X

Stres ve beslenme ilişkisi: Stresli ve zor zamanlarda beslenme nasıl olmalı?

Son zamanlarda kendinizi her zamankinden daha stresli hissediyor musunuz? Muhtemelen cevabınız, çoğu insan gibi, evet. Gündelik hayatın baskıları yetmiyormuş gibi, ülkemizdeki son olaylar nedeniyle yaşadığımız toplumsal travma, stres seviyelerini zirveye çıkardı. Stresin sağlığımız üzerinde zararlı etkileri olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte, stresli zamanlarda daha fazla abur cubur yemek veya sağlıklı beslenmeyi ihmal etmek de metabolik hasara yol açabilir. Bilim insanları, stresin beslenmeyi nasıl etkilediği konusuyla yakından ilgileniyor. Bu ilişkinin klinik olarak anlamlı olduğunu, ancak bu alanda yapılmış çok az sayıda araştırma bulunduğunu belirtiyorlar.

Örneğin San Francisco’daki California Üniversitesi’nde Profesör ve Psikiyatri & Davranış Bilimleri Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Elissa Epel, stresin yapay şeker eklenmiş içecekler ve unlu mamuller gibi besinlere yönelik dürtülerimizi tetiklediğini söylüyor. Stresli zamanlarda ayrıca tam gıda, meyve ve sebze alımını da azaltma eğilimindeyiz. Bu da daha yüksek insülin direnci, iç organ yağlanması ve tip 2 diyabet riskine yol açabilir. Konuyla ilgili yapılan bilimsel araştırmalar da kronik stresin beslenme davranışlarını olumsuz yönde etkilediğini gösteriyor. Peki stres ve zayıf beslenme kombinasyonunun sağlığımıza verebileceği zararı en aza indirmek için neler yapabiliriz?

Zor zamanlardan geçerken sinir sistemini yatıştıran, son derece besleyici olan besinlere ve eğer gerekliyse çeşitli besin takviyelerine yer vermek bir çözüm olabilir. Eğer beslenme konusunda sorun yaşadığınızı düşünüyorsanız mutlaka bir uzmana başvurun.

1. Stressavar besinleri beslenmenize ekleyin

Kendinizi gergin hissettiğinizde stres düzeyini yönetmenin, hatta azaltmanın birçok yolu var. İşte bu noktada besin seçimleriniz tamamen yararınıza veya zararınıza olabilir. Çünkü bazı yiyecekler stres seviyenizi düşürebilir veya yükseltebilir. Bu yüzden kendinizi stresli, bitkin hissettiğinizde ne yediğinize özellikle dikkat etmelisiniz. Journal of Nutrition & Food Sciences dergisinde Haziran 2016’da yayınlanan bir incelemeye göre, sadece stresli olmak bile C vitamini, B vitamini, selenyum, magnezyum gibi belirli besinlere olan ihtiyacınızı artırabilir! Strese bağlı olarak geliştirdiğiniz sağlıksız beslenme kalıpları, stres seviyenizi hızla yükseltebilir ve eğer bunları ele almazsanız, gelecekte çeşitli sağlık sorunları yaşama riskinizi potansiyel olarak artırabilir. Bu yüzden yoğun stresle mücadele ediyorsanız, cephanenizi aşağıdaki stres azaltan besinlerle doldurun.

  • Bitki çayları: Bazen stresi azaltmaya yardımcı olan, besin maddeleri değil, yiyecek veya içeceklerin uyandırdığı duygudur. Uzmanlar, sıcak bir fincan çay içmenin kendinizi daha sakin hissetmenize yardımcı olabileceğini söylüyor. Bununla birlikte lavanta ve papatya gibi bazı bitkiler de kendi başlarına rahatlatıcı bir etkiye sahipler. Bu yüzden bitki çayları, gevşemek için harika seçenekler olabilir.
  • Bitter çikolata: Yüksek kaliteli bitter çikolata, kimyasal ve duygusal etkileri yoluyla stresi iki farklı şekilde azaltabilir.
  • Tam tahıllar: Karbonhidratlar, ruh halini iyileştiren ve stresi azaltan bir hormon olan serotonin düzeylerini geçici olarak artırabilir. Serotonin seviyeleri bir kez arttığında, stres altındaki insanlar daha iyi bir konsantrasyona ve odaklanmaya sahip olurlar. Bu noktada tatlı patates ve tam tahıllar gibi sağlıklı, rafine edilmemiş karbonhidratları seçtiğinizden emin olun.
  • Avokado: Bildiğiniz gibi avokado, omega-3 yağ asitleri içerir. Bu sağlıklı esansiyel asitleri ise stresi ve kaygıyı azaltabilir, konsantrasyonu artırabilir ve ruh halini iyileştirebilir.
  • Balık: Özellikle ton balığı, somon, ringa balığı, uskumru, sardalya gibi yağlı balıklar, kalp sağlığını destekler ve omega-3’ler sayesinde depresyonun hafifletilmesine yardımcı olabilir.
  • Ilık süt: Yatmadan önce ılık süt içmek, daha iyi bir gece uykusu çekmek için asırlık bir ev ilacı. Araştırmalara göre, ılık süt psikolojik düzeyde olduğu kadar vücut üzerinde de rahatlatıcı bir etkiye sahip olabilir.
  • Kuruyemişler: Fındık, sağlıklı yağ asitlerinin yanı sıra B vitaminleri de dahil olmak üzere önemli besinlerle doludur. B vitaminleri ise sağlıklı beslenmenin önemli bir parçasıdır ve stresi azaltmaya yardımcı olabilir. Badem, Antep fıstığı ve ceviz, kan basıncını düşürmeyi bile sağlayabilir. Geçmişte yapılan bir araştırmaya göre özellikle Antep fıstığı stres seviyelerini düşürmede rol oynayabilir.
  • Turunçgiller ve çilek: Bazı araştırmalar, yüksek C vitamini düzeylerinin stresi azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor.
  • Probiyotikler: Sağlıklı bağırsak hormonlarını desteklemenin en iyi yolu, probiyotik adı verilen dost bakterilerden geçiyor. Probiyotikler bağışıklık sistemini güçlendirmeye, zararlı bakterilere karşı korumaya ve besinlerin sindirimini iyileştirmeye yardımcı olabilir. Probiyotikleri süt ürünleri ve kefirden veya besin takviyeleri aracılığıyla alabilirsiniz.
  • Lifli gıdalar: Lif açısından zengin besinler bağırsak dostudur ve stresi azaltmada rol oynayabilir. Diyetinize daha fazla lif eklemek için fasulye, yeşil bezelye, çilek, badem, Antep fıstığı, keten tohumu, susam, lahana ve brokoli gibi birçok yeşilliği tüketebilirsiniz.

2. Dengeli beslenin ve öğün atlamayın

Stresi azaltmayı ve aynı zamanda vücudunuzun stresten daha az etkilenmesini umuyorsanız, bu en önemli tavsiyeyi unutmayın. Her 3-5 saatte bir düzenli bir şekilde beslenmek, kan şekeri seviyenizi dengelemeye yardımcı olur. Kronik bir şekilde düşük kan şekeri durumunda olmak ise vücudunuzda stres yaratır, bu da kortizolü artırabilir. Bu nedenle dengeli kan şekeri seviyelerinde olmak için günde 3 ana, 3 ara öğün şeklinde beslenmeye özen gösterin.

3. Stresi tetikleyen besinlerden uzak durun

Yukarıda listelediğimiz gibi B vitamini, omega-3 yağ asitleri, magnezyum, protein, probiyotik ve lif açısından zengin besinler vücudunuz için sadece sağlıklı olmakla kalmaz, aynı zamanda stresle mücadeleye de yardımcı olur. Buna karşılık, bazı yiyecekler de vücuttaki kortizol seviyelerini yükseltebilir. Vücudunuzda strese neden olabilecek besinler şunları içerir:

  • Alkol
  • Kafein
  • Yüksek şekerli yiyecekler
  • Kek ve hamur işi gibi basit karbonhidratlar
  • Soda

Ayrıca Anksiyeteyi tetikleyen gıdalar ve iyi oluşu destekleyen şifalı bitkiler yazımızı da inceleyebilirsiniz.

4. Gerekliyse stresi azaltan takviyeler kullanmayı düşünün

Kronik veya yoğun stres, fiziksel ve zihinsel olmak üzere sağlığınızın her yönünü olumsuz etkileyebilir. Yukarıda açıkladığımız gibi sağlıklı bir diyet -elbette bununla birlikte düzenli egzersiz ve kaliteli uyku gibi stratejiler- stresle mücadeleye kesin bir şekilde yardımcı olabilir. Cephaneliğinizde yer verebileceğiniz bir başka araç ise besin takviyeleridir. Hiçbir takviye sihirli bir hap olmasa da, bazı insanlar belirli takviyelerin kaygı düzeylerini düşürmeye ve uyku sorunlarını gidermeye yardımcı olabileceğini düşünüyor. Yine de besin takviyelerinin ilaçlarla aynı şekilde düzenlenmediğini unutmayın ve herhangi bir takviye almadan önce mutlaka doktorunuzla konuşun. İşte stresle mücadeleye yardımcı olabileceği düşünülen takviyeler:

  • Ashwagandha: Kış kirazı ve Hint ginsengi olarak da adlandırılan bu bitki, yüzyıllardır Ayurveda tıbbının ayrılmaz bir parçası.
  • L-Theanine: L-theanine, yeşil çayda bulunan bir amino asit. Diğer sağlık faydalarının yanı sıra rahatlatıcı bir etkiye sahip olduğuna inanılıyor.
  • Magnezyum: Magnezyum, vücutta sinir ve kasların çalışmasından, protein ve kemiğin sentezlenmesine kadar onlarca işlemi düzenlemek için kullanılan bir mineral.
  • Melatonin: Epifiz bezinde üretilen bir hormon olan melatonin, hava karardığında salınıyor, bu nedenle iç saatinizin yolunda kalmasına yardımcı olabilir ve vücudunuzu uykuya hazırlar.
  • Rhodiola: Altın kök ve kutup kökü olarak da bilinen rhodiola rosea bitkisi, Kuzey Kutbu’nun yanı sıra Avrupa ve Asya’nın soğuk dağlarında yetişiyor ve araştırmalara göre strese çare olarak kullanılıyor.
  • Melisa: Melisa Orta Çağ’da Avrupa’da yaygın olarak bulunan, şimdilerde tüm dünyada yetiştirilen limon kokulu bir bitki. Geleneksel olarak hafif bir sakinleştirici madde olarak kullanılıyordu, şu anda ise olası kaygı önleyici etkileri araştırılıyor.
  • Valerian: Kediotu olarak da adlandırılan valerian Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika’da yetişen bir bitki. Sakinleştirici etkileriyle biliniyor ve uykusuzluk, kaygı ve depresyon gibi durumlar için yaygın bir besin takviyesi olarak kullanılıyor.
  • Kava: Kava, anavatanı Güney Pasifik olan ve biber ailesinin üyesi olan bir bitki.
  • Passiflora: Çarkıfelek çiçeği olarak da bilinen passiflora, Orta ve Güney Amerika’ya özgü tırmanarak büyüyen bir asma türü. Rahatlatıcı etkisiyle bilinen bu bitkiyi farklı formlardaki takviyelerde bulabilirsiniz.
  • 5-HTP: 5-HTP’nin açılımı, 5-hidroksitriptofandır. Bu bileşen, triptofan amino asidinden elde edilir. Afrika’da bulunan griffonia simplicifolia’nın tohumlarından elde edilen özler ile takviye gıdalarda yer alır. Beyinde ve sinir sisteminde kimyasal seratonin üretiminin artmasında etkili olduğu düşünülüyor.

Bu noktada Adaptojen nedir: Doğadan gelen şifa kaynağı adaptojen bitkiler ve mantarlar yazımızda ilginizi çekebilir.

Özetle, yemek sizin stres çözümünüzse ve çok stresli hissettiğinizde daha fazla yeme eğiliminde oluyorsanız yalnız değilsiniz. Aynı şekilde, zor zamanlarda iştahınız azalıyorsa ve beslenmenize daha az önem gösteriyorsanız da yalnız değilsiniz. Hepimiz strese farklı şekillerde tepkiler verebiliriz. Önemli olan bu tepkilerin son derece doğal olduğunu anlamak ve olabilecek en kısa sürede beslenmeyi doğru şekilde düzenlemek.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Kaynaklar: nutrition.org, everydayhealth, clevelandclinic

İlginizi çekebilir: Stresli ve zor zamanlarda uykuya dalmak için neler yapabilirsiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale