X

Shot on iPhone: Kaçkar yamaçlarında bir kar rüyası ‘backcountry’ deneyimi

Backcountry konseptini daha önce duymuş muydunuz? Kısaca daha önce keşfedilmemiş, el değmemiş, herhangi bir tesisin yer almadığı, vahşi dağ ve yamaçlarda yapılan kayak ve snowboard olarak tanımlayabileceğimiz backcountry; henüz ülkemizde yeterince bilinmiyor olsa da, özellikle Amerika’da kış turizminin önemli bir parçasını oluşturuyor. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz yaz tatili için nasıl bir cennetse; aslında kış aktiviteleri için de biçilmiş bir kaftan. Uludağ, Kartalkaya, Sarıkamış, Palandöken ve Erciyes gibi popüler kış turizmi rotaları bir yana; ülkemizin dört bir yanında henüz keşfedilmemiş, harika kar alan ve dolayısıyla backcountry için oldukça elverişli pek çok rota bulunuyor.

Türkiye’nin keşfedilmemiş dağlarında güvenli ve eğlenceli kayak ve snowboard deneyimleri sunmayı amaç edinen Turkish Backcountry; geçtiğimiz kış yağan kar miktarından da faydalanarak, Handüzü’nü keşfetmek ve kayak turu yapmak için tam 4 ay geçirmiş. Ekibin üyelerinden Bulut’la yaptığımız kısa röportajı okumadan önce aşağıdaki deneyim videolarını izleyebilir; sonrasında röportajın detaylarını okuyabilirsiniz. Her ne kadar zorlu geçen kış, yazı sabırsızlıkla beklememize neden olmuş olsa da; bu görüntüler karşısında kara özlem duymaya başlayacağınıza eminiz.

Merve / Uplifers: Neden Handüzü’nü seçtiniz?

Bulut / Turkish Backcountry: Öncelikle, Kaçkar Dağları snowboard ve kayak için çok büyük potansiyele sahip bir yer. Dağlar Karadeniz’e çok yakın olduğu için denizden gelen bulutlar dağa çarparak dünyada çok fazla yerde olmayan kristal kar bırakabiliyor; bu da bu spor için inanılmaz şans. Diğer yandan bölgenin sezonun çoğu günü çok iyi kar alan bir havası var. Son olarak çok büyük bir kısmı da henüz keşfedilmemiş durumda.

Handüzü, Kaçkar dağlarının aslında bir kısmı. Bizim bu operasyonları Handüzü’nde yapıyor olmamızın diğer sebepleri de; hem bölgenin arazi koşullarının, yamaçlarının ve eğimleri farklı tepelerinin olması bakımından kayılabilecek yerlerin çeşitliliği açısından avantaj sağlıyor olması, hem de ulaşım ve konaklama bakımından uygun olması. Dağ koşulları zaten kendiliğinden çok zor; bir sezonu geçirmek için konaklama ve yiyecek başta olmak üzere, çok fazla zorlukla baş etmek gerekiyor. Handüzü’nde konaklama ve yiyecek ihtiyaçlarımızı sağlayabildiğimiz bir tatil köyü de mevcut. 

Shot on iPhone 13 – Bulut Şahin

Merve: Görüntüler gerçekten büyüleyici, bu proje için nasıl bir hazırlık süreciniz oldu?

Bulut: Backcountry, snowboard ve kayak tesisin olmadığı, el değmemiş vahşi dağlarda veya yamaçlarda yapıldığı için oldukça riskli bir spor ve çok uzun süre ön hazırlık yapılması gerekiyor. Kayılacak rotaların belirlenmesi, çığ analizlerinin yapılması gibi güvenlik faktörleri çok uzun süreçler. Videoda gördüğünüz çoğu yer tarih boyunca hiç bir insanın kaymadığı yamaçlar. Biz de aslında hala bir yandan kayıp bir yandan ada bu hazırlık sürecine ve çalışmalara devam ediyoruz. Çünkü Kaçkar Dağları çok büyük bir araziye yayılmış çok büyük coğrafya ve bir insan ömrü boyunca orada zaman geçirse bile, hala keşfedemediği, kayacak pek çok yer bulabilir. Zaten bizim projemizin amacı da, çok uzun yıllar boyunca bunu devam ettirmek ve çok uzun yıllar boyunca farklı farklı arazileri keşfederek oralar kaymaya elverişli yerler olduğunu belirlemek. Dağda geçen her gün aslında keşif günü de diyebiliriz.

Shot on iPhone 13 – Bulut Şahin

Merve: Aksiyon kamerası olarak iPhone kullanmanın nasıl avantajları var?

Bulut: Kaydığımız bölgeler bir insanın eşya taşımadan ulaşması için bile çok zor bölgeler. O bölgelerde kayabilmek için üzerinizde güvenlik ekipmanları bulunan bir çantanız bulunuyor ve zaten bir yük taşıyor oluyorsunuz. Bunlarla birlikte bir de çekim ekipmanları taşımak, bütün gün yanınızda bu ekipmanları gezdirmek çok zor hatta imkansız bir hale geliyor. Bu noktada iPhone bizim çok işimize yaradı. Çünkü cebinizde taşıdığınız bir şey, süper pratik, neredeyse bütün sinematik kamera özelliklerine sahip ve çok farklı koşullarda, farklı açılarda, farklı yerlerde çekim yapmanıza olanak sağlıyor. Böylece yanınızda ekstra bir yük taşımadan, minimum ağırlıkla ve yalnızca iPhone’ununuzu cebinize atarak bir kamera sistemi taşımış gibi oluyorsunuz.

Shot on iPhone 13 – Bulut Şahin

‘Görüntüler telefonla çekilmiş gibi değil’ diyecek olursanız da şunu söylemek isterim; iPhone’un bu durumda avantajlı olması bir yana, aslında iPhone olmasaydı bu görüntüler çekilemezdi bile 🙂 Bazı lokasyonlara yaklaşık bir 1,5 saat ve metrelerce karın içinde yürüyerek çıkıyoruz. ve sadece cebinizde taşıdığınız bir şeyle bütün bunları filmi alabilmek çok büyük bir avantaj. iPhone olmasaydı herhangi başka bir kamerayı taşımak mümkün olmazdı ve videoda gördüğünüz çoğu yeri hiç çekememiş olurduk. 

Shot on iPhone 13 – Bulut Şahin

Merve: Videoyu çekerken iPhone’un hangi özelliklerinden faydalandınız?

Bulut: Aslında bütün özelliklerini kullandık diyebilirim; zoom, geniş açı, sinematik mod… Bazı bölgelerde tek tek kaymamız gerekiyordu ve aramızda oldukça uzun mesafe oluyordu bu durumlarda genelde 3x mod ile çekim yapıyorduk. Bazı daha güvenli bölgelerde birlikte kayabiliyorduk ve takip sahnelerinde daha çok geniş açıyla çekim yapıyorduk. Bazı bölgeler ağaçlık olduğu için çok fazla alan derinliğine sahip olan bölgeler ve biz de burada sinematik modda çekim yapıyorduk; ki o sinematik görüntü hissiyatını da videoda verebilelim.

Shot on iPhone 13 – Bulut Şahin

Çoğu gün -15, – 20 bazen -25° oluyordu. Biz sabah sekizde çıkıp öğlen dörtte konakladığımız yere geri dönüyorduk ve bütün gün bu soğuk içinde kalıyorduk. iPhone’un en büyük avantajı da soğuktan etkilenmemesi ve şarjının bitmemesiydi. Çoğu kamera soğukta kapanmasına rağmen telefonu gün boyunca sorun yaşamadan kullanmak da çok büyük bir avantaj. Son olarak iPhone sadece kamera da değil; navigasyon, pusula.. Bazen telefon bile çekiyor 🙂

Shot on iPhone 13 – Bulut Şahin

Merve: Gelecekteki projeleriniz neler? 

Bulut: Türkiye %80’i dağlık araziden oluşuyor ve bunların büyük bir kısmı kışın tamamen karla kaplı oluyor. Şu an Türkiye’de inanılmaz bir backcountry snowboard ve kayak potansiyeli var. Sadece Kaçkar Dağları bile keşfetmesi bir insanın ömrünü alabilecek bir yer ki Türkiye’de sadece Kaçkarlar yok; Toroslar var, doğuda çok yüksek dağlarımız var.

Bu kış Nisan ayında Adana Pozantı’da snowboard yaptık mesela. Kimsenin aklına bile gelecek bir yer değil ve bunun gibi çok fazla yer var. Bizim de önümüzdeki seneki hedeflerimizden biri sadece Kaçkar Dağları ile kalmayıp Türkiye’nin farklı dağlarını da keşfetmek ve buralarda kaymak. Aslında biliyoruz; ömrümüzü versek yine de kaymadığımız birçok yer kalır Türkiye’de ama bir yerden başlamak lazım. Önümüzdeki sezon ve ilerisinde hem Kaçkarlarda devam edip hem de şartlar elverişli oldukça başka bölgeleri keşfedip haritalandırmak, yeni rotalar belirleyip daha önce hiç kayılmamış başka dağlarda kaymak en büyük hayalimiz.

Turkish Backcountry ile tanışmak için: @turkishbackcountrywww.turkishbackcountry.com@turkishbackcountry &

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale