X

Sıkılmadan Defalarca İzleyebileceğiniz Efsane Filmler

 

Efsane filmler dediğimizde, tüm dünyada değerli kabul edilen filmleri kast ediyoruz. Neredeyse ezbere bildiğimiz ikonik sahnelerinden yıllar sonra kendimizi mırıldanırken bulduğumuz film müziklerine kadar, sinema dünyasının cevherleri olarak gösterilen tüm zamanların efsanevi filmlerinden bazılarını sizler için derledik.

O halde; rahat bir şeyler giyin, koltuğa yerleşin, mısırınızı patlatın ve efsanevi filmler listemizden seçtiğiniz bir film ile hem gecenize hem de hayal dünyanıza bir güzellik yapın…

  1. Baba (1972)

Bugüne kadar yapılmış en iyi filmlerden biri olarak gösterilen “Baba” filminde, bir New York suç ailesinin liderini Al Pacino canlandırıyor. 1972 yapımı bu Amerikan suç filmi, 1969’da yayımlanan aynı adlı romandan uyarlandı.

1945’ten 1955’e uzanan hikaye, Pacino’nun acımasız mafya patronuna dönüşümüne odaklanırken, aynı zamanda Patrik Vito Corleone’nin (Brando) altındaki Corleone ailesini de anlatıyor.

Dünya sinemasında efsane filmlerden biri olarak kabul edilen Baba, özellikle gangster türünde en etkili olanlardan biri olarak gösteriliyor.

  1. Piyanist (2002)

Roman Polanski’nin yönettiği Piyanist filmi, Polonyalı Yahudi radyo kanalı piyanisti Wladyslaw Szpilman’ın olağanüstü hayatta kalma mücadelesini konu ediniyor. Gerçek bir hikayeden sinemaya uyarlanan filmde, II. Dünya Savaşı başlarken Varşova’nın yavaş yavaş değişimi gösteriliyor.

Filmde; Szpilman, Varşova Gettosu’na girmeye zorlanıyor ancak daha sonra ailesinden ayrılıyor. O andan sonra, toplama kampında toplanan insanlar yeniden serbest kalana kadarki sürede, Szpilman Varşova’nın ücra köşelerinde saklanıyor.

  1. Dünya Savaşı’nda Nazi Almanya’sında Yahudi halkının yaşadığı zulmü konu edinen film, dünyanın en iyi soykırım filmleri arasında gösteriliyor.

 

3. Matrix (1999)

1999 yapımı Amerikan bilim kurgu filmi Matrix’te, Thomas Anderson sıradan bir hayat yaşarken, bir yandan da içinde bir şeylerin doğru olmadığını hissediyor. Gündüzleri bir yazılım teknisyeni ve geceleri bir hacker olarak, evde tek başına bilgisayarın başında oturup bir şeylerin değişmesini beklemektedir.

Bir gece, Trinity adında gizemli bir kadın onu arar ve onu bilmeden beklediği o meçhul karakterle tanıştırır; Morpheus. Morpheus, genç Thomas’a dünyası hakkındaki gerçeği söyler.

Matrix’te insanlar, 1999 yılında yaşadıklarına ve hayatlarının kontrolünün kendilerinde olduğuna inanmaktadır. Ancak, Morpheus onları gerçek dünyaya geri döndürmekten sorumlu olduğunu söyler. Morpheus ayrıca, makinelerle savaşı bitireceğine dair bir kehanet olduğunu ve Neo’nun o kişi olduğuna inandığını da söyler. Ondan sonra Thomas, insanlığı bilinmeyen bir düşmanın kontrolünden kurtarmaya yardım eder.

  1. İlk Aşk İlk Dans (1987)

1980’li yılların en unutulmaz gençlik filmlerinden biri olan ve Türkçeye “İlk Aşk İlk Dans” olarak çevrilen Dirty Dancing, modern dönemde hemen her 20’li yaşlarındaki kadının izlediği bir film.

1963 yazında Baby, ailesi ve kız kardeşi ile bir dağ tatiline gider. Orada ona nasıl hareket edeceğini öğreten dans öğretmeni Johnny Castle ile tanışır ve ona aşık olur. Ancak, işler tabi ki bu kadar kolay olmaz.

  1. Yıldız Savaşları (1977)

1977 yapımı Amerikan filmi Star Wars, geçmişe bir yolculuk yapmak isteyenler için en unutulmaz filmler arasında gösteriliyor.

Asilerin bir İmparatorlukla savaştığı uzak bir galakside, Luke Skywalker yardım isteyen bir mesaj taşıyan bir droid bulur. Gizemli bir Jedi bulur. İmparatorluk ailesini öldürdükten sonra gezegenini terk eder, bir Jedi uzay sihirbazı olarak eğitilir. İmparatorluğun Sith Lordu (kötü uzay sihirbazı) Darth Vader iken isyana öncülük eden prenses Leia’yı kurtarır.

Her şeyin başladığı yer olan ilk filmde, Obi Wan Kenobi ve Luke Skywalker gibi iki efsanevi karakter ile tanışıyoruz. Serinin ilk filmi o kadar çok beğeniliyor ki, daha sonra 1983’te, 1999’ta, 2002, 2005, 2015, 2019 yıllarında da devam filmleri çekiliyor.

  1. Grease (1978)

1978 Amerikan yapımı film, 1958 yazında Rydell Lisesi’nde geçenleri konu alıyor. Lisenin erkek çetesi T-Birds’ün bir üyesi olan Danny Zucco, Avustralyalı masum bir kız olan Sandy Olsson ile tanışır ve aşık olur. Ancak, sonbahar yaklaştığında Sandy ona ülkesine dönmek zorunda olduğunu söyler.

1950’li yılların idealizmine bir saygı duruşu hem de liseli gençlerin asi, kışkırtıcı ve asi olma arzusunun bir hicvi olan bu neşeli müzikalde, akran baskısı ve aşklar işleri biraz daha karmaşık hale getiriyor.

Grease, dünyanın en popüler müzikalleri arasında yer alıyor ve özellikle gençler arasında kült bir film olarak gösteriliyor.

  1. Esaretin Bedeli (1994)

1994 yapımı bir Amerikan suç- drama filmi olan Esaretin Bedeli’nin senaryosu Shawn Patrick Patterson’a ait.

1947’de Andy Dufresne, karısını öldürmekten suçlu bulunur ve müebbet hapis cezasına çarptırılarak Shawshank hapishanesine gönderilir. Burada, hapishane müdürü ile tanışır.

Andy, müebbet hapis cezasına çarptırıldığından zekasını kullanarak ve dostluklar kurarak kendini ve umudunu canlı tutmanın bir yolunu bulmalıdır. Stephen King’in romanından uyarlanan film, büyük beğeni toplayan dayanıklılık hikayesi ile tüm zamanların en iyi filmleri arasında gösteriliyor.

  1. Geleceğe Dönüş (1985)

1985 yapımı gişe rekorları kıran bu Amerikan filmi, bilim kurgu ile romantik komedi türlerini birleştiriyor.

Filmde, 1980’li yıllarda yaşayan Marty McFly isimli bir adam, vurulmaktan kurtulmak için akıl hocası Emmett “Doc” Brown tarafından icat edilen bir DeLorean zaman makinesiyle 1950’li yıllara gidiyor. Akıl hocası, aynı zamanda çılgın bir bilim adamıdır.

Ancak Marty, bu makineyle hiç beklemediği bir zaman dilimine, annesiyle babasının flört ettiği yıllara gidiyor. Ancak şimdi de, bir şekilde annesinin dikkatini çekebilmesi ve kasabanın kabadayısına karşı babasına yardım etmesi gerekiyor ki gelecekteki doğumunu garanti altına alabilsin.

Geleceğe Dönüş filmi, zaman yolculuğunu konu alması hem de bilim, macera ve romantizmi birleştirmesi ile izleyenlerden tam not alıyor. Ancak aynı zamanda Marty’nin Doc ile olan dostluğunu merkeze aldığı için, sıradan bir romantik komediden de fazlasını sunuyor.

  1. Titanic (1997)

Dünya sinemasında hiç kuşkusuz en çok ses getiren filmlerden biri olan 1997 yapımı Amerikan filmi Titanic, aynı isimli gemide geçen olayları konu ediniyor.

Gerçek bir hikayeden uyarlanan film, aşk ve felaketi aynı hikayede buluşturuyor. Okyanusa batan Tinanik gemisinin gerçek hikayesine dayanan filmin yönetmen koltuğunda, başarılı bir Hollywood yapımcısı olan James Cameron oturuyor. Başrollerinde ise Leonardo Di Caprio ve Kate Winslet yer alıyor.

1912 yılında geçen filmde 17 yaşındaki Rose, bir iş adamının oğlu olan nişanlısı Cal ve annesi Ruth birlikte Titanik gemisine biniyor. Ancak Rose, güvertede alt sınıf genç bir sanatçı ile tanışıyor. Tam intihar etmek üzereyken Jack onu atlamaması için ikna ediyor. O andan sonra ikili birbirine aşık olsa da, kaçınılmaz son olan geminin batması yaklaşıyor.

  1. Ucuz Roman (1994)

Suç ve dram türlerindeki 1994 yapımı bu Amerikan filmi kült filmler arasında gösteriliyor. Filmde, birkaç hırsız bir restoranı soymaya gidiyor ve olaylar gelişiyor.

Film, yayınlandıktan bir yıl sonra 7 Akademi Ödülü’ne aday gösterildi ve En İyi Orijinal Senaryo dalında Tarantino’ya bu daldaki tek Oscar’ını getirdi.

Karakterleri ve diyalogları ile son derece yaratıcı olan filmin bu kadar beğenilmesinin belki de en önemli nedenlerinden biri de zaman kaydırmalı olay örgüsü yapısı.

  1. Yüzüklerin Efendisi (2001)

Yapımcılığını Peter Jackson’ın üstlendiği Amerikan yapımı üçlemenin 2001 yapımı ilk filmi Yüzüklerin Efendisi, 1950’lerde JRR Tolkien tarafından yazılmış aynı adı taşıyan kitaptan sinemaya uyarlanmıştır.

Film, Karanlık Lord’un kötü ‘Güç Yüzüğü’nü ok ederek Orta Dünya topraklarını kurtarmak için beklenmedik bir şekilde bir maceraya atılan bir Hobbit olan Frodo Baggins’in hikayesini anlatmaktadır.

  1. Schindler’in Listesi (1993)

1993 yapımı Amerikan suç-dram ve savaş filmi Schindler’in Listesi, en iyi soykırım filmleri arasında gösterilmektedir. Steven Spielberg’in yönetmen koltuğunda oturduğu film, hem dramatik hikayesi hem de siyah beyaz çekimi ile izleyicinin ilgisini çekmektedir.

Film, II. Dünya Savaşı filminde Nazi Almanya’sında Yahudilerin yaşadığı olayları konu edinmektedir.

  1. 12 Angry Men (1957)

12 Angry Men; tümü erkek, çoğunlukla orta yaşlı ve beyaz saçlı farklı bir grup on iki jüri üyesinin sürükleyici, etkileyici bir hikayesini anlatır.

Jüriler, görünüşte bir cinayet davasında gerçekleri duyduktan sonra tartışmak için rahatsız edici bir şekilde bir araya getirilmişlerdir. Hepsi, vatandaşlık görevlerini yapmak için bir jüri odasına çekilirler ve hayatı tehlikede olan yoksul azınlık sanık için adil bir karar vermeleri gerekir.

  1. City Lights (1931)

Yönetmen koltuğunda Charlie Chaplin’in oturduğu ve Chaplin’in Virginia Cherrill ve Florence Lee ile başrolllerini paylaştığı film, orijinal stili ile klasikleşmiş filmlerden. Romantizm ve komediyi birleştiren bu film, başından sonuna kadar izleyenleri eğlendirmeyi başarıyor.

1931 yılında vizyona giren filmde tüm zamanların en büyük aşklarından biri konu ediniyor. Son sahnesi, birçok farklı türde çekime sahip olması ile dikkat çekiyor. Aynı zamanda Chaplin’in en tanınmış filmlerinden biri olması ile de izlemeye değer.

  1. Inception (2010)

Başrollerini Leonardo DiCaprio, Ken Watanabe, Joseph Gordon-Levitt, Marion Cotillard gibi isimlerin paylaştığı Inception filmi, 2010 yapımı bir Amerikan filmi.

Filmde profesyonel bir hırsız olan Dominick Cobb’a Leonardo DiCaprio hayat vermektedir. Gerçekliğin sorgulandığı bu film, gerçekler ve rüyalar arasında geçen olay örgüsü ile izleyenlerden tam not alıyor.

  1. Apocalypse Now (1979)

Başrollerini Martin Sheen, Marlon Brando ve Robert Duvall’in paylaştığı ve Türkçeye “Kıyamet” olarak çevrilen Apocalypse Now filminin yönetmen koltuğunda ise Francis Ford Coppola oturuyor.

Drama ve savaş türlerindeki bu 1979 yapımı Amerikan filminin konusu Vietnam’da geçiyor. Martin Sheen’in hayat verdiği Kaptan Willard karakteri, bir zamanlar umut vaat eden bir subay olan Kurtz’u bulmak ve yok etmek için tehlikeli bir yolculuğa çıkar ve olaylar gelişir.

  1. Casablanca (1942)

1942 yapımı Amerikan filmi Casablanca’nın konusu İkinci Dünya Savaşı’nda geçiyor. Savaşın ilk yıllarında hakimiyetini arttıran Nazi Almanyası’ndan kaçan mülteciler arasındaki bir aşk üçgenini konu ediniyor.

  1. Oz Büyücüsü (1939)

Dorothy Gale, Kansas’ta yaşayan kasabalı bir kızdır. Olaylar; o, köpeği Toto ve ailesinin evi, daha önce gördüğü hiçbir şeye benzemeyen, parlak ve büyülü bir dünyaya bir kasırga tarafından taşındığında gerçekleşir. Ne yazık ki, eve taşındığında bir cadının ölümcül düşmanı haline gelir.

  1. Singin’ in the Rain (1952)

Sinema dünyasının klasikleşmiş filmlerinden biri olan Singin’in the Rain, 1920’li yılların sonlarında filmlerin sessizden sesliye geçtiği film endüstrisini etkileyen kargaşanın bir parodisidir.

Komedi ve müzikal türlerinde izleyici ile buluşan bu Amerikan yapımı filmin yönetmenliğini Stanley Donen ve Gene Kelly üstleniyor.

  1. Forrest Gump (1994)

1994 yapımı Amerikan filmi Forrest Gump; en iyi film Oscar’ı, en iyi erkek oyuncu Oscar’ı gibi layık olduğu ödüller ile kalitesini gösteriyor.

Robert Zemeckis’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bu dram filmi, zeka seviyesi 75 olan bir adamın azim ve başarı dolu hikayesini konu ediniyor.

 

 

 

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale