X

Sıfır atık ve minimalizm: Ortak noktaları nelerdir, nerede farklılaşırlar?

Ben sıfır atık felsefesi ile tanışmadan önce hâlihazırda minimalizmi uygulamaya gayret ediyordum. Giymediğim giysileri sattım ya da bağışladım, yeniden okumayacağımı bildiğim kitapları bağışladım ya da sahafta okuyacağım kitaplarla takas ettim. Önemli ve duygusal anıları temsil edenler dışında bütün “saklamaya çok da gerek olmayan” fotoğrafları ve gereksiz e-postaları sildim. Hiçbir amaca hizmet etmeyen süs eşyalarını attım ve nadiren kullandığım tüm mağaza üyeliklerini iptal ettirdim. Elimdeki ürünü bitirmeden yenisini almamaya çalışarak epey minimal bir yaşam sürmeye başlamıştım.

Sıfır atık ile tanışıp çevre için daha fazlasını yapabileceğimi öğrendiğimde, minimalizmi benimsemiş olmamın bana çokça faydası oldu. Çünkü minimalizm ve sıfır atık, pek çok açıdan benzer özellikler taşıyorlar. Ancak benzerlikleri olduğu kadar farkları da var. Bugün bu yazıda sizlerle, sıfır atık ve minimalizmin benzer ve farklı yönlerini ele alacağız.

Konuya balıklama dalmadan önce sıfır atık ve minimalizm kavramlarını tanımlamak istiyorum.

Minimalizm, az ile yaşamak anlamına gelir. İhtiyacınız olandan fazlasını hayatınızda barındırmamaktır. Bu hem maddi, hem de manevi durumlar için geçerlidir.

Sıfır atık ise doğal ya da sentetik her türlü malzemenin, doğaya zarar vermesini engelleyecek şekilde kullanılması, değerlendirilmesi, dönüştürülmesi ve de doğaya zarar verecek malzemelerin üretiminin ve tüketiminin sıfırlanması olarak tanımlanır. Kısaca, sıfır çöp, sıfır kirlilik.

Tanımlarına baktığımızda aralarında ortak hiçbir şey yokmuş gibi görünüyor. Ancak derinden incelersek, her iki görüşte de hedefe giden yolların benzer olduğunu fark edebiliriz.

Sıfır atık ve minimalizmin benzerlikleri

En büyük benzerlikle başlayalım, tüketimi azaltma.

Minimalizm size, ihtiyaç duymadığınız fiziksel, zihinsel ve çevresel hiçbir şeyi hayatınızda barındırmamanızı, biriktirmemenizi söyler. Fazlalıkları hayatınızdan çıkarır ve elinizdekiler eksilene kadar yenisini almazsınız. Benzer şekilde, atıksız bir yaşama giden yol da tüketimi azaltmaktan geçer. İhtiyaç dışı alışverişten kaçınarak kişi başına açığa çıkan çöp miktarını azaltır ve atıklarınızı sıfırlamaya yaklaşırsınız.

Hem minimalizm hem de atıksız yaşam size, daha az tüketerek daha huzurlu, daha ekonomik ve daha sağlıklı bir yaşam süreceğinizi öğütler. Deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki, gerçekten de öyle.

Örnek verecek olursam; atıksız yaşama ilk geçtiğimde, plastik ambalaj ile satılmayan versiyonunu bulmakta en çok zorlandığım malzemelerden biri pamuktu. Açıkta pamuk satılan bir kaynak bulamadım ve marketlerde hep plastik poşetler içinde satılıyordu. Ben de çözümü, yıkanabilir pamuklu havlu bezler edinerek buldum. Farklı boylarda yaklaşık 10 tane yıkanabilir havlu mendilim var. Özellikle yüz için üretilmiş olanlardan almaya çalıştım, evdeki havlulardan kendim de yapabilirdim ama el havluları yüz için fazla sert olabiliyor, riske atmak istemedim. Yüzümü temizlerken o mendilleri kullanıyorum ve her hafta makinede diğer çamaşırlarla birlikte yıkıyorum. Böylece her gün çöpe pamuk atmıyor, plastik ambalajlı ürün satın almak zorunda kalmıyorum ve elimdeki mendiller parçalana kadar da yenisini almaya ihtiyaç duymayacağım.

İhtiyaç dışı tüketimi durdurmak, çevre dostu ve minimalist bir yaklaşım olduğu kadar ekonomik de olacaktır. Bazen sırf “kaçırılmayacak indirim fırsatları” yakaladığımız için, elimizdeki ürünleri bitirmeyi beklemeden yenilerini alabiliyoruz. Bu da aslında, ekonomik bir alışveriş yaptığımızı düşünürken, gereksiz harcama yapmamıza neden olabiliyor. Aldıklarımız evde yer kaplıyor, toz tutuyor ya da daha kötüsü, son kullanma tarihin doldurup daha kullanılmadan bozuluyor ve önünde sonunda çöpe atılıyor. Çöpe atılarak ziyan olan her ürün, çöpe atılan para demek.

Minimalizm ve sıfır atık arasındaki bir diğer benzerlik, sahip olduklarınızı değerlendirmeyi öğütlemesidir. Bir kavanoz fıstık ezmesi aldınız, tükettiniz ve elinizde kavanozu kaldı. Başka biri olsa çöpe atardı belki ama bir minimalist veya bir sıfır atıkçı, bu kavanozu kullanabileceği bir yol arar. Bu kavanozu reçel kurmak, yoğurt mayalamak, konserve yapmak ya da basitçe ufak tefek eşyaları depolamak için kullanır. Kullanamazsa, kavanoza ihtiyacı olan birine verir. Kimseye veremediyse, o kavanozu ileri dönüşüm yaparak evde kullanılan başka bir eşyaya dönüştürür. Böylece bir sıfır atıkçı bu malzemeyi çöpü boylamaktan kurtarır, çöpünü sıfırlar ve bir minimalist, ihtiyaç duyduğu bir eşya için satın almaktan kurtulur.

İlginizi çekebilir: Atıkları değerlendirmenin iki farklı yolu: Geri dönüşüm ve ileri dönüşüm

İhtiyaç ve lüks arasında denge kurmak

Sadece ihtiyacınız kadarını tüketin, demek işin kolay kısmı. Uygulamak ise söylemesi kadar kolay değil. Bunun en büyük sebebi de elbette ki pazarlama hileleri.

Firmalar, satış oranlarını arttırmak için tüketicileri manipüle etme işinde oldukça başarılılar. Tekstil firmaları, yeni koleksiyonlarını öyle bir pazarlıyorlar ki, sanki o gömlek evinizdeki pantolonlarla uyumlu olmayacakmış, sadece aynı markanın o gömlek ile takım olarak ürettiği pantolonla giyilebilirmiş gibi hissettiriyorlar. Cilt ve saç bakım markaları sanki serideki bir ürünü, aynı serideki başka bir ürünle kullanmazsanız etkisini göstermeyecekmiş gibi lanse ediyor. Tüm bu pazarlama hileleri sizi ihtiyacınızdan fazla tüketmeye itiyor ve firmaların cebini dolduruyor.

Hem minimal, hem atıksız bir tüketici olmanın yolu da bu ve benzeri manipülasyonlara karşı bilinçli olmakta yatıyor. Gömleğe mi ihtiyacınız var? Dolabınızdaki kıyafetlerin %50’si ile uyumlu olacak bir gömlek seçin. Evde pirinç mi bitti? Bir kiloluk bir paket pirinç 13 TL iken avantajlı pakette bir kiloluk iki paket pirinç 20 TL olabilir. Ancak siz böyle bir kampanyaya kanıp daha pahalı ve ihtiyacınızdan fazla olan paketi seçerseniz, siz ilk pirinç paketini bitirene kadar ikincisi kurtlanacaktır. Bir kilo pirinci ziyan etmekle kalmaz, bir de fazladan masraf yapmış olursunuz (kalabalık bir misafir grubu için sütlaç yapacaksanız ve iki kilo pirince ihtiyacınız varsa, o ayrı).

Sıfır atık ve minimalizmin farklılıkları

Her ne kadar her iki görüş de kendi hedeflerine ulaşmak için benzer yollar kullansalar da, amaçları farklıdır. Sıfır atık ve minimalizm, ıvır zıvırla dolu bir dünyada nasıl yaşamak istediğimizle ilgili farklı önerileri vardır, dolayısıyla da her zaman her konuda aynı fikirde olmayabilirler.

Benzerliklerinden bahsederken eşyalara yeni kullanım amaçları kazandırmaktan söz etmiştim. Bu aynı zamanda iki görüş arasındaki büyük farklılıklardan biridir. Çünkü bir minimalist sadece var olan bir ihtiyaç açığını kapatıyorsa, elindeki ile ileri dönüşüm yapmayı tercih edecektir. Hiçbir eşyayı boş yer elinde tutmaz. İhtiyaç duyulan bir iş görmüyorsa, minimalistler o eşyalardan kurtulmak isterler. Atıksız yaşayanlar ise o eşya/çöp/atık ya da her ne ise o şeyi atmamak için ona sıkıca tutunur ve onu değerlendirmek için bir yol arar. Hediye eder, satar ama mutlaka onu atmak yerine elinde tutmayı tercih eder. Eğer hem atıksız hem minimalist görüşleri takip etmek isterseniz, böyle bir durumda kendinizi arada kalmış hissedebilirsiniz; bunu atarsam çöp olur, tutarsam gereksiz yer kaplar.

Minimalizm ve sıfır atık arasındaki en büyük fikir ayrılığı şudur: Minimalizm bize daha az ile yaşamayı öğretir, nihai hedefi kullanılmayan hiçbir şeyi ellerinde tutmamak, olabildiğince çok eşyayı atıp kurtulmaktır. Çevre dostu olmak gibi bir derdi yoktur.
Sıfır atık ise bize çevre dostu tüketimi öğretir, bunun için evde yüzlerce kavanoz stoklamanız ya da hiç saksı bitkiniz olmamasına rağmen kompost kovası yapmanız gerekse bile.

Hem sıfır atıkçı hem minimalist olabilir miyim?

Benzer yollardan geçip farklı amaçlara sahip olan iki görüş arasında denge kurmak kimi zaman zor olabilir ama imkânsız değildir. Minimalist olmak, sadece minimalizme ilk kez adım atacağınız dönemde çevre kirliliği için etkisiz olacaktır. Elinizdeki fazlalıklardan bir şekilde kurtulduğunuzda, yeni ıvır zıvırlar almayacağınız için çevreci bir tutum sergiliyor olacaksınız; alsanız bile çevre dostu tercihler yaptığınız sürece atıksız ve minimal bir hayat sürebilirsiniz. Belki atıklarınız tamamen sıfırlanmayacak ya da eviniz gereksiz eşyalardan tamamen arındırılmış olmayacak ama mükemmel bir minimalist ya da sıfır atıkçı olmak yerine, kendiniz için mükemmel bir düzene sahip olacaksınız.

İlginizi çekebilir: Sıfır Atık Rehberi 4: Atıksız alışveriş önerileri

Kaynak:
A Considered Life: https://www.aconsideredlife.co.uk/2019/06/minimalism-and-zero-waste.html
Zero Waste International Alliance: http://zwia.org/zero-waste-definition/
Less Waste World: https://www.lesswasteworld.com/blog-1/2018/12/12/why-you-should-start-a-shopping-ban-when-you-start-zero-waste
Going Zero Waste: https://goingzerowaste.com/blog/what-do-zero-waste-and-minimalism-have-in-common/
Reduse, Reuse, Renew: https://reducereuserenewblog.com/11-ways-minimalism-and-zero-waste-living-are-the-same/

İlginizi çekebilir: Çevre dostu tercihler: Gün içinde en sık kullandığımız 15 eşya ve sürdürülebilir alternatifleri

Çağla Lotinac Akman: AgeSA'da birikim ve güvence danışmanı ve çevre aktivisti. Hafta içi 9-5 danışanlarına finansal danışmanlık vererek insanları daha varlıklı hale getirmek, hafta sonu da deniz kenarında sabah koşusu yapıp koşarken kumlardaki çöpleri toplayıp ayrıştırmak en büyük hobileri arasında. Uplifers'ta 2018'den beri çevre kirliliği, sıfır atık, gezegen dostu yaşam, koşu, kişisel finans ve bütçeleme konularında yazılar hazırlamakta, gezegenimiz için farkındalık yaratmayı ve finansal okur yazarlığı arttırmayı hedeflemektedir. Kendisine ulaşmak ve ücretsiz finansal danışmanlık almak için: (0530)-767-24-64.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale