Sözde insanlığımız ve çaresizliğimiz: Kum Zambakları oyunu bize ne anlatıyor?

Uplifers’ta yazalı neredeyse üç yıl olacak. Zaman gerçekten su gibi ve Uplifers da tazeliğini koruduğu için geçen zamanı hiç hissettirmiyor doğrusu. 2023’e girmeden bu yıl devamlı yaptığım bir aktivite haline gelen tiyatroya gitmenin ve elimde biriken malzemenin eşliğinde izlediğim oyunlardan biri ile vedalaşmak istedim eski yılla. Başka da konu bulamadım çünkü Galata Perform‘un öğrencisi olup, geçtiğimiz yıl yazdığım oyun Yeni Metin seçkisinde seçilip, sahnelendiğinden beri sezondaki tüm oyunları daha da merak eder oldum, bu yüzden hepsini yazmaya vakit de bulamıyorum maalesef.

Kum Zambakları oyunu da geçen ay izleyip, çok beğenip, bir türlü kaleme alamadığım bir oyundu. Bari ona yazarak yeni seneye ufak da olsa bir hazırlık yapmış olayım.

Oyun üstüne düşündüğümüzde huzurlu, akışı kendine has bir ilişki geliyor insanın gözüne. Yanılmış olduğumuzu, bu oyunun bize hiç de kerameti kendinden menkul bir evlilik sahnesi ile açılmamasından anlıyoruz. Aileler sahnede yok ama karakterlerimizin üç lafından üçünde, hatta bir üçüncü göz olarak direkt sahnede onları gözlemlemekte, hareketlerini belirlemekte…

Yeşim Özsoy’un kaleme aldığı oyun, iki kişinin ilişkisini dışarıdan gelen hayvan belgeseli bilgileriyle bize anlatıyor. İnsanlığımızı hayvanlar üstünden anlamaya çalışırken, bir yandan da sözde insanlığımızı ve haliyle yer yer çaresizliğimizi de sorgulamaya açıyor.

Sahi ilişkilerde ne kadar özgürüz? Oyundaki çift müthiş bir mutluluk içinde, şiddetin kucağından kucağına atlarken, birbirlerinden kopmadan da kavgalarını sürdürüyorlar.

Yönetmen Mark Levitas aslında oyunu elinden geldiği kadar yumuşatmış ve oyuncular da performanslarıyla çokça miktar karakterlerini yumuşatmışlar. Yine de Özsoy’un satır aralarına gizlediği şiddetten hikaye boyunca kaçmak çok mümkün değil.

Gerçekten de inci gibi işlenmiş bir metin. Özsoy kendisi de hem oyuncu, hem yönetmen olduğu için yazması zor olmamış gibi görünüyor. Böyle metinlere ihtiyacımız var. Diğer taraftan günümüz bağımsız tiyatroları desteklemek gereken koşullarında her sahneye uyum sağlayabilecek bir dekor anlayışına sahip, oldukça minimal. Her yere uygun. Kostüm için de aynı şeyi söylemek mümkün.

Özetle, Kum Zambakları romantik ve şiirsel tınlayan ismiyle bizi parça pinçik olmuş bir şiir kitabının satır aralarında dolaştırıyor, gerek kendi evliliğine, gerek etraftaki evliliklerin çatı aralarında neler olduğunu merak edenlere dolaşmak için davetkar. Çatırdayan bir sistem üstüne mi inşa ediyoruz ilişkilerimizi yoksa biz mi bildiğimiz yerlerden çatıları tekrar tekrar kurup yıkıyoruz sorgulamak için iyi bir seçim olabilir.

Zorlu PSM prodüksiyonu olan oyun sezonda Zorlu’nun ya da oyuncuların Instagram sayfasından takip edilebilir.

Oyuncuların künyesi:
Yazan: Yeşim Özsoy
Yönetmen: Mark Levitas
Yapım: Zorlu PSM Prodüksiyon
Proje Yapımcısı: Feri Baycu Güler
Dekor Tasarım: Kerem Çetinel
Işık Tasarım: Kemal Yiğitcan
Koreografi: Tuğçe Tuna
Ses ve Müzik Tasarımı: Serkan Kargacı Kostüm Tasarım: Buğra Erkenci Akordeon: Manuk Hamparyan
Dış Ses: Mustafa Kırantepe
Asistanlar: Yiğit Efe Çetin / Edanaz Dinç Yapım Asistanı: Demet Ergül
Oyuncular: Evrim Doğan / Umut Kurt

İlginizi çekebilir: Aralık ayı kültür sanat etkinlikleri ve Vincent Baykal Ada söyleşisi

Günsu Özkarar
1987 Ankara doğumluyum. 2008 yılında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Viyola Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldum. Ardından İsviçre’de Hocshule der Künste Bern’de ... Devam