemenizdir kim bilir. Tatlı krizleri uzun dönem sürdüğü takdirde hızla kilo alımına ve beraberinde birtakım sağlık problemlerine yol açabilir.

Tatlı krizi bu canım, olur öyle…” demeden önce neden tatlı krizi yaşanır buna bakmak gerekiyor.

Sebepleri aslında oldukça fazla olabiliyor;

  • Tek başına gerçek bir kan şekeri düşmesi, yani hipoglisemi olabilir; bir sağlık problemidir ve kişi eğer düzensiz ve eksik beslenirse bunu yaşaması olasıdır.
  • Duygu durumları, üzüntü, stres, depresyon gibi sebepler anlık mutluluk ihtiyacıyla tatlıya düşkünlük yaratır.
  • 6 ayda bir kan tahlili yaptırılmasını, özellikle vitamin, mineral eksiklikleri çok sık yaşayan bireylere öneriyorum, çünkü bu eksiklikler, örneğin demir eksikliği tatlı krizlerini artırır. Demirin menstrüasyon döngüsünden kaynaklı en çok kadınlarda eksikliği görülür.
  • Kadınlarda görülen polikistik over sendromuna çoğu zaman insülin direnci de eşlik ettiğinden tatlı krizlerini yine kadınlar çok yaşarlar.
  • Havaların soğuması ile vücudumuz ısısını sabit tutmak için biraz daha enerjiye ihtiyaç duyar. Bu enerjiyi de şekerli yiyeceklerden almak ister.
  • Yanlış beslenme alışkanlıkları, yani fazlaca rafine şeker içeren besinleri sık sık tüketmek kan şekerimizde ani dalgalanmalara neden olur, kan şekerimiz bu besinleri tükettikten sonra hızla yükselir, sonrasında hızla düşmeye başlar ve bu düşüş bize kendimizi iyi hissettirmez ve yeniden şekerli besinlere yöneliriz.
  • Günümüzün karbonhidratları kötüleyen beslenme anlatımları yüzünden insanlar ana öğünlerinde sağlıklı karbonhidratlardan eksik beslenmeye başladılar. Fakat bu eksiklik gün içinde tatlı krizleri ile tamamlanmaya ve hatta daha fazla miktarda tüketilerek dengenin bozulmasına neden oluyor.
  • Gereksiz vitamin kullanımı da iştah artışına eşlik eden tatlı krizlerine neden olabilir.
  • Günlük su tüketimi kg başına 30 ml olmalıdır. Bunun altında kalındığında vücut, suyu yiyeceklerden aramaya başlar.
  • Günlük en az 6 saat olacak şekilde kaliteli bir uyku düzeniniz olsun. Yetersiz uyku, vücudu enerjisiz bırakır ve enerji arayışı başlar ve vücut ilk olarak tatlı içeriği yüksek olan besinlere yönelir.

Tatlı krizlerini iyi yönetebilmek için bu nedenleri öncelikle kontrol etmelisiniz. Buradaki eksiklikleri tamamlamak sizi tatlı krizlerinden özgürleştirip rahat bir sağlıklı beslenmeye geçmenizi sağlayacaktır.

İlginizi çekebilir: En sağlıklı beslenme şekli: Glisemik indekse dikkat

Dyt. Buket Koçoğlu: Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden şeref öğrencisi olarak mezun oldum. O günden bu güne sofralara olabildiğince dokunmaya çalışıyorum. Beslenmede herkes için aynı doğruların olmadığına inananlardanım. Beslenme bir derya ve parmak iziniz gibi size özel... Hayatlarınıza bu denli özel bir alandan dokunup değiştirebilmek benim için çok değerli... Her yeni hayat yeni bir macera; yeter ki siz de bu işin sağlığınız için ne kadar önemli olduğu bilincine ve en önemlisi bu vücuttan başka gidecek yeriniz olmadığının farkına varın... Benimle bu muhteşem keşif sürecine var mısınız?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.

Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale