X

Soluksuz bir koşu macerası: Sınırsız olana yolculuk

Bundan tam 2 yıl önce, doğum günümde uzun bir koşu hediye etmiştim kendime; tam 10 km 🙂 O güne kadar kat ettiği en fazla mesafe Belgrad Ormanı’ndaki 6 km olan biri için bu bir başarıydı.

Sonra dedim ki “10 km koşan, 15 de koşar. O zaman ben Avrasya’da 15 koşayım.” Koştum. Eh 15 bittiğine göre neden bir yarı maraton denenmesin ki? Denensin tabii, hem de uzaklarda denensin ki koşarken yeni yerler de keşfedilsin. Öyleyse ver elini Şanlıurfa ve ilk 21 km.

Artık uzun koşuyordum da, asfalttan haz etmemeye başlamıştım. Edindiğim yeni arkadaşlıklar da beni ufaktan arazinin içine içine çekmeye başlayınca itiraz etmedim, saldım kendimi ormanlara. Ah o ne keyif öyle. Bulutlara daha yakın, araba gürültüsüne, hava kirliliğine alabildiğine uzaksın. Her an bir sürprizle karşılaşabilir, hiç planlamamışken maceranın kollarına atabilirsin kendini.

Sevdim ben bu arazi işini. Ama gel gör ki eski alışkanlık işte, asfalttan da tam kopamadım. Ve ilk maraton denememi geçen yıl Avrasya Maratonu’nda yaptım. Sonuç başarılıydı. Arazideki ilk maratonumu ise bu sene İznik Ultramaratonu’nda koştum. Şartları daha zordu ama asfalttan çok daha kolay geçti benim için. O zamaaaan 42 koşan neden….?

Zurnanın “Zırt” dediği yere ramak kalmıştı. Bir güç beni ultraya doğru adım adım çekiyordu. O zaman seneye yine İznik’te 80 km koşardım ki! Nisan’a kadar epey zaman da vardı hazırlık için.

Derken ortalıkta bir Frig Vadisi söylentisi dolanmaya başladı. Orada da ultra maraton varmış, tarihe tanıklık edilerek koşulacakmış, koşu Afyon’da olacakmış. 60 km’lik parkur da bana pek uygunmuş. Neden olmasın? Olsun, olsun…

Her şey iyi, hoş da kim yapacak acaba bu organizasyonu? Tüm koşullar büyüleyici gözükse de, daha önceki bir kaç tatsız deneyimden sonra artık bilmek istiyorum yarışı düzenleyenlerin koşuyla ne kadar alakası olduğunu. Gerçekten çok fark ediyor çünkü.

Araştırınca Unlimited Academy çıktı karşıma. Bir tek koşuyla uğraşmıyorlarmış, sporun neredeyse her alanına bulaşmışlar az çok. O yüzden ‘Unlimited’ demişler kendilerine; hem hiç görülmemiş yerlerde koşup bisiklete bindikleri, hem de denenmemiş pek çok şeyi denemeye cesaret ettikleri, ettirdikleri için.

Bisiklet gezisinin fotoğraflarını görünce kızdım kendime; neden daha önce tanışmamıştım bu insanlarla, neden ben de gitmemiştim oralara. Evet, itiraf ediyorum, kıskanıyorum. Ne olacak bu halim, onu da bilmiyorum.

Alicem Aktaş, Halil Aktan ve Oğuzhan Özaltın kurmuşlar Unlimited Academy’yi. İlk ikisi metalurji mühendisi ve akılları hep dağlardaymış zaten. İşleri nedeniyle olmasa da bambaşka bir amaç uğruna akıllarındakini yapmaya başlamışlar nihayet. Kimsenin bilmediği yerleri keşfediyor, parkurlar belirliyor ve sonra da peşlerine meraklıları takıp, hep birlikte gezip tozuyorlar, yarışıyorlar. Helal olsun aklındakini hayata geçirip, keyifli bir hale getirebilene.

İlk kez Frig Vadisi’nde bir bisiklet turu düzenlemişler, onu dünyanın en büyük 2. Kanyonu olan Uşak Ulubey’deki gezi takip etmiş. Frig Vadisi Ultramaratonu ise 27-28 Eylül’de. Ultramaraton dendiğine bakmayın, 10, 29 ve 42 km’lik parkurlar da var kısa koşmak isterseniz. Maksat kendinizi doğaya salmak değil mi ne de olsa…

Halil ile sohbet ederken çevre halkının kendilerine çok yardımcı olduğunu, bir çobanın çocuklarıyla birlikte koşacağını, gençlerin organizasyona yardım etmek için talepte bulunduklarını da öğrenmiş oldum. Ne çok insanın hayatına dokunuyorsunuz sevgili arkadaşlar, yüreğinize sağlık.


Hangi alanda olursa, olsun siz yeter ki sınırları zorlamaya gönüllü olun, gerisi geliyor zaten, öyle değil mi?

Haydi Eylül, gel artık!

Bisikletçilere not: Sizlerden bisiklet rotaları gelmeye başladı, pek sevinçliyim. Özellikle Karadeniz civarında gezip gördüğünüz yerleri merak ediyorum. Yazın olur mu?: kivergu@gmail.com

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız. tıklayınız. 

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale