X

“Sen ne düşünürsen O’sun”: İrrasyonel inançlarınızın farkına varın

“Dostum sen düşünceden ibaretsin.
Gerisi et ve kemiktir.
Gül düşünürsen gülistan
Diken düşünürsen dikenlik olursun”
Mevlana

Evet, yazımın başlığı için ilham aldığım Mevlana’nın da dediği gibi biz ne düşünürsek oyuz. Peki senin zihninin içi ne alemde? Gün boyunca zihninin içinden kendin, yaşantın ve dünya hakkında ne gibi düşünceler geçiriyorsun? Bazı düşüncelerinin, hayatını olumsuz bir şekilde etkilediğinin farkında mısın?

Kendimiz ve dünya hakkındaki düşüncelerimiz çocukluk dönemimizde hayatımızdaki otorite figürleri tarafından şekillendirilir. Belki ailen seni, şanssız bir aile olduğunuza dair bir inançla yetiştirdi ya da belki senden hayatının her alanında mükemmellik bekledi. Şimdi ailenden duyduklarının sadık bir mirasçısı olarak, küçükken sana söylenilen lafları bu sefer sen kendine söylüyorsun. Hoşuna gitmeyen düşüncelerinle sürekli bir mücadele içindesin. Ve haklı olarak bu durum seni epey yoruyor. Peki bu konu hakkında neler yapabilirsin?

Düşüncelerinle savaşma, onları kabullen

Şimdi ilk başta yazımın başlığıyla çelişkili gibi görünen bir konseptten bahsedeceğim; düşüncelerimizi kabul etmekten. Eğer biz ne düşünürsek oysak, negatif düşüncelerimizle savaşıp onlardan kurtulmaya çalışmamız gerekmez mi? Bu sorunun cevabı koca bir hayır. Senin de başına gelmiştir. Hoşumuza gitmeyen bir düşüncemizden kurtulmaya çalıştıkça, o düşünce iyice güçlenir ve kimi zamanda günümüzü yaşamımızı engeller.

Zen Budizmde sık sık kullanılan bir benzetme vardır; zihnin gökyüzüdür, düşüncelerinse bulutlar. Tıpkı gökyüzünde geçip giden bulutlar gibi, düşüncelerin de zihninden geçip giderler. Genelde hepimiz bize sıkıntı veren düşüncelerden kaçma eğilimi gösteririz. Ancak hoşumuza gitmeyen düşüncelerimizden kaçmak yerine onları kabullendiğimizde, o tip düşüncelerin bizim üzerimizdeki hükmü azalacaktır.

Bir dahaki sefere kafanın içine seni rahatsız eden düşünceler dolmaya başladığında, hiçbir şey yapmadan sadece düşüncelerini izle. Ve düşüncelerinden kaçmak yerine onları selamla. Hoşuna gitmeyen düşüncelerinden korkma. Onlar sadece düşünce, sana hiçbir zarar veremezler. Bizi rahatsız eden düşüncelerimize onları yargılamadan ve de onlardan korkmadan yaklaşmayı öğrendiğimizde, zihnimizde pozitif düşünceleri yeşertmemiz kolaylaşacaktır. Bu arada olumsuz düşüncelerimizi kabullenmemiz yerimizde saymak olarak algılanmamalı. Psikolojide hümanistik yaklaşımın öncülerinden olan Amerikalı psikolog Carl Rogers’ın da söylediği gibi “En ilginç ikilem, kişinin ancak kendini olduğu gibi kabul ettikten sonra değişebilmesidir.

İrrasyonel inançlarının farkına var

Düşüncelerini kabullenmeye başladıktan sonra, artık onları objektif bir şekilde analiz edebilirsin. Sana bunu yapmanda yardımcı olacak yöntemlerden biri Akılcı Duygucu Davranışçı Terapi olabilir. Bilişsel-davranışçı bir yaklaşım olan Akılcı Duygucu Davranışçı Terapi (Rational-Emotive Behavior Therapy-REBT), bir kişilik kuramı ve psikoterapi yöntemi olarak Dr. Albert Ellis tarafından geliştirilmiştir.

Ellis’e göre duygularımızı belirleyen temel durum düşüncelerimizdir. İçsel konuşmalar kişinin inanç sistemini oluşturur. Ellis’in kuramı rasyonel ve irrasyonel inançlar üzerine kurulmuştur. İrrasyonel inançları Ellis (1971) bireylerin kendisini başarısızlığa, yenilgiye uğratan, onları işlevsiz kılan ve yaşamlarını zora sokan düşünceler olarak tanımlamaktadır (Akt. Yıldırım, 2016). İrrasyonel inançlar gerçeklikle uyumlu değildir, mantık dışıdır, katıdır, yanlıştır ve dogmatiktir, aşırı genellemelere neden olur, kişinin hedeflerine ulaşmasını engeller (Dryden ve Neenan, 2004).

Ellis’e göre dört tip irrasyonel (akılcı olmayan) inanç vardır:

  1.  Aşırı talepkarlık: İrrasyonel inançların temeli olarak görülür. Bunlar -meli, -malı kalıplarını bulunduran ifadelerdir. Örnek; “Hiç hata yapmamalıyım, hep mükemmel olmalıyım” gibi.
  2. Felaketleştirme: Kişinin başına gelen olayları olduğundan daha kötü görmesidir. Örneğin terfi edilmeyen kişinin bunu çok kötü bir durum olarak algılaması.
  3. Rahatsız olmaya katlanamamak: Kişinin ortaya çıkması olası durumlara ve sonuçlara katlanamayacağına yönelik irrasyonel inançları. Örnek; “Öfkeli olmak katlanılmaz bir duygu ve ben bu tür hisler içinde olmaya katlanamıyorum.
  4. Kendini veya diğerlerini veya hayatı değersizleştirme: “Takdir edilmemem benim değersiz biri olduğumu gösterir” inancı kişinin kendini veya diğerlerini değersiz gördüğü durumdur (Ellis, & Dryden, 1997, Akt. Yıldırım, 2016).

Kişi yaşadıklarına dair irrasyonel bir inanca sahip olmasından ötürü depresyon, kaygı, öfke, kendinden nefret etme, kendini eleştirme ve kendini eksik görme gibi duygular yaşayabilir. Sürekli olarak mükemmeliyetçilik beklentisi içinde olmak, olayları felaketleştirme ve diğer irrasyonel inançlar kişiyi yorabilir, hayattan zevk almasını engelleyebilir. Çalışmalarında Akılcı Duygucu Davranışçı Terapi teknikleri kullanan bir psikoloğun da desteğiyle olumsuz düşüncelerinizin, irrasyonel inançlarınızın hayatınızı negatif şekilde etkilemesinin önüne geçebilirsiniz. Size zihninizin içinde gül bahçesi oluşturduğunuz günler diliyorum.

2021 yılını “Kendini Sevme ve Hayatı Güzelleştirme Yılı” ilan ettim. Her hafta @ranakutvan kullanıcı isimli Instagram hesabımdan bu konuyla ilgili psikoloji ödevleri paylaşıyorum. Hadi hep beraber kendimizi sevmeye ve dünyayı güzelleştirmeye. Bu arada sizlere bir eğitim haberim var. Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail adresine yazabilirsiniz.

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Dryden, W. ve Neenan, M. (2004). The rational emotive behavioural approach to therapeutic change. London: Sage Publications.
Ellis, A. (1971). Reason And Emotion İn Psychotherapy. New York: Lyle Stuart.
Ellis, A. & Dryden.W. (1997). The Practice Of Rational Emotive Behavior Therapy (2nd Ed.). NY: Springer Publishing Company.
Yıldırım, R. D. (2016). İrrasyonel İnanışların Ontolojik İyi Olma Değişkenleri İle Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi. T.C.İstanbul Arel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı.

İlginizi çekebilir: Yaşamınızı şekillendirin: Kendinize yaşatmak istediğiniz gerçekliği iyi seçin

 

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale