X

Sanal emojilerin gerçek duygulardaki karşılığı hepimizde aynı mı?

Montaigne, “her insanda insanlığın bütün halleri vardır” der. Yapılan son çalışmalar ise her insanda insanlığın tüm duygularının da olduğunu göstermiştir.

Duygular, antik cağlardan bu yana insan zihnini meşgul eden konulardan biridir. Platon, insan davranışlarına yön veren 2 temel duygunun olduğunu savunmuştur. Bunu ise en güzel zihin alegorisi* ile anlatır.

Alegoriye göre, insan zihni birbirine benzemeyen iki atın çektiği bir at arabasıdır. Mantıksal beyin, atların kontrolünü elinde tutan veya tuttuğunu düşünen at arabacısıdır. İdeal koşullarda, arabacı dizginleri elinde tutar. Atların koşacağı yönü ve hızlarını o belirler. Atlardan biri veya ikisi birden arabacının otoritesine karşı gelip kontrolden çıkarsa, arabacının tek yapması gereken şey kamçısını eline alıp otoritesini yeniden kurmaktır. İkisi de farklı karakterlere sahip bu atlardan biri sakin, asil ve efendidir. Diğer at ise tam tersine hırçın ve saldırgandır. Bu at, en iyi arabacıya bile kök söktürür. Tamamen kontrol altına alınması çok zordur. Platon’a göre bu at aşağılık bir soydan gelmektedir. “Kalın boyunlu, dar göğüslü ve yassı suratlıdır. Rengi yağız, gözleri çakırdır. Çok hırçındır, kırıp dökmeye, kendini göstermeye pek düşkündür. Kulakları sağırdır, kamçı darbelerine, sopayla dürtmeye zar zor itaat eder.” *

Alegoriye göre, insan zihni birbirine benzemeyen iki atın çektiği bir at arabasıdır. Mantıksal beyin, atların kontrolünü elinde tutan veya tuttuğunu düşünen at arabacısıdır.

Platon’a göre bu inatçı at, olumsuz, yıkıcı duyguları temsil eder. Arabacı (mantıksal beyin) ne yapacağı belli olmayan bu atı kontrol altına almalı ve her iki atın da yola devam etmesini sağlamalıdır. Platon’a göre atların farklı şeyler istemesi durumunda ise son sözü arabacının söylemesi gerekmektedir.

Peki, gerçekten insan davranışına yön veren 2 temel duygu mu vardır?

Alegorideki iki atın temsil ettiği duygular yaşamımızın temel karar verme mekanizmalarını oluşturuyor gibi görünse de, gerçekte kararlarımız çok daha fazla duygunun etkisiyle şekilleniyor. Amerikalı psikolog Paul Ekman’a göre tüm dünyada kültürlerden bağımsız olarak 6 temel duygu var. Charles Darwin’in bu konuda yaptığı öncü çalışmadan ve kitaptan (İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili) yola çıkan Ekman, bu temel duyguların gösteriminin insanda ve primatlarda ortak olduğunu göstermiştir. Papua Yeni Gine’de yaşayan ve teknolojiden haberi olmayan bir kız çocuğu da olsanız, İngiltere Kraliyet Akademisi’nin daimi üyesi de olsanız ve hatta Los Angeles hayvanat bahçesindeki bir şempanze de olsanız beklemediğiniz ani ve yüksek bir ses duyduğunuzda hissedeceğiniz duygu korku olur.

Mutluluk, öfke, üzüntü, şaşkınlık, korku ve tiksinme duygularının yanında bilim adamları, insana ait 21 duygu daha olduğunu gösterdiler.

Amerika’daki Berkley Üniversitesinde Eylül 2017 tarihinde yayımlanan bir çalışma, psikolojinin uzunca bir süredir kabul ettiği 6 temel duygu yaklaşımına yeni bir boyut getirdi. 853 kadın ve erkek gönüllüye 2185 adet duygusal tetikleyici videolar izletip bu kişilerin yanıtlarını en yeni istatistiksel tekniklerle inceleyen araştırmacılar, 27 değişik kategoride duygunun olduğunu gösterdiler. Bu 27 farklı duygunun tamamı, interaktif bir haritaya dökülünce çıkan sonuç ise daha ilginçti; duygularımız, duygu okyanusunda bir birinden bağımsız halde bulunan adacıklar değil. Her bir duygu bir diğeriyle arasında tam bir sınır çizilemeyecek kadar iç içe geçmiş durumda. Araştırmanın sonuçlarına göre örneğin coşku ve sakinlik; korku ve üzüntü gibi ayrı değerlendirilen duygular arasındaki geçişler düşünüldüğü kadar uzun değil.

Belki de, sonuna bir gülen yüz emojisi eklenmiş  “selam uzaylı, biz dostuz” cümlesi, bir uzaylıyla aramızda ortak bağ kurabilecek en iyi cümledir. 

Yeni oluşturulan bu 27 duyguluk harita içinde “estetik beğeni” ve “empatik acı” gibi ilginç duygular da var. Araştırmacıların ilginç gördükleri bir başka nokta ise insanların videolara verdiği tepkilerin çok benzer olması. Böylece aynı videoyu izleyen ilk kişinin yanıtlarına bakıp ikinci kişinin hangi duyguları hissedeceği tahmin edilebiliyor.

Parmak izi kadar birbirinden farklı olan beyinlerimiz nasıl oluyor da şu ana kadar yaşamış ve yaşayacak olan tüm insanlık için bu kadar benzer duygular üretiyor? Amazon yerlilerinden, kraliyet üyelerine kadar aynı duygular görüldüğüne göre bu durumun gelişmişlikle bir ilgisi olmasa gerek. Peki, içerisinde sayamayacağımız kadar çok yıldız barındıran bu evrende gün gelir başka yaşam formları bulursak, onların da benzer duygulara sahip olduğunu düşünebilir miyiz? Belki de, sonuna bir gülen yüz emojisi eklenmiş  “Selam uzaylı, biz dostuz” cümlesi, bir uzaylıyla aramızda ortak bağ kurabilecek en iyi cümledir. 

*Alegori: Bir düşünceyi, davranışı ya da eylemi, daha kolay kavratabilmek için onu, yerini tutabilecek simgelerle, simgesel sözlerle, benzetmelerle göz önünde canlandırma işi.

*Eflatuın, Phaidros, çev. Hamdi Akverdi, MEB Yay., 1997

İlginizi çekebilir: Facebook’ta kaç arkadaşınız olduğu önemli değil, beyniniz sadece 150 kişi ile arkadaş olabiliyorFacebook’

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Sinem Serap: Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği'ni bitirdiğimde beynin artık hayatımın vazgeçilmez bir parçası olacağını biliyordum. Çocuklukta başlayan beyin-zihin ilgim sonunda akademik ortama taşındı ve şu anda doktora çalışması şeklinde devam ediyor. Beyinden sonra en büyük tutkum olan su altı, beni serbest dalış denemelerine, oradan meditasyona ve oradan da yogaya götürdü. Yaklaşık 1 sene önce yoga eğitmeni sertifikamı alsam da bu yolda hala öğrenci kalmaya devam ediyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale