X

Sosyal medyanın filtreli yüzü: Mükemmel görünmek için “photoshop” yapanlar neden daha mutsuz?

İncecik bir bel, uzun bacaklar, çekik gözler ve pürüzsüz bir cilt… Sosyal medyada paylaşmadan önce fotoğraflarınız üstünde “küçük” oynamalar yapıyor musunuz? Instagram filtrelerinin ve fotoğraf düzenleme uygulamalarının kullanımındaki artış fiziksel olarak mükemmel görünme takıntımızın bireyselden çok toplumsal bir sorun haline geldiğinin özeti gibi. Her ne kadar masum gibi görünse de, fotoğraflar üzerinde değişiklik yaparak sosyal medya hesaplarımız üzerinden yarattığımız sahte görünümlerimizi takipçilerimizin beğenisine sunmak zihin sağlığı ve benlik algısıyla ilgili çok ciddi problemlere işaret ediyor.

Bright Side adlı internet bloğunun bu konuyla ilgili yaptığı bir araştırma, fotoğrafların mükemmel görünmek için manipüle edilerek sosyal medyada paylaşılmasının sandığımızdan çok daha ciddi problemlere yol açabileceğini gösteriyor.

‘Fotoğraf editleme’ trendi

Ünlü isimlerin fotoğraflarının dergilerde yayınlanmadan önce fotoşopla düzeltilmesiyle başlayan fotoğraf düzenleme trendi günümüzde sosyal medya kullanıcılarının büyük bir çoğunluğu tarafından kullanılıyor. İlk bakışta olduğumuzdan biraz daha güzel görünmek ve kusurlarımızı gizlemek için kullandığımızı düşündüğümüz bu ‘masum’ uygulamaların arka planında özgüven eksikliği, beden algısı sorunları ve yeme bozuklukları gibi ciddi psikolojik problemler olabiliyor.

Selfie çekmek modunuzu düşürebilir

Yapılan araştırmalar selfie çekmenin kişinin özgüvenini ve cesaretini azaltan bir eylem olduğunu gösteriyor. Sosyal medya nedeniyle fiziksel görünümümüze normalde olduğundan daha fazla odaklanıyor ve zihnimizi nasıl göründüğümüzle ilgili gereğinden fazla meşgul ediyoruz. İyi bir selfie, takipçilerimiz üzerinde iyi bir izlenim bırakmak için kullandığımız bir araç. Araştırma sonuçlarının gösterdiği bir başka sonuç da genç kadınların herkesten daha fazla fotoğraf yayınlama eğilimi içinde olduğu. Tek seferde çekilen yüzlerce fotoğraf sonrası kendini beğenmeme, kaygı ve özgüven eksikliği gibi ciddi problemler ortaya çıkabiliyor.

Mükemmelik arayışı

Artık fotoğraf düzenleme uygulamalarını kullanabilmek için eskiden olduğu gibi profesyonel programlar kullanmayı bilmek gerekmiyor. Kullanıcı dostu ara yüzleri ve binlerce farklı filtre seçeneğiyle saniyeler içinde olduğumuzdan çok daha iyi görünebilmeniz mümkün. Bu uygulamaların ve filtrelerin bazıları eğlendirici ve komik ancak çoğu yüz hatlarını tamamen değiştirerek başkalarının bizi daha pürüzsüz bir ciltle, daha küçük bir burunla ya da daha büyük gözlerle görmesini sağlıyor ve güzellik algımızı değiştiriyor.

Paylaşmadan önce fotoğraflarınızın üstünde fiziksel görünümünüzü değiştirecek düzenlemeler yapmak özgüven ve kendinden memnun olmama gibi kişinin olumsuz beden algısıyla ilgili olabilir. Fazla kilolu ya da çok zayıf olmak, vücudumuzun şekli, cildimiz, saçlarımız ya da bedenimizin herhangi bir yerinde güzel bulmadığımız yerler olabilir. Sosyal medyada diğer insanların mükemmel fotoğraflarını ve kusursuzluklarını gördükçe bedenimizin bu beğenmediğimiz kısımlarıyla ilgili daha da takıntılı hale gelebilir ve kendimizi daha fazla suçlayabiliriz. Bedeniyle olduğu gibi mutlu olamayan bireyler ne kadar filtre kullanırlarsa kullansınlar aldıkları beğeniler ve güzel yorumlar onları mutlu etmek için yeterli değildir. Bu kişiler ideallerindeki bedeni fotoğraflarını düzenleyerek yaratmaya çalışsalar da gerçekte böyle görünmediklerinin farkında oldukları için kaygı düzeyleri gittikçe artabilir.

Fotoğraf düzenlemenin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri

İdeal beden imajını yansıtabilmek ve bu imaj üzerinden kabul görmeye çalışmak için fotoğraf düzenlemenin insan psikoloji üzerindeki etkileri üzerine ayrı bir yazı yazılabilecek kadar kapsamlı bir konu. Yalnızca sosyal medyayla kısıtlı olmayan kendini başkalarıyla karşılaştırma, güzelliği başkaları üstünden tanımlama, kendiyle barışık olmama gibi beden algısıyla ilgili problemli düşünce kalıpları olan kişiler bedenlerini değiştirmek istemeye daha yatkın olabiliyorlar.

Fotoğraflara değil hayatınıza odaklanın

Fotoğraflarınız üstünde oynamak için çok fazla zaman harcadığınızı düşünüyorsanız en kısa ve etkili yol tüm fotoğraf düzenleme uygulamalarını silip o uygulamayı kullandığınız süreyi başka bir şey yaparak geçirmek olabilir. Size heyecan veren, yaparken zevk aldığınız bir hobinizle tekrar uğraşmaya başlayabilir, arkadaşlarınızı daha sık arayabilir ya da uzun zamandır kitaplığınızda okunmayı bekleyen kitaplarınızı tozlu raflardan çıkarabilirsiniz. Hayatınızın mutluluk kaynağı sosyal medya değil kendinizsiniz.

 

Kaynaklar:

Bright Side

Observer

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale