X

Şeflera Çiçeği Bakımı Nasıl Yapılır?

Şeflera çiçeği, harika bir tropikal ev bitkisidir. Şemsiyeyi andıran yapısıyla uzun, parlak, oval ve yeşil yaprakları olan şeflera çiçeği olgunlaştığında bitkinin tek bir sapından 12 ila 16 yaprakçık çıkmaktadır.

Şeflera çiçeği iklimin soğuk olduğu yerlerde genelde iç mekanda yetiştirilse de daha sıcak iklimli bölgelerde açık havada da yetiştirilebilir. Bununla birlikte iç mekanda bakılan bitkilerin nadiren çiçek açtıkları göz önünde bulundurulduğunda şeflera çiçeğinin mümkünse dış mekanda yetiştirilmesi daha iyi olacaktır.

Şeflera çiçeğine dair merak ettiğiniz her şeyi ve şeflera çiçeği bakımında dikkat etmeniz gereken püf noktalarını bu yazıda okuyabilirsiniz.

Şeflera Çiçeği Nedir?

Şeflera çiçeği, anavatanı Tayvan olan tropikal bir bitkidir. Dış mekanda bakıldıklarında hızlı bir şekilde büyüyen bitkiler iç mekanda bakıldıklarında daha yavaş büyüme gösterebilir. Şeflera çiçeğine bahçede bakacaksanız, havanın çok sıcak olmadığı ilkbahar veya sonbahar aylarında dikim yapmaya özen göstermelisiniz. Bitkiyi dikeceğiniz yeri belirlerken şeflera çiçeğinin zehirliliğini de göz önünde bulundurmalısınız. İnsanlar için hafif derecede toksik olan şeflera çiçeği, evcil hayvanlar için daha ciddi derecede toksik olabileceğinden dolayı bitkiyi dikeceğiniz yere dikkat etmelisiniz.

Şeflera çiçeğinin genel özellikleri ve ihtiyaçları şu şekildedir:

Botanik adı: Schefflera spp.

Aile: Sarmaşıkgiller (Araliaceae)

Türü: Geniş yapraklı, yaprak dökmeyen

Olgunlaştığında ulaştığı ölçüler: 120-180 cm yüksekliğinde, 90-180 cm genişliğinde

Güneş isteği: Parlak, dolaylı

Toprak isteği: Zengin, ortalama neme sahip toprak

Toprak pH’ı: Hafif asidik

Çiçeklenme dönemi: Yaz (Dış mekanda)

Çiçek rengi: Beyaz, pembe, kırmızı

Kökeni: Tayvan

Toksisite: İnsanlar için hafif, evcil hayvanlar için yoğun derecede zehirlidir

Şeflera Çiçeği Nasıl Bakılır?

Şeflera çiçeği iç mekanda bakıldığında 150-180 cm yüksekliğe ulaşabilmektedir. Çok uzayan ve zayıflayan bitkileri budamak mümkündür. Budamak için en uygun zaman genellikle ilkbaharın başları olmaktadır. İç mekanda bakıldığında genelde çiçek açmayan bu bitkiler ancak doğada olduklarında düzenli bir şekilde çiçek açmaktadır. Şeflera çiçeğine başarılı bir şekilde bakmada en önemli nokta, büyüme dönemi boyunca toprağı nemli tutmaktır.

İç mekanda ve dış mekanda şeflera çiçeği bakmak için dikkat etmeniz gereken noktalar şu şekildedir:

Işık ihtiyacı

Şeflera çiçeğinin aydınlık bir ortamda olmaya ve dolaylı güneş ışığı almaya ihtiyacı vardır. Bu nedenle saksıda baktığınız bitkileri yaz aylarında doğrudan güneş ışığı alamayacakları bir yere taşımalısınız. Uzun ve zayıf görünen bitkiler yeteri kadar ışık alamıyor olabilir. Yoğun ve doğrudan güneş ışığı bitkide yanıklara neden olabileceği için şeflera çiçeğini dolaylı olarak güneş ışığına maruz bırakmaya dikkat etmelisiniz.

Su ihtiyacı

İç mekanda bakılan şeflera çiçeklerinin sulamalar arasında kuruması iyidir. Sulama sırasında toprağı suya tamamen doymasına dikkat etmelisiniz. Bitkiniz toprak saksıdaysa bu saksılar nemi daha fazla emdiği için bitkinizi daha sık sulamanız gerekir. Bitkinin bulunduğu saksı ne kadar küçükse toprak o kadar hızlı kuruyacağı için sulama sıklığını iyi ayarlamalısınız.

Toprak ihtiyacı

Şeflera çiçekleri tınlı, besin açısından zengin saksı topraklarını sever. Bitkiniz için nemi tutan ancak aynı zamanda kök çürümesini engellemek için fazla suyun akmasını sağlayan bir toprak seçmelisiniz. Toprakta drenajı arttırmak için bol miktarda organik madde olduğundan emin olmalı ve nem tutan kristaller olmamasına dikkat etmelisiniz. Ancak toprağın suyu çok hızlı dışarı attığını fark ediyorsanız, bitkinizi içinde drenaja yardımcı daha az malzeme bulunan yeni bir toprağa yerleştirmeniz gerekebilir.

Sıcaklık ihtiyacı

15-25°C arası iç mekan sıcaklığı şeflera çiçeği için idealdir. Bu bitkiler soğuğa karşı hassas olduğundan dolayı şeflera çiçeklerinin 12°C’nin altındaki sıcaklıklara maruz kalmadığından emin olmanız gerekir.

İlginizi çekebilir: Şebboy Çiçeği Bakımı Nasıl Yapılır?

Nem ihtiyacı

Şeflera çiçeği, nemi seven bir bitkidir. Bu nedenle iç mekan nemini yüzde 60’ın üzerinde tutmanız, bitkilerinizin daha iyi gelişmesine yardımcı olacaktır.

Gübre ihtiyacı

Şeflera çiçeği yoğun bir şekilde gübrelenmeye ihtiyaç duymaz. Ancak bitkilerinizi büyüme dönemi boyunca ¼ oranında seyrelttiğiniz sıvı gübre ile besleyebilirsiniz. Gübreleme öncesi bitkilerinizi sulamayı unutmamalısınız.

Şeflera Çiçeği Nasıl Çoğaltılır?

Şeflera çiçeğini ilkbaharda çoğaltmak iyi olacaktır. Bu sayede bitkinin çok fazla karışması engellenir ve yeni bitkiler elde edilebilir.

Şeflera çiçeğini çelikle çoğaltmak için şu adımları izleyebilirsiniz:

  • Bir sap seçin ve keskin bir makasla sapın yaklaşık 15 cm’lik bir kısmını 45 derecelik açıyla kesin. Sapın üst kısmında bulunan 4-5 yaprak dışındaki yaprakları çıkarın.
  • Kestiğiniz kısmı köklendirme hormonuna batırın ve ardından içinde saksı karışımı bulunan bir saksıya yerleştirin.
  • Toprağı nemli tutun ve saksının üzerine şeffaf bir poşet geçirin. Ardından saksıyı aydınlık ve dolaylı olarak güneş ışığı alan bir yere yerleştirin.
  • Toprağın nemli olduğundan emin olmak için saksıyı her gün kontrol edin.
  • Bir ay sonra kökler oluşmuşsa poşeti çıkarın ve bitkiyi yetiştirmeye devam edin. Kökler oluşmamışsa bitkiyi atın ve yeni bir parça keserek yetiştirin.

İlginizi çekebilir: Şakayık Çiçeği Bakımı Nasıl Yapılır?

Şeflera Çiçeği Saksısı Nasıl Değiştirilir?

Şeflera çiçeğinin saksısını yılda bir kez veya ihtiyaç duyuldukça değiştirebilirsiniz. Bitkiniz saksısına göre çok büyük boyutlara ulaştıysa bitkinizi yeni bir toprağa ve saksıya almanız gerekecektir.

Saksı değişimleri arasındaki süreyi uzatarak ve bitkilerin kök salmalarına izin vererek saksı değiştirme süresini uzatabilirsiniz. Bunu yaparak bitkinizin büyüme hızını yavaşlatabilir ve çok fazla büyümesini engelleyebilirsiniz.

Şeflera çiçeğinizin saksısını değiştirmeniz gerekiyorsa bitkinizi saksıdan çıkarmalı ve köklerini hafifçe gevşetmelisiniz. Köklerdeki topraktan mümkün olduğunca kurtulmalısınız. Bunun için kökleri suya batırabilir ve sonrasında bitkiyi yeni saksısına geçirebilirsiniz. Yeni saksının drenaj deliklerinin olduğundan ve eskisine göre daha büyük bir saksı olduğundan emin olmalısınız. Saksıyı toprak ya da plastik seçtikten sonra içini torf gibi drenajı arttıran malzemelerle doldurabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Gelenekten geleceğe: 20 yıldır değişmeyen Türk kahvesi lezzeti, Arçelik Telve’de

Şüphesiz ki en keyifli sohbetlerimizin, en duygusal anlarımızın, en unutulmaz kavuşmalarımızın en güzel eşlikçisi olan Türk kahvesinin yeri, kültürümüzde olduğu kadar, gönlümüzde de ayrı. Her yudumunda ya nostaljik bir hikaye saklayan ya da misafirperverliğin, samimiyetin, sıcak sohbetlerin simgesi olan ve geçmişten günümüze her gün daha da anlamını katlayarak hayatlarımızda yer edinen Türk kahvesi, pek çoğumuzun vazgeçilmezi. Mükemmel köpüğü ise hepimizin gözdesi. Çünkü kabul edelim Türk kahvesi dendiğinde hepimizin gönlünden geçen bol köpüklü ve tam kıvamında hazırlanmış olması.



Neyse ki bize 20 yıldır değişmeyen bir lezzet sunan Arçelik Telve, her defasında damaklarımızda mükemmel bir tat bırakmayı başarıyor. 20 yıldır hiç bitmeyen bol köpüklü ve tam kıvamında Türk kahvesi lezzeti, Arçelik Telve’de!

Telve, 20 yaşında!

Arçelik, yıllardır mutfaklarımızda yeniliği ve dönüşümü, yüksek kalite standartlarıyla buluşturarak getiren ve ilk otomatik Türk kahvesi makinesini üreten bir marka olarak geleneksel Türk kahvesi lezzetini de en üst seviyeye taşımayı başarıyor. Üstelik, bunu 20 yıldır değişmeyen mükemmel sunumu ile yapıyor. Ve her fincanda aynı lezzeti yakalamamızı sağlıyor. İşte bu yüzden 20 yıldır “Türk kahvesi” dendiğinde akla ilk Arçelik Telve geliyor. Tüm kahve severlerin vazgeçilmezi olan Arçelik Telve, köpükten ve kıvamdan asla ödün vermiyor.

Su püskürtme ile karıştırmayı sağlayan Spinjet Teknolojisi sayesinde Türk kahvesi, en mükemmel haliyle hazır oluyor. 1,5 litre kapasiteli su tankı ve otomatik su alımı pratik bir kullanım sunarken, her fincan için ayrı ayrı su doldurma zahmetinden de bizi kurtarıyor. Ayrıca, İndüksiyon Isıtma Teknolojisi, geleneksel ısıtma yöntemlerine kıyasla kahvenin en ideal derecede pişmesini sağlıyor. Ne de olsa bu kadar hassasiyet, ancak geleneksel bir lezzetimize yakışırdı.

Kalabalık sohbetler, ideal köpük ve tam kıvam

Samimi ve sıcak sohbetlerin en güzel eşlikçisi olan Türk kahvesinin, kalabalıkları birleştiren bir gücü olduğu da kesin. Bazen kendimizle baş başa geçirdiğimiz keyifli anlara eşlik etse de bazen de birlikte olmanın tadına varmamızı sağlayan en lezzetli eşlikçi. Neyse ki 6 Fincan Kapasitesi ile herkese yetecek kadar lezzet Arçelik Telve’de.



Üstelik, Cooksense teknolojisi; her fincanın ideal ve tam kıvamda olmasını sağlayarak tüm damaklarda eşsiz bir tat yaratmayı da başarıyor. Kalabalık dost buluşmalarında bile Arçelik Telve ile herkesin kahvesi tam istediği gibi, tam kıvamında.

İlklerin unutulmaz olduğunu hepimiz biliyoruz… Arçelik’in de ilk otomatik Türk kahvesi makinesinin mucidi olarak, en az Türk kahvesinin kendisi kadar gönlümüzdeki yeri bambaşka. Siz de yıllara meydan okuyan ve geçmişten günümüze aynı mükemmel lezzeti her fincanda korumayı başaran Arçelik Telve ile kahve keyfinizi ikiye katlamak istiyorsanız hemen tıklayın.

En mutlu, en keyifli, en duygulu anlarımızda, iyi ki varsın Telve!

*Bu yazı Arçelik katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale