X

Takdir listesi zamanı: Kendinizi yeterince takdir ediyor musunuz?

Bugün Instagram’ımda 21 günlük yeni bir #denizlechallenge başlattım, bu seferki challenge’ım “kendine güven” üzerine olacak; aslında ben kendi söküğümü de dikmek için bu konu üzerine bir challenge başlatmak istedim. Pek çok kişi bana, dışarıdan bakınca, “Ne kadar güçlüsün!”, “Kendine ne kadar çok güveniyorsun” diyor, ama aslında tam tersi, genelde dışarıdan bir özgüven abidesi göründüğüm anlarda dahi içimde bir kırılganlık ve nasıl geri adım atıp buradan kendimi kurtarabilirim düşüncesiyle boğuşuyorum. Tüm hayatım, yeni bir şeyler öğrenme ve deneme açlığı ile geçiyor, ama attığım bazı adımlarda da kendimi bir anda sıkışmış hissediyorum, başkalarına bakıp onlar bunu nasıl bu kadar rahat yapıyor diye düşünüyorum, sonra attığım adımı geri alamayacağıma kanaat getirip yola devam ediyorum, adımı attıktan sonra da özgürleşiyorum.

Bu süreçte, sürekli bir özgüven endişesi ve yetersizlik hissi ile boğuşmamdan dolayı, “Ne yapabilirim?” diye kafa yormaya başladım ve “takdir listesi”ni ortaya çıkardım. Challenge’ın ilk gününde hep beraber “takdir listesi” hazırlayacağız.

Takdir listesi nasıl hazırlanır?

Ben her gece, o gün yaptığım, kendimde takdir ettiğim üç şeyi yazıyorum. “Ne güzel bir gülümsemem var”, “Sağlığımı önceliğim haline getirdim”, “O tatlı köpeciği sevdim”, “Projem için bir saat kesintisiz çalıştım”,“Bugün hiç enerjim yoktu ama yataktan kendimi kaldırabildim”, “Kendimi dışarı atıp 10 dakika yürüdüm” ve “Arkadaşım aradığında onu içtenlikle dinledim” gibi o gün yaptığım şeylerden üçünü listeliyorum.

Takdir listesi alıştırması, kendime olan acımasız eleştirilerim, özgüven eksikliği, kendimi suçlama ve dışarıdan takdir ve onay beklememe karşı beni çok geliştiren bir alıştırma oldu. Bu alıştırmayı yapmaya başladığımdan beri, kendi kendime bazen ne kadar haksızlık yaptığımı görüp kendimi daha fazla takdir edebiliyorum.

Hatta çok kalbimin sıkıştığını hissettiğim, “Yine az çalıştın”, “Hep bir şeyler yapmak için geç kalıyorsun”, “Daha iyisini yapabilirdin” gibi iç seslerimi duyduğum anda günümü, haftamı, yılımı düşünerek kendimi takdir etmeye başlıyorum ve hafifliyorum. Bu, kendi başarılarımız üzerinde farkındalık sağlayabileceğimiz bir özşefkat alıştırması. Bu bir yapılacaklar listesi değil, bu “daha iyisini yapabilirdin” diyerek kendimizi eleştirmemiz veya küçümsememiz için yazdığımız bir liste değil. Sadece olanı, olduğu haliyle kabul edip, küçük veya büyük o gün kendimizi tebrik etmemiz gerektiğini anlamamız için bir araç.

Neden, öncelikle kendi çabanız için kendinizi takdir etmiyorsunuz?

Anne, kardeş, eş, baba, arkadaş, çalışan olarak harika bir iş çıkardığımızda genelde başka birileri tarafından takdir edilmeyi bekliyoruz. Neden, öncelikle kendi çabanız için kendinizi takdir etmiyorsunuz?
Yeterince iyi olup olmadığımızı, çoğunlukla dışarıdan beklediğimiz onayla, başkalarının eline bırakıyoruz. Bazen de dışarıdan beklediğimiz onay ve takdiri alamıyoruz. Hatta, bazen bizi takdir etmedikleri için de onları suçluyoruz.

Şiddetsiz İletişim adlı kitabın yazarı Marshall B. Rosenberg kitabında der ki “Gönülden verdiğimizde bunu isteyerek, bir başka kişinin hayatını zenginleştirmenin bize verdiği keyifle yaparız. Bu şekilde ‘vermek’ hem veren hem de alan için yararlıdır. Alan taraf korku, suçluluk duygusu, utanç veya kazanç beklentisi ile verilenlerin beraberinde getirdiği sonuçlar hakkında endişelenmeden bu armağanın tadını çıkarır. Veren kişi ise çabalarının birinin iyiliğine katkıda bulunduğunu görür ve böylece öz saygısı artar.” Bir başkasının kendi değerinizi belirlemesine izin vermeden ve onlardan karşılık beklemeden, siz kendi değerinizin farkına varın.

Kendimi takdir edersem, bencil ve egoist bir insan mı olurum?

Yaşamla kurduğumuz tüm ilişki, kendimizle kurduğumuz ilişkiden şekillenir. Bilirsiniz, uçağa bindiğinizde, hostesler, acil durumlarda neler yapılabileceğini anlatırken, oksijen maskelerini ilk önce kendinize, sonra çocuğunuza takmanızı söyler. Ben ilk uçağa bindiğimde ve bu anonsu duyduğumda şok olmuştum, gerçekten kabullenemedim, nasıl yani, ilk nasıl kendimize maskeyi takacağız diye düşündüm? Ancak, doğru, ilk önce kendimiz iyi olmalıyız ki, sonra sevdiklerimizin yanında olabilelim, destek olabilelim.

Sevdiklerimizi takdir ederken ve onların yanında olurken, kendimizi de takdir etmeyi ve kendimizi onaylamayı da unutmamamız gerek. Ancak, genelde, özellikle biz kadınlar, konu kendimizi takdir etmek olunca, nedense bunu bencillik veya narsizm olarak görüyoruz.

Takdir listesini her gün yaptığınızı düşünün, bir haftada 21 kez kendinizde takdir edeceğiniz şey bulmuş olursunuz, ayda 84, yılda 1008 kez kendinizi takdir edeceksiniz. Bunun yaşamınıza nasıl olumlu bir etkisi olacağını düşünebiliyor musunuz?

Listeleri hazırlamaya başlayın, siz kendinizde takdir edeceğiniz neler yaptınız? Instagram hesabıma yazabilirsiniz.

Güncel paylaşımlarım ve yeni günlük bilgiler için Instagram hesabıma bakabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Şikayet etme alışkanlığınızdan 8 adımda kurtulabilirsiniz

Deniz Alayat: Ben Deniz, Bütünsel Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Koçu’yum. 2016 yılının sonuna doğru bir anda kendimi çok halsiz hissetmeye başladım. Bir hafta önce günde 30 bin adım yürürken, o kadın gitti, sanki 50 yıldır günde 3 paket sigara içiyormuşum gibi nefessiz kalmaya, kısacık mesafeleri dahi yürüyemeye başladım. Bedenimde böylesine ani bir değişiklik olunca sebebini araştırmaya başladım ve kanser olduğumu öğrendim. Bedenim defalarca bana stresimi azaltmam, durmam, sakinleşmem, kendime şefkatli davranmam gerektiğiyle ilgili sinyaller göstermişti ama ucundan kıyısından üstüme alınmamıştım. Sonunda, lösemiyle büyük bir uyanış yaşadım. Bedenimi tanımam, onun en yakın arkadaşı, kardeşi olmam gerektiğini anladım. Yaşadığım bu tecrübe, bende sağlıkla ilgili daha fazla bilgi edinme isteğini uyandırdı. İlik naklim sonrasında, tedavi görürken, merkezi New York'ta bulunan Institute for Integrative Nutrition okuluna başvurdum ve oradan mezun oldum. 2018’de Miami’de IIN Summit’ine katılarak Deepak Chopra gibi alanında başarılı isimlerden eğitim aldım. Ruh-zihin-beden ilişkisi ve sağlıklı yaşam alanında çalışıyorum. Duygularımız, düşüncelerimiz, bizi oluşturan inançlarımız, duygusal esnekliğimiz, strese karşı bedenimizin verdiği cevaplar ve sağlıklı bedene yolculukta beslenme alışkanlıklarımız keyifle çalıştığım alanlar. Mail adresim: deniz@denizalayat.com

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale