X

Soykırıma maruz kalan insanların çocuklarının DNA’larında travma yaşadıklarına dair bilgiye rastlandı

Çocukluklarında travma yaşamış olan insanların, yetişkinliklerinde anksiyete bozuklukları veya Post Travmatik Stres Bozuklukları yaşama risklerinin daha fazla olduğu biliniyor. Icahn Medikal Okulu’nda görevli Rachel Yehuda’nın açıklamalarına göre, yeni keşfedilen ‘Biyolojik Psikiyatri’ alanında birçok kişi araştırmalara devam ediyor. Araştırmalara göre, çocukluğunda travmalara maruz kalmış insanlarda veya ebeveynlerinin yaşadıkları travmalardan hemen sonra doğan bireylerde yetişkinlik dönemlerinde bazı biyolojik değişimler gözlemleniyor. Çocukluklarında Nazi kamplarında travmalara maruz kalmış olan insanlar üzerinde yapılan araştırmalara katılan Yehuda ve arkadaşları, kamptan kurtulanlar ve onların çocuklarının genlerinde epigenetik faktörlerden kaynaklanan değişikliklerin olduğuna kanaat getirdiler. DNA sekansını değiştirmeden, sadece genlerin ekspresyonlarının çevre koşullarıyla değişimini inceleyen epigenetik, günümüzde birçok araştırmaya konu oluyor. DNA metilasyonu en çok bilinen epigenetik modifikasyondur. DNA’nın spesifik bölgelerine eklenen veya çıkarılan metil gruplarıyla birlikte değişen transkripsiyon ürünleri bu şekilde genomun fonksiyonun değişmesine ve farklı prosesler halinde ilerlemesine sebep olur. Hayvanlar üzerinde yapılan epigenetik çalışmalara göre, fazla strese maruz kalan denekler üzerindeki değişimlerin nesilden nesile aktarıldığı gözlemlenmiş. Yeni çalışmalarında Yehuda ve arkadaşları, insanlar üzerinde yaptıkları deneylerde stresle bağlantılı FKBP5 geninin metillenmesiyle Post Travmatik Stres Bozuklukları ve depresyon arasında bir ilişki keşfettiler.

Yapılan güncel bir araştırma, stresle bağlantılı FKBP5 geninin metillenmesiyle Post Travmatik Stres Bozuklukları ve depresyon arasında bir ilişki olduğunu dile getiriyor.

Araştırmacılar, soykırımdan kurtulan 32 yahudi insan ve onların çocukları olan 22 kişi üzerinde bazı kan testleri yaptılar. Ebeveyn­-çocuk ilişkisine göre DNA’lar üzerindeki 7. intron’un (DNA’nın mRNA ve protein sentezine katılmayan bölgesi) metillenmesiyle, FKBP5 geninin ilişki içinde olduğunu fark ettiler.

Yaşanılan travmalar sonraki nesilleri biyolojik olarak etkiliyor

Soykırımdan kurtulan insanlar ve çocukları üzerinde yapılan analizlere göre, ebeveynler ve çocukları DNA’ları üzerindeki FKBP5 geni üzerindeki 7. intronun aynı bölgesinde fakat karşıt yönünde aynı epigenetik değişimi gösteriyorlar. Kontrol deneklerine (soykırım yaşamamış insanlar) göre soykırım mağduru ebeveynlerin DNA’larında %10 daha fazla metilasyona rastlanırken, soykırım mağduru insanların çocuklarının kontrol deneklerine göre DNA’larında %7 oranında daha az metilasyona sahip oldukları gözlemlenmiş. ‘Araştırmanın sonucuna göre bireylerin yaşadıkları travmaların sonraki nesilleri biyolojik olarak etkilediğini kesin olarak söylemek mümkün.’ diye belirtiyor Yehuda. Biyolojik Psikiyatri dergisinin editörü John Krystal’a göre bireylerin çocuklarına aktardıkları travmaların sonucunda, çocuklar hayatlarının erken dönemlerinde stres bozukluğu veya depresyon yaşamasalar bile risklere daha açık hale geliyorlar. Bu durumda içerisinde bulundukları çevrenin durumuna göre sahip oldukları kalıtımsal travmaların etkilerini daha erken veya daha geç fark edebiliyorlar. Analizlerin sonuçları şu an için çocuklardaki travmatik etkilerin ebeveynlerinin gametleriyle mi yoksa hamilelik sırasında veya doğum sonrası mı aktif olarak kendilerine geçtiğini açıklayamıyor. Travmalara sahip ebeveylerin çocuklarının da zor bir çocukluk dönemi geçirdiklerini ve travma etkilerinin bu sayede daha kolay ortaya çıktığını belirten Yehuda: ‘İlginçtir ki, DNA metilasyonu ve zor bir çocukluk dönemi arasındaki ilişki oldukça açık. Bu ilişkiyi aynı intronun farklı bölgelerindeki değişime bakarak gözlemleyebiliyoruz.’ diyor.

İlgili yazı: Yeni doğum yapan kadınlarda depresyon taramasının faydaları

Travmaların kaynağı sorunsalı

Araştırmacılar, travmaların ebeveynlerden mi yoksa kişinin kendi deneyimlerinden mi geldiğini keşfetmeyi amaçlıyor.

Araştırmacılara göre bulgular klinik açıdan birçok değişime yol açacağa benziyor. Kişinin sahip olduğu travmaların etkisinin ailesinden mi yoksa kendi deneyimlerinden mi geldiğini keşfetmek oldukça önemli bir hale gelecek. Ebeveynler ve çocuklarının sahip olduğu ortak genlerin ise onları spesifik olarak bazı koşullara daha hassas hale getirebileceği gerçeği, bilim dünyasından birçok kişinin ilgisini çekmeye devam ediyor.

Kaynak:

Psypost.org

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale