X

Sağlıklı bir şekilde doğurganlığı desteklemenin 12 doğal yolu

Doğurganlık küresel çapta azalıyor. Sanayisi gelişmiş ülkelerde bunun oranı çok daha yüksek. Trajik nedenlerinden biri, ekosisteme verilen zarar ve toksinlerle kirlenmiş ortamlarda yaşıyor olmamızdır. Tükettiğimiz besinler, içinde depolandıkları kaplar, soluduğumuz hava, evimizi ve kıyafetlerimizi temizlediğimiz ürünler, cildimizde ve duşta kullandığımız ürünler… Doğurganlığa zarar verebilecek kimyasalların olduğu bir evde insan, toksinlere uyandığından uykuya kadar olan zaman diliminde ve gece boyunca da maruz kalacaktır.

Bu durum sadece kadınları etkilemiyor. Toksik maddeler, erkeklerde sperm sayısının azalmasına ve fonksiyon kaybına neden oluyor. Kadınlarda ise ovülasyon döneminin bozulmasına, implantasyon sürecinin bozulmasına ve düşüklere neden oluyor.

Çevresel toksinler kısırlığa nasıl neden olur?

Çevresel toksinler temel olarak 4 şekilde kısırlığa neden olur:

  1. Endokrin bozulmasına neden olarak
  2. Kadın üreme sistemine hasar vererek
  3. Erkek üreme sistemine hasar vererek
  4. Düşüğe sebep olarak

Bu hasar sadece doğal doğurganlığı azaltmakla kalmaz, aynı zamanda tüp bebek (IVF) uygulamasının başarılı olma olasılığını da düşürür. Doğurganlığa en çok hasar verenler, organoklorlu bileşikler (klorlu pestisitler, poliklorlu bifeniller ve dioksinler), bisfenol A (BPA) ve organofosfatlı pestisitler ve herbisitlerdir. Bununla birlikte diğer birçok kimyasal, metal ve hava kirleticileri doğurganlığa ciddi şekilde zarar verir. (En çok bilinen organoklorlu bileşik DDT’dir. Ve ülkemizde kullanımı yasaktır. Bazı kanser türlerine sebep olabilmektedir.)

Bu kimyasallar sadece hamile kalma veya bir bebeği doğurma yeteneğini etkilemekle kalmaz, aynı zamanda çocuğun kendi gelişimini ve yaşamını, hatta gelecek nesilleri de etkileyebilir.

Nesiller arası doğurganlık kaybı

Çevresel Çalışma Grubu’nun (EWG) öncülük ettiği bir çalışmada, iki büyük laboratuvardaki araştırmacılar, ABD hastanelerinde Ağustos ve Eylül 2004’te doğan 10 bebekten göbek kordon kanında ortalama 200 endüstriyel kimyasal ve kirletici buldular. Testler, grupta toplam 287 kimyasal olduğunu ortaya çıkardı.

Göbek kordon kanında tespit edilen 287 kimyasaldan 180’inin insanlarda veya hayvanlarda kansere, 217’sinin beyin ve sinir sistemi için toksik olduğu ve 208’inin hayvan testlerinde doğum kusurlarına veya anormal gelişime neden olduğu ortaya çıktı.

Kısırlığa neden olan kimyasallar

Bir kadının kanında endokrin bozucu kimyasalların (HCH/BHC, PCB’ler ve DDT’ler gibi) seviyeleri arttıkça doğurganlığı azalır. En yüksek PCB seviyelerine sahip kadınların hamile kalmalarında yüzde 50’lik gibi ciddi bir düşüş vardır ve hamile kalırlarsa düşük yapma olasılıkları çok daha yüksektir. Tüp bebek uygulanan kadınlarda, BPA düzeyleri %25 ‘in üstünde olanlar, implantasyon başarısızlığı %211 daha fazladır.

Tetrakloroetilen (PCE) kontaminasyonuna sahip yeraltı suyu içen kadınlar, iki kat daha fazla düşük riskinin yanı sıra meme kanseri riskinin artmasından muzdariptir.

İçme suyunun klorlanması büyük bir halk sağlığı başarısıydı, ancak bazı beklenmedik sorunlara da neden oldu. Bu dezenfeksiyon yöntemi tipik olarak dört trihalometan (THM) bileşiği üretir: Kloroform, bromodiklorometan, klorodibromometan ve bromoform ve ayrıca diğer THM olmayan bileşikler. Klorlu su içmek ölü doğum riskinin artmasına neden olmuştur. Klorlu su içen kadınların daha kısa vücut uzunluğu ve daha küçük baş çevresi olan bir çocuk doğurma olasılığı çok daha yüksekti.

Pestisit kalıntısı yüksek meyve ve sebze tüketiminin en yüksek dörtte birindeki erkekler (≥1,5 porsiyon/gün), en düşük dörtte birlik dilimdeki erkeklere (<0,5 porsiyon/gün) kıyasla %49 daha düşük sperm sayısına sahipti.

Hong Kong’da yapılan bir araştırmada, kısır çiftlerin, doğurgan çiftlerin kontrollerine göre önemli ölçüde kanda daha yüksek cıva düzeylerine sahip olduğu bulundu. Cıva dışında kadmiyum, kurşun gibi metaller de doğurganlığa hasar vermektedir.

Havada toksin maruziyetinin bariz nedenlerinden birisi tütün kullanımıdır. Sigara içmek, sperm yoğunluğunun, toplam sperm sayısının ve hareketli sperm sayısının azalmasına neden olarak erkek doğurganlığını azaltır. İrlanda’da işyerlerinde sigara içmek yasakladığında, erken doğum oranları %25 oranında düştü.

Bir kadın otobana ne kadar yakın yaşarsa kısırlık oranı o kadar yüksek olur. Yüksek PM10 partikül seviyelerine kısa süreli maruz kalma bile düşük oranını artırır.

Araç egzozundan çıkan hava kirleticileri de erkeklerde doğurganlığı azaltır.Bir sanayi kasabasında yaşayan erkekler, hava kirliliğinin az olduğu kırsal bir bölgede yaşayanlara kıyasla, sperm hareketliliği ve sayısında önemli bir azalma vardır.

Araştırmalar, deodorantlarda, saç bakımında veya cilt bakımında kullanılan plastikler, phalatlar ve sülfatlar gibi günlük ürünlerdeki kimyasallara maruz kalmanın spermi değiştirip zayıflattığını, bunun da döllenmiş yumurtayı ve fetüsün gelişimini önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor. Toksik kimyasallara maruz kalmak da testis ve prostat kanserine yol açabilir.

Sağlıklı bir şekilde doğurganlığı desteklemenin 12 doğal yolu

  1. Meyve ve sebzeleri yıkamak ve bilinen (yerel) kaynaklardan satın alın. Bitkilere püskürtülmüş olabilecek böcek ilacı, mantar ilacı, herbisit ve kimyasalların alımını azaltır.
  2. Daha az işlenmiş, konserve, önceden paketlenmiş gıda tüketin. Kutuların içini kaplayan veya plastik ambalajlardan veya streç filmlerden emilen BPA ve phalat alımını azaltır.
  3. Yağlı balık (somon, ton balığı, sardalye) ve yağlı kırmızı et alımınızı sınırlandırın. Hayvanlarda birikebilecek böcek ilaçları, ağır metaller ve yağda çözünen kimyasalların tüketimini azaltır.
  4. Fatura/fiş kullanmaktan veya cüzdanınızda saklamaktan kaçının. Parlak görüntü vermek için kullanılan BPA tüketimini azaltır.
  5. Su için. Yumuşak plastik şişeleri değil, cam veya sert plastik şişeleri tercih edin. Plastikleri esnek hale getirmek için kullanılan BPA ve phalat tüketimini azaltır.
  6. Yiyecekleri asla yumuşak plastik paket kaplarda veya streç film veya folyo ile kaplanmış kaplarda ısıtmayın. Bunun yerine, yiyecekleri bir porselen veya cam kaseye koyun ve ısıtmadan önce kağıt havlu veya bir porselen tabakla örtün. Isıtıldıklarında, plastikteki phalatlar ve bisfenoller, besin yağlı ise kolayca emilebilir. Isıtma işlemi ayrıca, dioksinleri serbest bırakır.
  7. Oda spreylerinden, dumandan, güçlü kimyasallardan, yoğun parfümlü ürünlerden, plastik kokulardan ve dumanlardan uzak durun.
  8. Solunabilir kimyasal parçacıkların miktarını azaltmak için evinizi sık sık havalandırın.
  9. Bahçede, işte veya evde pestisit ve herbisit kullanımından kaçının. Bunun yerine zararlıları ve yabani otları azaltmak için toksik olmayan maddeler kullanın.
  10. Deterjanlar, el dezenfektanları, temizlik maddeleri ve halı temizleyicileri gibi güçlü ev ürünlerinden veya içinde çok sayıda kimyasal sınıfı olan yapıştırıcılar, boyalar ve vernikler gibi güçlü kimyasallardan uzak durun. Alternatif olarak toksik olmayan maddeleri kullanın.
  11. Kozmetik, şampuan, saç kremi, saç boyası ve vücut şampuanı gibi tüm kişisel bakım ürünlerinin etiketlerini okuyun ve paraben içermeyenleri seçin. Mümkünse yoğun parfümlü/kokulu ürünler kullanmaktan kaçının.
  12. Tüm gıda ürünlerinin üzerindeki etiketleri okuyun. Katkı maddeleri, koruyucular ve anti bakteriyel maddeler içerenlerden kaçının. (Tüyo: Pazarlama taktiklerinin farkında olun. Örneğin “BPA içermez” olarak tanıtılan bazı ürünlerde genellikle ikame kimyasallar bulunur.)

İlginizi çekebilir: Kronik yorgunluk kaderiniz olmasın: Yorgunluğa karşı 4 beslenme tavsiyesi

Selin Şahin: Araştırmayı, içimdeki öğrenme ateşini hep canlı tutmayı, okumayı, kalemimi kağıtla buluşturmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi kendine görev edinmiş bir diyetisyenim. Psikoloji, felsefe, moda, spor, farklı tatlar, doğa ve hayvanlar ise ilgi alanlarım arasında. Üretmeyi ve üretim deviniminin içinde yer almayı seviyorum. Üniversite eğitimimden sonra sektörün önde gelen sağlık gruplarından birinde stajımı tamamladım. "Leptin Direnci ve İnsülin" alanında yazdığım tezimle mezun oldum. Şu anda ofisimde sağlıklı beslenme ve diyet danışmanlığı yapıyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale