X

Tarihin akışını değiştiren 5 rüya

Tarih boyunca rüyalar insanlara ilham vermiş, bilimsel buluşların, icatların esin kaynağı olmuştur. Özellikle bilim insanları arasında her ne kadar bunu itiraf etmek istemeyenler olsa da, keşiflerinin kaynağını önceki gece gördüğü rüyadan alanlar oldukça fazla sayıda… Aslında bu batıl bir inanış değil, oldukça doğal bir süreç. Çünkü rüyalar bize bilmediğimiz bir bilginin göklerden inmesini sağlamıyor, bilakis belki de uzun zamandır kafamızda dönüp duran bir düşüncenin yerini bulmasına yardımcı oluyor. Sonuçta çok güçlü bir destekçileri var: Tüm bilinçaltımız onların emrinde!

Bilim ve sanat dünyasından, ortaya çıkardıkları sonuçlarla tarihi değiştiren 5 rüyayı ve hikayelerini listeledik:

Frankenstein gerçek bir kabus

Rüya değil de kabus diyelim, fakat ana fikir aynı: 1816 yılında Mary Shelley, Frankenstein romanının ana fikrini uykudayken buldu. Cenevre Gölü kıyısında Lord Byron’ı ziyaret eden Shelley, önceki yıl Tambora yanardağıın patlamış olması nedeniyle yaz mevsimine hiç benzemeyen bir dönemi bu evde, soğuktan dışarı çıkamadan, ateşin çevresinde geçirdi. Bu arada Lord Byron herkesin bir hayalet hikayesi yazmasını önerdi, Shelley ise pek bir şey düşünememişti, ta ki “bir cesede tekrar hayat verilmesi” fikri aklına gelene kadar! Uykuya daldığında, sonradan romanda yer vereceği, Frankenstein’ın canlanması anını gördü ve böylece ilk bilimkurgu romanının temelleri bir kabus sırasında atılmış oldu.

1816 yılında Mary Shelley, Frankenstein romanının ana fikrini uykudayken buldu.
Paul McCartney’nin dün gördüğü rüya

The Beatles grubunun dünyaca ünlü ve eskimeyen şarkısı Yesterday’in bestesi baştan sona, Paul McCartney’nin bir rüyasından çıktı. McCartney 1965 yılında bir sabah aklında bir beste ile uyandı ve hemen piyanosunun başına geçip ailesine ve arkadaşlarına bu şarkıyı bir yerlerde duyup duymadıklarını sordu. Malum, daha önce duyduğu bir melodiyi tekrarlıyor da olabilirdi pekala… Bu şüphe birkaç hafta boyunca devam etti, sonunda McCartney şarkının kendisinin olduğuna emin oldu ve John Lennon ile birlikte sözlerini yazdılar. Sonuç ortada.

Niels Bohr’un kafasının etrafında dönüp duran elektronlar

Kuantum mekaniğinin babası sayılan Niels Bohr, atomun yapısı üzerine kafa patlattığı bir gece rüyasında atom çekirdeği ve çevresinde dönen elektronları gördü. O ana dek atomun yapısıyla ilgili tahminleri tutmayan Bohr, gezegenlerin çevresinde döndüğü Güneş misali atom çekirdeğini gördüğünde, artık neyin peşinden gitmesi gerektiğini biliyordu. Böylece, gerçek olduğunu hissettiği bu varsayımı destekleyecek kanıtları bulmak üzere, hedefe yönelik çalışmaya devam etti. Fizik dalında Nobel Ödülü’ne de böylece kavuşmuş oldu.

Otto Loewi ve uykusuz sinir hücreleri

Alman asıllı farmakolog Otto Loewi ise, sinir hücrelerinde sinyal iletiminin elektriksel değil kimyasal olduğunu rüyasında görmüştür. Uykusunun arasında bu buluşu bir kenara çiziktiriverip tekrar dalan Loewi’nin, sabah kalkıp kendi yazdıklarını okuyamadığında hissettiği paniği tahmin etmek güç değil. Rüyasını hatırlamaya çalışarak geçirdiği ertesi günün hayatının en uzun günü olduğunu söyleyen Loewi, bunu başaramadı ama neyse ki, ertesi gün de aynı rüyayı gördü. Bu kez işi şansa bırakmayan bilim adamı, kendisini Nobel’e ulaştıracak buluşu bu kez düzgün bir şekilde kağıda döktü.

Otto Loewi, sinir hücrelerinde sinyal iletiminin elektriksel değil kimyasal olduğunu rüyasında gördü.
Dağdan ışık hızıyla kayan Einstein

Albert Einstein, bir gece rüyasında kendisinin bir dağdan aşağıya neredeyse ışık hızıyla kaydığını anlatmıştır. Öyle hızlı kaymaktadır ki, etrafındaki yıldızlar neredeyse görünüm değiştirir. Uyandıktan sonra bu rüya üzerine epeyce kafa patlatan Einstein, bu sayede görecelilik kuramını geliştirdiğini itiraf etmekten de çekinmemiştir.

İlginizi çekebilir: Rüyaların ve kabusların anatomisi

Kaynaklar:

World of Lucid Dreaming

Mental Floss

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale