X

Tanrıyla yüz yüze gelseniz ona ne söylemek isterdiniz?

Çok sevdiğim bir şarkıyı bu sabah tamamıyla rastlantı eseri yeniden dinlemek imkanı buldum ve bu konuyu bugüne kadar neden yazmamış olduğum geldi aklıma. Evet, birçoğumuzun eminim izlemiş olduğu bir Jim Carrey filmine gitmek istiyorum sizlerle; ‘Aman Tanrım’.

Bu filmde Jim Carrey Tanrı oluyor. Yani Tanrı ile konuşuyor ve bir isyan anından sonra sabah uyandığında Tanrı’nın kendisi olduğunu fark ediyor

İzleyenler ve izlemeyenler için kısaca anlatalım; bu film çok özel bir film. Mutlaka meleklerin insan veya insanların melek oldukları filmler gördük ama işte bu filmde Jim Carrey Tanrı oluyor. Yani Tanrı ile konuşuyor ve bir isyan anından sonra sabah uyandığında Tanrı’nın kendisi olduğunu fark ediyor… Tanrı olduğunda insanların ettiği duaları duyabilir hale getiriyor, ayın yerini değiştiriyor (ve tabii ki bu birçok deprem ve okyanuslarda değişimler gibi kendince öngöremediği sonuçlara neden oluyor!) ve sevdiği kadını kendine aşık ediyor…

İşte, bizler de bir an olsun şu anda kelimelerle hayal kurmaktayız. Ben bugün sizler bu yazıyı okurken ve ben ise kelimeleri ardı ardına dizerken, güzel bir hayal kuralım istiyorum. Evet, Tanrı karşımıza geçse ve aynen filmin müziği olan şarkıda da ifade edildiği üzere “eğer Tanrı içimizden biriyse ve otobüsteki bir yabancıysa” ona tek bir mesaj ulaştırmak hakkımız olsaydı ne söylemek isterdik?

Jim Carrey filmde öncelikle işe isyan etmekle ve Tanrı’nın işinin kolay olduğunu yorumlamakla başlıyor, fakat ertesinde Tanrı olduğunda (film içeriği) görüyor ki aslında Tanrı olmak o kadar da kolay ve zevkli değil… Uğraşması gereken istekler, bitmek tükenmek bilmeyen dualar ve en önemlisi yönetmek ve takip etmek durumunda olduğu doğa yasaları var… Yani filmin sonunda anlıyoruz ki her görev dışarıdan zevkli olarak gözüküyor veya Tanrı için bile o derece kolay gözüküyor olsa bile kendine ait sorumlulukları ve özellikleri var…

Ona tek bir mesaj ulaştırmak hakkımız olsaydı ne söylemek isterdik?

Şimdi, başlığımıza geri dönelim. Evet, bizler de filmde Jim Carrey’nin olduğu üzere Tanrı ile konuşmak imkânı bulmuş olsaydık ve bizlere sadece ve sadece bir mesaj iletmek hakkımız olsaydı neyi iletirdik? Önce gelin isyan edelim, neden istediğim insan karşıma çıkmıyor? “Neden sevdiklerim beni terk ediyor, neden bu kadar yalnızım, ben ne zaman gerçek bir sevgi bulabileceğim, neden sevgide ve aşkta sürekli kaybediyorum? Sevilmeye layık değil miyim, eğer hep yalnız kalacaksam neden bu dünyaya gönderildim? Tüm diğer kişilerin sevgilileri, eşleri veya en azından birlikte oldukları kişiler olabiliyorken ben neden bir türlü bu kişi ile karşılaşamıyorum?”

Şimdi gelin biraz kızgınlık paylaşalım… “Tanrım bana verdiklerini verdiğin için teşekkür ederim ama sen hep bir verip bir alıyorsun. Para kazanıyorum ama hemen kaybediyorum, bir sevgilim oluyor fakat elimde tutamıyorum. Sürekli bir yitirmek halindeyim. Bir işe giriyorum ama hemen işler kötüye gitmeye başlıyor ve ben tüm bu kaybetmek halim dolayısı ile sana çok ama çok kızgınım. Neden bana bu şekilde davranıyorsun, diğer insanlar hep ama hep kazanabilirken ve sürekli kazanmaya devam ederlerken ben neden böyle kaybetmekteyim?”

Tüm diğer kişilerin sevgilileri, eşleri veya en azından birlikte oldukları kişiler olabiliyorken ben neden bir türlü bu kişi ile karşılaşamıyorum?

Şimdi gelin biraz da şikayet edelim… “Tanrım, diğer insanlara aşağıdan bakar durumdayım, küçücük bir insan olduğum için kaybediyorum, beni neden bu fiziksel özellikler ile yarattın, beni yaratırken neden boyumun diğer insanlar için olduğu üzere benzer veya en azından onlara daha yakın olacak şekilde yaratmadın… Ben sana ne yaptım, beni fiziksel olarak bu derece beğenilmeyecek şekilde yarattın, ben bu bedenimden hiç memnun değilim, beni böyle bir ölçü ile neden bu dünyaya gönderdin?”

Şimdi gelin biraz diğerlerine göre karşılaştıralım, haksızlığa uğradığımızı yansıtalım… “Tanrım, X’ in çok güzel bir ailesi, her zaman ona ilgi gösteren bir eşi var. X hep çok mutlu, X’ in hayatı çok güzel. Ben X’ in hayatını yaşamak isterdim, benim eşimin de her gün bana aynı şekilde ilgi göstermesini ve çocuklarımızı daha çok sevmesini isterdim. X gibi pahalı arabalara binmek ve yazın uzun tatillere gitmek isterdim. Eğer X’in hayatını ben yaşayabilseydim, işte o zaman çok ama çok mutlu olacaktım. Benim hayatım neden bu şekilde, benim hayatım neden X’in hayatına bu kadar benzemiyor yani eğer benzemeyecekse sen beni neden X ile karşılaştırdın? Bunu hiç bilmiyor muydun, onu kıskanacağımı, onun hayatına özeneceğimi ve kendi hayatımın ne kadar anlamsız olduğunu anlayacağımı bilmiyor muydun?”

Nefes almama, bir beyaz gülün kokusunu duyup güzelliğini dikenindeki olağanüstülüğü gözümle görebilmeme ve elimle ona dokunabilmeme izin verdiğin için teşekkür ederim.

Şimdi gelin sadece “teşekkür” edelim… Tanrım bugün sana karşılıklı olarak teşekkür edebildiğim için çok mutluyum. Bugüne kadar başıma oldukça zorlu fakat bir o kadar da sonrasında neyin, neden benim için verildiğini anladığım şeyler geldi. Ben her günümü dolu dolu en önemlisi sevgi ile yaşamaya çalıştım. Kalbimin çok acıdığı zamanlar oldu ama yolumu hep kalbim ile buldum, karşıma hep doğru zamanda doğru kişiler çıktı. X veya Y’nin hayatlarına bakmak yerine ben sadece benim muhteşem, biricik ve adeta bir tasarım harikası bu hayatımı yaşadığım için, sağlıkla, huzurla ve barış içerisinde olduğum için ve bunun tek mimarı yine kendim olduğum için sana çok teşekkür ederim. Aşkı hissedebilmeme, gördüğüm anda bilmeme ve en kıymetlisi ise aşk ile dolup taşmama; bunun ehemmiyetinin derinliğini görebilmeme yol olduğun için teşekkür ederim. Nefes almama, bir beyaz gülün kokusunu duyup güzelliğini dikenindeki olağanüstülüğü gözümle görebilmeme ve elimle ona dokunabilmeme izin verdiğin için teşekkür ederim. Sadece ben olarak, bir insanın yüzünde gülümseme yaratabildiğim ve her güne bugün yaratmam ve diğer insanlara “yararım olacak” bir şeyler yapmam gerektiğini hissetmeme izin verdiğin için teşekkür ederim…

Sizin mesajınız hangisi olurdu? Sessizce bir düşünelim, bugün Tanrı karşımıza geçtiğinde, otobüste, parkta, bahçede ve sadece bir mesaj hakkımız olsaydı ona ne söylemek isterdiniz?

İlginizi çekebilir: Yaşamınızı geliştiren anlayış gerçeği: “Hakikat nedir?”Yaşamınızı geliştiren anlayış gerçeği: “

 

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale