X

Taoizm: Hayatın ritmiyle dans etmek

Hayat sonsuz bir mücadele, sürekli bir koşuşturmadan ibaret değil, evrenin ritmine uyumlu, hafif bir dans. Taoizmin en önemli mesajlarından biri yaşarken her şeyi planlamak, kontrol etmek değil, akışla birlikte hareket etmeyi öğrenmektir. Belki de bu öğreti ruhunuzun farkında olmadan derinden arzuladığı bir şeydir.

Tao nedir?

Çince’de “Tao” kelimesi basitçe “yol” anlamına gelir ama taoizm çok daha derin, neredeyse yakalanamaz bir gerçekliği ifade eder. Tao, tüm dünyayı saran, nehirleri, rüzgarı, yıldızların hareketini ve doğanın sonsuz döngüsünü yöneten eski bir güçtür. Bu güçle mücadele etmezsek hayatla uyum içinde oluruz.

Tao, görmesek de her zaman orada olan “hayatın akışı” ya da “büyük dans”tır. Bu akış, hepimizin içinde bulunduğu, doğal, zorlamasız ve bilgelik dolu bir süreçtir.

Wu Wei Sanatı: Çaba gösterme, ama hareket et

“Wu wei” kavramını duydunuz mu? Wu wei taoizmin en önemli öğretilerinden biridir ve “eylemsizlik” ya da “zorlamadan eylem” anlamına gelir. Ama siz bu öğretiyi boş durmak ya da tembellik yapmak olarak düşünmeyin!

Wu wei, hayatın akışına karşı mücadele etmemenizi, dünyayı zorla kontrol etmeye çalışmamanızı, bunun yerine dikkatli olmanızı ve uyum sağlamanızı öğretir. Bu öğretide, bir dalgaya karşı yüzmek değil, onu sörf yapar gibi yakalamak deneyimlenir. Bu şekilde akışı takip ederek daha kolay, rahat ve etkili ilerlersiniz.

Profesyonel bir kürekçi, küreği güçle değil, suyun akışını hissederek kullanır ve bu onu daha hızlı ileriye taşır. Yani en büyük bilgelik güçle değil, akışla çalışmaktır.

Günlük hayatta nasıl görünür?

Düşünün ki sabahları acele etmiyor, strese girmiyorsunuz, gününüze yavaş ve bilinçli başlıyorsunuz. Günün olaylarını zorla kontrol etmek yerine, esnek davranıyor ve planlarınız bozulursa uyum sağlıyorsunuz.

İş yerinde bir şey yolunda gitmezse hemen panik yapmıyor, başka yollar ve çözümler arıyorsunuz. İlişkilerde tartışma çıkarsa, karşı tarafla savaşmak yerine anlamaya ve herkesin kendi yolunun olduğunu kabul etmeye çalışıyorsunuz.

Bu taoist yaklaşım, stresin üzerinizde baskı yapmamasına, problemlere takılıp kalmamanıza ve onlarla uyum içinde hareket etmenize yardımcı olur.

Neden uygulaması zor?

Çünkü modern dünya bizi tam tersine eğitiyor. Her şeyi hızlı, etkili ve kontrol altında tutmak istiyoruz. Ama taoizm bize bazen en iyisinin kontrolü bırakmak olduğunu öğretiyor. Her an her şeyi denetlemek zorunda değilsiniz. Hayatın akışına izin verirseniz, çok daha az enerji harcayarak başarılı olacağınızı fark edeceksiniz.

Doğa en iyi öğretmenimizdir

Doğaya bakın! Dere acele etmez ama yüzyıllar içinde kayaları aşındırır. Ağaç acele etmez ama her bahar yeni yapraklar açar. Rüzgar zorlamaz ama eser ve dünyayı şekillendirir. Taoizm, sürekli mücadeleyi bırakmayı, doğadan öğrenmeyi, ve hayatınızın doğal akışının bir parçası olmayı önerir.

Nereden başlamalı?

  • Vücudunuza ve ruhunuza dikkat edin: Gerilim hissettiğinizde durun, derin nefes alın ve gerginliği bırakın.
  • Kararları aceleye getirmeyin: Bazen en iyisi olayların kendi kendine gelişmesine zaman tanımaktır.
  • Esnek olun: İşler istediğiniz gibi gitmezse sorunları değil, fırsatları arayın.
  • An’da kalmayı pratik yapın: Geçmişe ya da geleceğe değil, şu ana odaklanın.

Sadece bir Doğu Felsefesi değil: Günlük hayatta Taoizm

Günümüzde giderek daha fazla insan taoizmin bilgeliklerini keşfederek, hızlı ve stresli zamanlarda daha güçlü kalmayı başarıyor. Sporcular, yöneticiler, sanatçılar ve sıradan insanlar “wu wei” ilkesini kullanarak engelleri daha kolay aşabiliyor, kendileri ve çevreleriyle uyum içinde yaşayabiliyorlar.

Taoist olmak için bir rahip olmanıza gerek yok. Değişime açık olmanız, bazen yavaşlamaya, fark etmeye, hissetmeye ve en önemlisi uyum sağlamaya istekli olmanız yeterli.

Son olarak, Taoizmin büyük filozofu Zhuangzi’den bir alıntı: “Güçlü fırtına kazanmaz, rüzgarda eğilebilen kazanır.”

İlginizi çekebilir: 12 haftalık yıl: Temmuz’da başla, yazını yeni bir zaman boyutuna dönüştür

Monika Karapınar: Merhaba, ben Mónika. Macar'ım ama Türkiye'de yaşıyorum. Birkaç dil biliyorum, şu anda dil koçu olarak çalışıyorum. Eğer beni tanımlayan bir alıntı seçmem gerekseydi, sanırım bu olurdu: "Özellikle yetenekli değilim, sadece tutkuyla meraklıyım." Her gün keşfedilmeye değer bir şey olduğuna gerçekten inanıyorum. Eğer görecek kadar cesursak, her gün bizim için yeni bir şey barındırır. Hızlı tempolu dünyamızda en büyük, en güçlü ve en güven verici zenginlik, bir şeylerin gerçek değerini görebilmektir. Öyleyse gelin birlikte bir yolculuğa çıkalım!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale