X

Tarihe geçen ”kötü kadınlar” ve ilham verici hikayeleri  

Kötü kadınlar bana hep ilgi çekici gelmiştir. Zamanın başlangıcından beri toplumun kadın cinsiyetine yüklediği rolleri kabul etmeyip meydan okumaları bana çok ilham verici gelir. Yaşadıkları dönemlerde, o dönemin çok ilerisinde alışkanlık ve davranışları olan “kötü kadınları” ve onların hikayelerini derledim sizler için.

Sayıca çok fazla olmaları, içlerinden en ilginçlerini seçme konusunda beni zorladı. Ancak kadın olarak bu kadar fazla kötü kadının olması içimi umutla ve sevinçle doldurdu. Tarihten derlediğim kötü kadınlarımın en eskisi 1000’li yıllar; en yenisi 1950’lerden. Onların hikayelerini okuduğunuzda siz de çoğunun vaktiyle kötü kadın ilan edilme nedenlerinin artık modern dünyamızda geçerliliğini yitirdiğini fark edip gülümseyeceksiniz.

Lady Godiva

Tüm zamanların kötü kadınlarını araştırdığımda favorim ve beni çılgınlığı ile sesli güldüren, açık ara Lady Godiva oldu. 11. yüzyılın başlarında yaşayan ve asil sınıfa ait olan bu çılgın kadın, kocasının yönettiği topraklardaki halktan çok fazla vergi aldığını ve bu durumun adil olmadığını düşünüyordu. Bu duruma karşı bir şey yapmaya karar verdi. Tamamen soyunup atına bindi, uzun saçlarını vücudunun stratejik kısımlarını kapatacak şekilde ayarladı ve sokaklarda gezindi.

O zamanın rivayetlerine göre Lady Godiva’yı izleyen adamlardan kör olanlar bile oldu. Protestosu yerine ulaştı mı, kocası vergileri azalttı mı bilinmez ama Lady Godiva tarihe silinmeyecek şekilde izini bıraktı.

Lady Godiva, – bilmeden de olsa-  tüm insanoğlunun içinde bastırılmış olan at üzerinde çıplak güzel kadın görme merakını da serbest bıraktı. Modern zamanlarda hemen hemen tüm ikonik model, oyuncu, şarkıcı genç ve güzel kadının at üzerinde benzer pozları var. Bu konseptteki erotik filmlerden bahsetmiyorum bile.

Colette

Mahlası Colette, tam adı ise Sidonia Gabrielle Colette olan bu kötü kadın, 1900’lerin başlarında Fransa’da yazarlık yapıyordu. Colette’in en çok bilinen eseri “Gigi” adlı romanıdır. Kötü kadın sınıfına girme nedeni ise hem erkek hem de kadınlarla yaşadığı çok sayıda ilişki ve partnerlerinin evli olup olmamalarına pek fazla aldırmamasıydı. 1900’lerin başında Paris’te bile olsanız biseksüel olmak ve bunu açık bir şekilde yaşamak kabul gören bir olgu değildi.

Colette, Moulin Rouge kaberesinden rol arkadaşı olan Mathilde de Morny ile bir gönül ilişkisi başlatıp sahnede de ateşli bir şekilde öpüşünce, olaylar çıktı ve gösterileri yasaklandı. Colette’in son bilinen vukuatı, 40’lı yaşlarındayken 16 yaşındaki üvey oğlu ile yaşadığı ilişki oldu.

Isadora Duncan

San Francisco doğumlu olan Isadora Duncan, modern dansın kurucusu olarak bilinir. Kötü kadın sınıfında kendisine yer bulma nedenleri arasında; biseksüel olması, komünist olması, evlilik dışı çocuk dünyaya getirmesi ve kendisinden genç Rus şair olan Sergei Yesenin ile evlenmesi bulunuyor.

Kısa süren ve iki çocuğunu da trafik kazasında kaybettiği trajik yaşamı, kendisinin de 50 yaşında trafik kazasında hayatını kaybetmesiyle son buldu. Dans ederken ve günlük hayatında da çok sevdiği uzun, ipek şalı arabasının tekerleğine takılınca boynu kırıldı ve hayatını kaybetti.

Isadora’nın biyografisin okurken, “modern dansın kurucusu” kısmının bir cümle ile geçiştirilip diğer özelliklerinin uzun uzun anlatıldığını fark edip elimde olmadan sinirlendim. Tarihte iz bırakmış Bir çok erkek  biseksüeldi -hatta eşcinseldi-, gene bir çok erkek evlilik dışı çocuğa sahip oldu, bir çoğu komünistti ve kendilerinden yaşça küçük kadınlarla birlikte oldular. Ama kimse onları bu özellikleri ile hatırlamıyor. Olması gerektiği gibi, yaptıkları harika işlerle hatırlıyoruz, değil mi?

Josephine Baker

1900’lerin başında St. Louis Missouri’de doğan bu ilham perisi kadın, ilk sinema filminde (Zouzou) yer alan Afrikalı-Amerikan kadın olma ünvanına sahip. İngilizce ve Fransızca dillerini akıcı konuşabilen Josephine Baker, kariyerinin çok büyük bir bölümünde Paris’te yaşadı ve çalıştı.

Takma isimleri “Siyah İnci”, “Bronz Venüs” ve “Kırma Tanrıça”ydı. Özellikle muz eteği (o muz eteği 100 yıl kadar sonra Beyonce’nin Deja Vu klibinde gördük) ve ilginç sahne kostümleri ile dünyaca ünlü bir müzik-dans performans sanatçısı olarak ünlendi.

Neden kötü kadın olarak sınıflandırıldığına gelirsek… Kışkırtıcı ve yer yer çıplaklığa yer veren sahne kostümleri, Marthin Luther King Jr’ın izinden giderek Sivil Haklar Hareketi’nde yer alması ve İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransız Direnişi’ne destek vermesi nedenler arasında. Listemizdeki pek çok kötü kadının aksine, Baker yaşarken hakkı teslim edildi ve Fransız ordusundan onur madalyaları aldı.

Alma Mahler

1800’lerin sonunda Viyana’da dünyaya gelen Alma, ilk gençlik yıllarından beri müzik yazma konusunda aktif olup, tam 17 adet piyano şarkısı besteledi. Ancak biz onu müzisyen olarak değil, müzik ve sanat dünyasındaki “ilham perisi” rolü ile tanıyoruz. Alma’nın sanatçı ve birbirinden ünlü tam üç adet kocası oldu. İlk eşi ünlü besteci Gustav Mahler, ikincisi mimar Walter Gropiys ve üçüncüsü roman yazarı Franz Werfel’di.

Alma’nın kötü kız olma nedeni, daha 17 yaşında iken o zamanlar 35 yaşında olan ünlü ressam Gustav Klimt’le yaşadığı yasak ilişki oldu. Art arda yaptığı evliliklerin arasında ve süresince sayısız sanatçı ile birlikte olduğu rivayet edilen Alma’nın başından kötü bir olay da geçti. Bir dönem ilişki yaşadığı oyun yazarı Oskar Kokoschka, evlenme teklifini Alma kabul etmeyince Alma’nın birebir boyutlarında çıplak bir seks oyuncağı yaptırdı! Bu oyuncağın görülmesi ile başı ağrıyan Alma, kıskanç eski sevgilinin özel hayatlarını teşhir etme gazabına uğrayan milyonlarca kadın arasına katıldı.

Bonnie Parker

Efsanevi banka hırsızları Bonnie & Cylde’ın Bonnie’si, kötü kadın kelimesinin birebir sözlük tanımı. 1930’larda Amerika’da araba ile yol alarak banka ve dükkanları soyup, sonrasında da çiçek bırakmaları ile ünlü oldular. Halkın gözünde -biraz da o dönemdeki ekonomik kriz ortamına tepki olarak- kahraman statüsüne ulaştılar. Bir de çiftin aşık olması ve Bonnie’nin de güzelliği bu denkleme eklenince, Amerika’nın en ikonik çifti doğmuş oldu.

Bonnie, sadece 24 yaşındayken Clyde ile birlikte, arabalı bir polis kovalamacasında hayatını kaybetti. Yirmilerinin ilk yarısında ölmelerine karşın, popüler kültür bu çifti hep yaşattı. Hatta ölüm biçimleri bile efsaneleştirildi. Jay Z de son albümündeki On The Run şarkısında, bu ikonik çiftin ölümünü şu şekilde sözleri ile canlandırdı; “Ray Bans on police in sigh. Oh, what a beautiful death. Lets both wear white”

Bettie Mae Page

1950’lerin ilk poster-kızları (pin up) örneği olan Bettie, parlak siyah saçları, iri mavi gözleri ve kakülleri ile tam anlamıyla bir ilham perisiydi. Pin up dergilerine verdiği seksi pozlara ek olarak kötü kız sınıfına girme nedeni, Playboy Dergisi’nin ilk playmate’lerinden olmasıydı.

1955 yılı Ocak ayında “Miss January” olarak ilk çıplak pozlarını verdi. Playboy Dergisi kurucu Hugh Hefner, Bettie’yi “İz bırakan, popüler kültür ikonu” olarak tanımlıyor.

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.  tıklayınız.  

Zeynep Cansoylu Samancıoğlu: Gündüzleri çok uluslu bir firmada kozmetik kanalı müşteri yöneticisi. Geceleri saç & cilt bakımı, moda, trendler, gezme, yeme ve içme yazan araştırmacı blogger. Doğal ortamları olan alışverişte, sergide, balede, operada, müzikalde, vapurda, boğazda, müzede, gezmede, yemekte sıklıkla gözlemlenebilir. Hep güzel insanların ve şeylerin peşinde.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale