X

Sen misin düşünen? Yoksa başkası mı?

Hayatta hepimiz bir yerlere ait olmak isteriz. Bu çok insani, çok doğal bir ihtiyaçtır. Bir gruba ait olmak, kendimizi güvende hissettirir. Bize bir kimlik verir. Ancak bu aidiyet duygusu bazen öyle bir hal alır ki, bireyin aklını, duygularını ve insanlığını gölgeleyebilir. İşte bu noktada karşımıza çıkan kavram: Fanatizm.

Fanatizm, bir fikir, grup, inanç ya da kişiye karşı sorgusuz sualsiz, aşırı bir bağlılıkla bağlanmaktır. Bu bağlılık bazen bir takım, bazen bir lider, bazen bir yaşam tarzı, bazen bir düşünce, bazen bir ideoloji, bazen bir iş, bazen bir yer gibi aklınıza gelecek çok fazla şey olabilir. Ama ortak nokta şudur: Bağlılık, düşünmenin önüne geçmiştir.

Fanatizm çoğu zaman dışarıdan bir dayatma gibi görünür ama aslında bireyin iç dünyasında bazı temel ihtiyaçlardan doğar. Güven arayışı, değerli hissetme ihtiyacı, kimlik oluşturma isteği, yalnızlıktan kaçış farklı ihtiyaçlar aidiyet kavramı ile birleşince bir güven limanı gibi görünür. Sorgusuz bağlılıkla birleştiğinde bireyin öz benliği yavaş yavaş kaybolur.

Aidiyet duygusuyla birlikte gelen bir diğer güçlü his ise kaybetme korkusudur. İnsan, ait olduğu grubu, fikri ya da inancı kaybetmekten korktuğunda, ona daha da sıkı sarılabilir.

Bu korku, çoğu zaman mantıklı düşünmenin önüne geçer. “Ya elimden giderse?” düşüncesiyle kişi, hem savunmacı hem de saldırgan hale gelebilir.

İşte bu noktada fanatizm bir korunma refleksine dönüşür. Birey, aslında sadece kaybetmekten korktuğu şeyi korumaya çalışır ama bu çaba zamanla, sağlıklı bir bağlılıktan çıkıp kör bir mücadeleye dönüşebilir.

Sadece bireyin iç dünyası değil, yaşadığı toplum da bu sürece zemin hazırlar. Toplumsal sistemler de bu yapıyı çoğu zaman bilinçli olarak besler, büyütür.

  • Kutuplaşma, kontrolü kolaylaştırır.
  • Medya çatışmayı sever.
  • Tüketim kültürü aidiyet üretir.
  • Eğitim sorgulamayı değil, ezberi teşvik eder.

Fanatizm çoğu zaman ülkemizde spor ve özellikle de futbolla karşımıza geliyormuş gibi zannediyoruz. Ancak bugün spor, siyaset, sağlık, din, iş, beslenme ve yaşam tarzı, ilişkiler, hayranlık kültürü, şehir, semt, okul aidiyetleri gibi birçok alanda tüm dünyada fazlaca karşımıza çıkmaktadır. Hepsinin ortak noktası aidiyetin sorgusuz bir üstünlük duygusuna dönüşmesidir.

İnsan olmak; düşünebilmek, sorgulayabilmek, anlayabilmek ve farklılıklara saygı gösterebilmektir. Fanatizm yavaş yavaş bu insani becerileri siler.

Kendi aklını kullanmayı bırakır, kendi duygularından uzaklaşır, farklı olana öfke geliştirir. Kendine ve başkalarına yabancılaşır.  Kendi sesi kaybolur, sadece ait hissetmeye çalıştığı, içinde olduğu kalabalığın sesiyle konuşur.

Hiçbirimiz dünyaya bir ideolojiyle, bir takımla, bir işle, bir yaşam tarzıyla gelmedik. Hepsi sonradan öğrendiğimiz, içine doğduğumuz, seçtirilen ya da seçtiğimiz şeyler.

Farklı düşünebiliriz, farklı yaşayabiliriz. Ama bu, birbirimize düşman olmamız gerektiği anlamına gelmez. Bu konuyla ilgili daha önce belirtmiştim, Aamir Khan adlı oyuncunun P.K. adlı filmini izlemenizi öneririm. Dünyaya nötr gelen bir uzaylının Hindistan’da başından geçen maceraları anlatan insan olmanın özünü ve sistemin bizi bundan nasıl uzaklaştırmaya çalıştığını çok güzel anlatan bir filmdir.

Aidiyet güzeldir. Sevmek, bir şeyin parçası olmak insana iyi gelir. Ama bu bağlılık aklımızı ve insanlığımızı örten bir fanatizme dönüşürse, hem kendimize hem topluma zarar veririz.

Gerçek güç, sadece inandıklarımızı savunmakta değil; başkasının inancını da anlayabilmekte gizlidir. Bu bizi gerçekten insan yapar.

Özellikle bu günlerde sanırım hepimizin biraz daha körü körüne hangi alanlarda, ilişkilerde, işimizde, toplumumuzda ve dünyada bağımlılık geliştirdiğimiz alanlara dikkat etmesi ben mi düşünüyorum? Yoksa grup mu öyle düşünüyor? Demesinin gerekli olduğuna inanıyorum. Hepimizin insan olduğumuzu unutmadığımız günlerde, yerlerde buluşmamız dileğiyle… Size düşünmeniz için bazı sorular bırakıyorum.

Hiçbir fikri ya da grubu sorgulamadan savunduğunuzu fark ettiğiniz oldu mu?

Evet, oldu. – 2 puan

Hayır, her zaman sorgularım. – 0 puan

Hiçbir şeyi kaybetme korkusuyla daha fazla savunduğunuz oldu mu?

Evet, fark ettim. – 2 puan

Hayır, düşünmedim. – 0 puan

Sana göre doğru olan herkes için doğru mudur?

Tabi ki, ben haklıyım. – 2 puan

Yok canım, herkesin doğrusu kendine – 0 puan

Hiçbir fikirle mantıklı bir ilişki yaşadın mı?

Yok, hep duygusal bağ kuruyorum. – 2 puan

Evet, sorgularım, ayrıldığım da oldu. – 0 puan

Onlar zaten hep yanlış dediğin oluyor mu?

Evet, iç sesim bile öyle diyor. – 2 puan

Hayır, bazen haklı olabilirler. – 0 puan

Toplam puanını hesapla: Şimdi bakalım fanatiklik seviyen ne?

  • 0–2 puan: Sorgulayıcı Ruh – Düşünmeden hareket etmem!
  • 3–5 puan: Duygusal Bağlı – Bazen fazla kaptırıyorum…
  • 6–8 puan: Kör Bağlılık Sinyali – Dikkat, fanatizm çanları çalıyor!
  • 9–10 puan: FANATİK SEVİYE: Kritik! – Kendine bir kahve al ve bütün yazılarıma şöyle bir göz at

Not: Bu soruları biraz değiştirerek ilişkiniz, iş hayatınız, ideolojiniz, düşünceleriniz vb. gibi yukarı saydığımız farklı birçok alan içinde kendinize sorabilirsiniz. Anket sadece size biraz farkındalık katmak, düşündürtmek ve eğlenmeniz amaçlı koyulmuştur.

İlginizi çekebilir: Kaybettiğimi sandığım şeyler

Mert Bağ: Merhabalar, ben Mert Bağ. Erken yaşlarda ilk olarak voleybol branşını hayatıma kattıktan sonra basketbolla tanıştım ve uzun yıllar basketbol ve voleybol branşlarında çeşitli takımlarda oynadım. 2012 yılında aktif sporculuk hayatımı bırakarak, Marmara Üniversitesi Spor Yöneticiliği bölümünü bitirdim. Üniversitedeyken pazarlama, iletişim ve psikoloji alanlarında daha çok uzmanlaşmaya çalıştım ve birçok farklı spor branşını da tecrübe etme şansı buldum. Kısa bir süre spor pazarlaması alanında çalıştıktan sonra, 2017 yılından itibaren insan bedeni üzerine egzersiz, nefes, fiziksel ve zihinsel beden travmaları gibi alanlarda yurt içinden ve yurt dışından eğitimler alarak bu alanlarda çalışmaya ve kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Kendi bedensel travmalarımı çözmek adına çıktığım bu yolculukta çok fazla farklı keşiflerin içerisinden geçtim ve insanı anlamaya dair her bilimsel alanın içerisinde dolanmaya çalışıyorum. O yüzden burada yazmaya, sizlerle paylaşmaya çalışacağım şeylerde kendi geçtiğim yollardan, bu yolda karşılaştığım farklı öğrencilerim ve danışanlarımla tecrübe ettiğimiz deneyimlerden, araştırmış olduğum farklı konulardan bahsetmek olacak. Bir gün psikoloji ile ilgili bir yazıya denk gelmişken, bir sonraki yazıda egzersiz, bir sonrakinde biyolojiden, bir başka yazıda nefesten bahsetmiş olabilirim sizlere, insanın işleyişi ve bağlantılı olduğu veya yoldayken karşılaşmış olduğum ne varsa bütün bu deneyimleri sizlerle paylaşacağım. Bu uzun ince karışık bir adamın insanı, işleyişi ve evreni keşfetmek adına çıkmış olduğu bir serüven, bu serüvenin içerisinde durağımız şu anda burası. Burada olmaktan umarım siz de keyif alırsınız.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale