X

Sanal dünyadan gerçekliğe: Sosyal medya kullanımının ilişkiler üzerindeki etkisi

Gençler arasındaki iletişimi bir zamanlar ICQ, AIM gibi portallar üstleniyordu. Oysa şimdi Facebook çağındayız ve selfie’lerimizle doldurduğumuz bir profilimiz var. Açık bir şekilde, ilişkilerimizi sosyal medyada sınıflandırmanın rahatlığını yaşıyoruz, ancak öte yandan bu durum sıklıkla kendimizi güvensiz hissetmemize ve insanlarla iletişimimizin zayıf olmasına neden oluyor.

İlgili yazı: Sosyal medya insanı yalnızlaştırıyor

Şimdi ise, sıklıkla ilişkiler ve hayat hakkında sosyal medyada iletiler yazmak giderek yaygınlaşmış durumda. Hayatlarımızı çok da yakın olmadığımız insanlarla paylaşıyoruz ve bunda da bir sakınca görmüyoruz.

Sosyal medya, giderek daha çok kimliğimizi yansıtmayı başarıyor.

Gerçi sosyal medya kimliğimize, bağlantılılığımıza ve öz değerimize ek katkı sağlıyor. Kendi görsellerimizi bir araya getirebiliyoruz, başkaları tarafından ne kadar sevildiğimizi görebiliyoruz ve sosyal olarak nerede durduğumuzu ölçüp karşılaştırma yapabiliyoruz.

Hiç şüphe yok ki, sonunda tüm tıklamalar ve piksellerin yarattığı heyecanın bağımlısı oluyoruz; çünkü tüm bunlar sosyal medyada birey olma durumunu, insanlarla olan bağımızı ve öz değerimizi temsil ediyor.

Eğer başka insanların dünyayı nasıl gördüğünü merak ediyorsanız, çok da uzağa gitmenize gerek yok: Sosyal medya iletileri kişilerin dünyayı nasıl algıladıklarıyla ilgili yeterli bilgiyi veriyor. Bu durum özellikle de romantik ilişkiler için geçerli. Her ne kadar ilişkinizi topluma gösterme sağlıklı bir durum olsa da, diğer taraftan ilişkinizdeki tatmin seviyeniz ile ilişkinizi sosyal medyada paylaşmanız arasında belirgin bir bağlantı bulunuyor. İşte bunun sebepleri:

Başka insanların sizi olduğundan farklı olarak gördüğünü düşünmek kendimizi daha iyi hissettiriyor

Bir başka deyişle, hayatlarımızın bazı kısımlarında arzuladığımız duygusal refah düzeyine erişemediysek, bu duyguyu başka yerlerde aramaya başlıyoruz. Sıklıkla da bu, başka insanların bizim durumumuzu nasıl algıladıkları üzerine düşünmek oluyor.

Eğer insanların, mutlu bir ilişkiye sahip olduğumuza emin olduklarını düşünüyorsak ve bu konuda kendimizi ikna ettiysek, bu durum kendimizi daha iyi hissetmemize ve bilinç altında bakış açımızı değiştirmemize yardımcı oluyor.

Eğer hayatınızda ve ilişkinizde mutluysanız, daha çok anda olmak istiyorsunuz

Bu mutlaka sizin de başınıza gelmiştir. Mutlu olduğunuzda daha az fotoğraf çekip, sosyal medyayı daha az takip etmiş olabilirsiniz. Aslında bu durumun çok basit bir açıklaması var: Hayat sizi mutlu ediyorsa, sizi hayattan uzaklaştıracak şeylerden de otomatik olarak uzaklaşıyorsunuz ya da daha az ilgilenmeye başlıyorsunuz.

Eğer hayat ve ilişkiniz sizi mutlu ediyorsa; daha çok anda kalmak istiyorsunuz ve sosyal medyayı daha az kullanıyorsunuz.

Tartışmaları online ortama taşımak zararlı

Diğer taraftan; aşırı paylaşım, ortada bir problem olmasa bile ilişkinizin herkes tarafından sürekli olarak görülmesine neden olacaktır. Bir problem yaşadığınızda bunu Facebook’tan paylaşmak, başka insanların gereksiz bir şekilde konuya dahil olmalarına ve ilişkinizle ilgili özel olması gereken şeylerin ortalığa saçılmasına neden olacaktır.

Hiçbir şey kanıtlamak zorunluluğu yok

Yapılan araştırmalara göre mutlu çiftler, başka insanlara ne kadar mutlu ve sadık olduklarını kanıtlamaya çalışmıyorlar. Birlikteler, çünkü birlikte olmak istiyorlar.

Sosyal medyayı daha az kullanan insanların genel olarak daha mutlu

Sosyal medyanın bireyler arasındaki ilişkiye zarar verdiği artık herkes tarafından biliniyor. Yapılan bir araştırmada, bir hafta boyunca Facebook kullanmayan insanlar, bir hafta sonunda daha mutlu olduklarını dile getiriyorlar. Öte yandan sosyal karşılaştırma teorisi, aşırı sosyal medya kullanımının depresyonla bağlantısının bulunduğunu dile getiriyor.

Kaynak:

Businessinsider.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale