X

Society 5.0 nedir ve nasıl ortaya çıktı?

Society 5.0, Japonya’nın 2016 yılında ortaya koyduğu, teknolojiyi insan odaklı bir şekilde kullanmayı amaçlayan bir toplumsal dönüşüm vizyonudur. Bu kavram, Endüstri 4.0’ı bir adım öteye taşıyarak insanın refahını artırmayı ve toplumsal sorunlara teknolojiyle çözümler geliştirmeyi hedefler. 

İnsanlık, bu seviyeye nasıl ulaştı ve bu dönüşüm süreci AI for Good ile nasıl bir ilişki kuruyor?

İnsanlık, **Avcı-Toplayıcı (1.0)**, **Tarımsal Toplum (2.0)**, **Sanayi Toplumu (3.0)** ve **Bilgi Toplumu (4.0)** evrelerinden geçerek Toplum 5.0 seviyesine ulaştı. Bu dönüşüm sürecinde yapay zeka, büyük veri ve nesnelerin interneti (IoT) gibi teknolojiler kritik bir rol oynadı. **AI for Good**, Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma hedeflerini destekleyen bir girişimdir ve Society 5.0’ın temel değerleriyle doğrudan ilişkilidir. AI for Good, teknolojiyi eğitim, sağlık, çevre ve eşitsizlik gibi global sorunların çözümü için kullanmayı teşvik eder. 

Toplum 5.0’ın temel değerleri nelerdir?

  • İnsan odaklılık: Teknolojinin merkezine insanı koymak.
  • Eşitlik ve erişilebilirlik: Teknolojik yeniliklerden herkesin faydalanmasını sağlamak.
  • Sürdürülebilirlik: Doğal kaynakları koruyarak gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak.
  • İnovasyon ve kapsayıcılık: Toplumun her kesimini teknolojik yeniliklere dahil etmek.

Toplum 5.0 vizyonunun gerçekleşmesi için bireylerin nasıl bir farkındalık geliştirmesi gerekiyor?

Bireylerin şu alanlarda farkındalık geliştirmesi gerekiyor: 

  • Dijital okuryazarlık: Teknolojinin nasıl çalıştığını anlamak ve etkilerini değerlendirmek. “Anlamadığımız şeyden korkuyoruz, oysaki yaşam bize karşı değil, bizim için gerçekleşiyor.”
  • Veri etiği: Kendi verilerinin kullanımını sorgulamak ve mahremiyeti koruma bilinci.
  • Sorumluluk bilinci: Teknolojiyi sadece tüketmek yerine, toplumsal fayda için nasıl kullanabileceğini düşünmek.

İnsanların teknolojiyi sadece tüketmek yerine, toplumsal fayda için çözüm üretmesi adına hangi becerilere ve etik yaklaşımlara ihtiyaç var?

  • Problem çözme ve yaratıcılık: Teknolojik araçları kullanarak toplumsal sorunlara çözümler geliştirme. 
  • Sosyal girişimcilik: Teknolojiyi sosyal fayda için kullanacak projeler yaratma becerisi. 
  • Etik liderlik: Teknolojiyi adil, şeffaf ve sürdürülebilir şekilde yönetme bilinci. 

Hangi ülkeler Society 5.0 vizyonunu hayata geçiriyor?

  • Japonya: Society 5.0’ın doğduğu ülke olarak öncü konumdadır ve teknolojiyi yaşlanan nüfusa yönelik çözümler geliştirmede kullanıyor. 
  • İskandinav ülkeleri: Sosyal refahı artırmak için teknolojiye entegre çözümler sunuyor.  yaşlı bakımı için akıllı ev sistemlerini kullanarak, yaşlı bireylerin sağlık durumlarını uzaktan izlemeye ve bakım hizmetlerini optimize etmeye olanak tanıyor. Örneğin, Danimarka’da sensör tabanlı sistemler yaşlı bireylerin hareketlerini izleyerek düşme gibi acil durumları tespit edip sağlık ekiplerine anında bildirim yapıyor.
  • Estonya: Dijital vatandaşlık uygulamalarıyla dijital dönüşümde liderdir. 

Günümüzde teknolojik gelişim ve dijitalleşmede lider ülkeler hangileri?

  • ABD ve Çin: Yapay zeka ve büyük veri alanında rekabetin öncüleridir. 
  • Almanya: Endüstri 4.0 ve akıllı üretim sistemleriyle tanınır. 
  • Güney Kore: 5G altyapısı ve yenilikçi teknolojilerde liderdir. 

AI for Good girişimlerini hangi ülkeler ve kurumlar destekliyor?

  • Birleşmiş Milletler: AI for Good girişimlerinin temel koordinatörüdür. 
  • İsviçre ve Singapur: Yapay zeka ve etik düzenlemeler konusundaki liderlikleriyle bilinir. 
  • Google ve Microsoft gibi şirketler: Sürdürülebilir teknolojiler geliştirmeye odaklanmaktadır. 
  • Salesforce, Duolingo, Intel ve Disney (OpenAI, 2021a), yapay zekayı keşifleri hızlandırmak amacıyla uygulamış ve bununla birlikte verimlilik ve üretkenlikte üstel artışlar sağlamıştır.

Yapay zekanın iş gücü piyasasına etkilerini nasıl görüyorsunuz?

YZ, rutin işlerin otomasyonunu artırırken yeni iş alanları yaratıyor. Örneğin: 

  • YZ etik danışmanlığı
  • Dijital terapistler ve veri bilimciler*

Holistik yaşam koçluğu ve yaşam tarzı tıbbında YZ, bireyselleştirilmiş sağlık programları, stres yönetimi ve genetik analiz gibi alanlarda büyük bir potansiyele sahip. 

Dijital dönüşümün hızlandığı bir dünyada, insan ve teknoloji arasındaki dengeyi nasıl sağlayabiliriz?

Bu dengeyi sağlamak için: 

  • İnsan değerlerini koruma: Teknolojiyi, insani bağları güçlendirmek için bir araç olarak görmek.
  • Eğitim: Dijital becerileri öğretirken etik değerleri de aşılamak.
  • Liderlik: Teknolojiye insani bir vizyon katan liderlere ihtiyaç var.

Liderler, bireyler ve toplum bu süreçte şu rolleri üstlenmeli: 

  • Liderler: Şeffaflık ve adalet temelli politikalar geliştirmeli. 
  • Bireyler: Teknolojiyi bilinçli bir şekilde kullanmalı ve sürekli öğrenmeye açık olmalı. 
  • Toplum: Dijital dönüşümün sosyal etkilerini sürekli izlemeli ve iyileştirmeler yapmalı. 

Birleşmiş Milletler’in 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefine ulaşmak adına bir proje geliştirdiniz. Bu projeyi ve katkılarınızı kısaca paylaşabilir misiniz?

2022 yılında Dr Alan D. Thompson (LifeArchitect.ai), Dr Anuraj Gambhir (Wise/White Mirror) ile Yapay Zeka tabanlı Akıllı bir Ayna üretim projesi sırasında birlişmiş milletlere 17 SDG yi AI desteğiyle nasıl daha hızlı ulaşılabşleceğinin analitik verilerini sunduk.

Birleşmiş Milletler’in 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefine (SKH) ulaşmak adına geliştirdiğim proje, yapay zeka (YZ) teknolojisinin gücünü kullanarak eğitim, sağlık ve çevresel sürdürülebilirlik alanlarına odaklanmaktadır. Bu kapsamda öne çıkan yönler şunlardır:

Proje Adı: Holistik Yapay Zeka ile Sürdürülebilir Toplum

1. Eğitim ve Fırsat Eşitliği:

  • YZ destekli öğrenme platformlarıyla, düşük gelirli ve dezavantajlı bölgelerde bireylere yüksek kaliteli eğitim içerikleri sunuluyor.
  • Bu sistem, kişiselleştirilmiş eğitim imkanı sağlayarak bireylerin becerilerini geliştiriyor ve istihdam edilebilirliklerini artırıyor.

2. Sağlıkta İnovasyon:

  • YZ, sağlık alanında teşhis ve tedavi süreçlerini hızlandırarak daha geniş kitlelere uygun maliyetli hizmetler sunuyor. Örneğin, antibiyotik keşiflerinde YZ kullanılarak “Halicin” gibi yeni tedavi yöntemleri geliştirildi.

3. Çevresel sürdürülebilirlik:

  • İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında, YZ’nin büyük veri analitiği gücünden faydalanarak sürdürülebilir tarım, enerji ve atık yönetimi çözümleri sunuluyor.

4. Toplum Katılımı ve Farkındalık:

  • Proje, bireylerin dijital okuryazarlık becerilerini artırarak, teknolojiyi sadece tüketim için değil, çözüm üretmek için de kullanmalarını teşvik ediyor.

Projenin Katkıları

  • Kapsayıcılık ve Erişim: Teknolojik gelişmelerin toplumun tüm kesimlerine ulaşmasını sağlıyor.
  • Verimlilik ve Yenilik: Karmaşık problemleri çözmek için disiplinler arası işbirlikleri teşvik ediliyor.
  • SKH ile Uyum: Eğitimde fırsat eşitliği (SKH 4), sağlık ve refah (SKH 3) ve iklim eylemi (SKH 13) hedeflerine doğrudan katkı sağlanıyor.

Bu proje, YZ’nin potansiyelini, toplumun her kesimini kapsayan bir çözüm platformu olarak kullanmayı hedefliyor ve BM’nin sürdürülebilir kalkınma vizyonuna önemli bir katkı sunuyor.

Geliştirdiğim proje, **Holistik Sağlık ve Yapay Zeka Temelli Sürdürülebilir Yaşam Programı**dır. Bu program: 

  1. Kişiselleştirilmiş sağlık planları sunarak bireylerin daha sağlıklı yaşam seçimleri yapmasını sağlar.
  2. YZ tabanlı topluluk haritalama araçlarıyla, sağlık hizmetlerini erişimi sınırlı bölgelere ulaştırmayı hedefler.
  3. Eğitim modülleri ile bireylerin sürdürülebilir sağlık alışkanlıkları geliştirmesine katkıda bulunur.

Bu projede hem bireylerin yaşam kalitesini artırmayı hem de toplumsal refahı yükseltmeyi amaçlıyoruz.

Teknolojinin insan odaklı kullanımını artırmak için Society 5.0 kavramı çerçevesinde hangi stratejileri önerirsiniz?

Society 5.0, teknolojiyi sadece ekonomik büyüme için değil, insan hayatını iyileştirmek ve toplumsal refahı artırmak için kullanmayı amaçlar. Bu kapsamda şu stratejileri öneriyorum:

  • İnsanı merkeze koyan politika ve düzenlemeler: Teknolojinin etik ve insan odaklı gelişimi için regülasyonlar ve kılavuzlar oluşturulmalıdır.
  • Eşit erişim ve kapsayıcılık: Dijital altyapıya yatırım yaparak dezavantajlı grupların teknolojiye erişimini sağlamak öncelik olmalıdır.
  • Eğitim ve farkındalık artırma: Dijital okuryazarlık, yapay zeka ve veri kullanımını anlamak için toplumun her kesimini eğitmek gerekiyor.

Yapay zeka teknolojilerinin toplum üzerindeki en büyük dönüşüm etkisi sizce hangi alanda hissediliyor?

Yapay zeka, en büyük dönüşüm etkisini sağlık alanında hissediliyor.

  • Erken teşhis ve tedavi: AI, kanser gibi hastalıkların erken teşhisini mümkün kılar.
  • Kişiselleştirilmiş sağlık: Veri analitiği sayesinde her bireyin genetik ve yaşam tarzına uygun çözümler sunar.
    Ayrıca eğitimde, adalet sisteminde ve sürdürülebilir kalkınma projelerinde de derin etkileri gözlemleniyor.

Geleceğin liderlerini şekillendirecek teknolojik yetkinlikler sizce nelerdir?

Geleceğin liderleri, teknolojiyi insanlık yararına kullanmak için şu yetkinliklere ihtiyaç duyacak:

  • Dijital okuryazarlık ve veri analitiği
  • Yapay zeka ve blockchain teknolojileri bilgisi
  • Etik liderlik: Teknolojiyi adil ve şeffaf bir şekilde yönetme becerisi.
  • Esneklik ve öğrenme yeteneği: Sürekli değişen teknolojilere uyum sağlama.

Toplum 5.0, teknolojiyi daha iyi bir dünya için kullanmayı hedefliyor. Peki, bu hedefe ulaşmak için bireylerin nasıl bir farkındalık geliştirmesi gerekiyor?

Bireyler şu alanlarda farkındalık geliştirmeli:

  • Dijital haklar ve gizlilik: Kendi verilerinin değerini anlamalı ve korumalı.
  • Sorumlu teknoloji kullanımı: Teknolojiyi sadece tüketim değil, üretim ve toplumsal fayda için kullanma bilinci.
  • Eğitim ve sürekli öğrenme: Yeni teknolojiler hakkında bilgi edinerek kendi yetkinliklerini geliştirme.

Yapay zeka sistemlerinin etik sorunları hakkında düşünceleriniz nelerdir? Toplum 5.0’ın bu sorunlara yaklaşımı nasıl?

Yapay zeka sistemlerinde önyargı, şeffaflık eksikliği ve hesap verebilirlik en büyük etik sorunlardır. Society 5.0, bu sorunlara şu yaklaşımları önerir:

  • Şeffaflık ve açıklanabilirlik: AI kararlarının anlaşılabilir ve izlenebilir olması.
  • Evrensel etik kodlar: Yapay zekanın gelişimi için global standartların oluşturulması.
  • Toplum temelli çözümler: Teknolojinin sosyal etkilerinin düzenli olarak değerlendirilmesi.

Yapay zekanın sosyal eşitsizlikleri azaltma potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuda başarılı örnekler var mı?

Yapay zeka, eşitsizliklerin azaltılmasında önemli bir araçtır:

  • Eğitim: AI tabanlı öğrenme platformları, dünyanın dört bir yanındaki öğrencilere ulaşabilir.
  • Sağlık: Uygun maliyetli teşhis araçları, düşük gelirli bölgelerde sağlık hizmetine erişimi artırabilir.
    Başarılı bir örnek, Google’ın Flood Forecasting projesi, sel baskınlarını önceden tahmin ederek hayat kurtarıyor.

Liderlerin, teknolojiyi insanlık yararına nasıl daha etkin kullanabileceği konusunda verdiğiniz en önemli tavsiye nedir?

İnsanı ve etik değerleri merkeze koyun. Teknolojiyi, kısa vadeli kazançlar yerine uzun vadeli toplumsal fayda sağlamak için kullanın. Ayrıca, sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık ilkelerine öncelik verin.

Dijital dönüşümün hızlandığı bir dünyada, insan ve teknoloji arasındaki dengeyi nasıl sağlamalıyız?

Bu dengeyi sağlamak için:

  • Empati odaklı teknoloji tasarımı: İnsan ihtiyaçlarına uygun çözümler geliştirilmesi.
  • Dijital detoks ve bilinçli kullanım: Teknolojiyi gerektiği kadar kullanmayı teşvik eden yaklaşımlar.
  • İnsan yetkinliklerine yatırım: Teknolojiye paralel olarak insani becerilerin (yaratıcılık, problem çözme) geliştirilmesi.

Yapay zeka çözümlerinin iş gücü piyasasına etkilerini nasıl görüyorsunuz? Yeni meslekler ve yetkinlikler hakkında neler öngörüyorsunuz?

YZ, otomasyonu artırarak bazı iş kollarını dönüştürüyor. Ancak bu süreç, yeni meslekler ve yetkinlikler yaratıyor:

  • AI etik danışmanlığı
  • Veri bilimciler ve AI eğitmenleri
  • Siber güvenlik uzmanları
  • Eğitim sistemlerinin bu yeni alanlara uygun bireyler yetiştirmesi kritik.

Society 5.0 vizyonunun yaygınlaşması için toplumun her kesimine ulaşmayı nasıl planlamalıyız? Özellikle dezavantajlı grupları dahil etmenin yolları nelerdir?

  • Erişim eşitliği sağlanmalı: Kırsal alanlarda internet ve teknolojik altyapı geliştirilmesi.
  • Kapsayıcı eğitim programları: Dijital becerileri artırmaya yönelik projeler geliştirilmesi.
  • Toplum bazlı iş birliği: STK’lar, özel sektör ve hükümetin ortaklaşa çalışması.

Society 5.0, insanlığın daha adil, sürdürülebilir ve refah dolu bir geleceğe ulaşması için bir fırsattır.

İlginizi çekebilir: Sağlık potansiyelinizi açığa çıkarmak: Yaşam Tarzı Tıbbı ve yaşam amacının uyumu

Muse Yeliz Rüzgar: İzmir doğumlu ve uluslararası tanınırlığı olan Yeliz Rüzgar, Bütünsel Yaşam Koçu ve Enerji terapistidir. Yurt dışı ve yurt içinde ortağı olduğu koçluk ve danışmanlık şirketleri aracılığıyla bireysel olduğu kadar kurumlara da inovasyon, yeni ürünlerin Türkiye' ye ithalatı, motivasyon, satış arttırma, iş-özel yaşam dengesi üzerine danışmanlık vermektedir. 2005 yılından beri Anthony Robbins eğitimlerine katılımının ardından tüm etkinliklerinde gönüllü asistanlık yapmış, Los Angeles ve Türkiye'de "Power Groups" oluşumlarını yönetmiş bir Anthony Robbins lideridir. Yeliz, 13 yaşında ilk ilgi duymaya başladığı bilim ve ruhsal alanların birleştiği konular üzerine, Dünya çapında tanınan Dr. Bernie Siegel, Dr. Bruce Lipton, Dr. David Katz, EFT tekniğini bulan Dr. Craig, NLP tekniğinin kurucu Dr. Richard Bandler, NLP ‘de ‘Time Line – Zaman Çizgisi’ tekniğinin yaratıcısı Tad James gibi isimler ile birlikte kongre ve festivallerde konuk konuşmacı olmuş, ‘Holistik Yaşam’ ile ilgili sunumlar yapmıştır. Halen Sedona Üniversitesinde bu alanda doktora çalışmalarına devam etmektedir. Yeliz, UCLA ve North Carolina Üniversitelerinde psikolojik araştırmalarda da kullanılan AuraVS isimli bio-feedback aracılığı ile yaptığı seanslar ile Dünya çapında binlerce kişinin yaşamlarını dönüştürmeleri, ilişkilerini geliştirmeleri ve yaşam amaçlarına bağlanmalarına yardım etti. Yeliz Los Angeles ve İstanbul ‘da yaşamaktadır. Hayat mottosu: ¨İmkansız diye bir şey yoktur, İste, planla, harekete geç, inan ve sabırlı ol.¨

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale