X

Ruhunuza ve zihninize nefes aldıracak 21 stressavar öneri

Sıfır stresle yaşamak mümkün değil. Hatta stresi doğru yönetmeyi bilirsek, faydaları bile olabilir. Ancak bunu başarabilmek için ihtiyaç duyduğumuzda stresi uzaklaştırmak ve huzurlu hissetmek için özel uygulamalar yapmak şart. İşte hem ruhunuza hem de zihninize nefes aldıracak 21 stressavar öneri!

1. Mükemmeliyetçilikten vazgeçin

Çin’de bir atasözü var; “Dünyada kusursuz iki insan var: Biri ölü, diğeri de henüz doğmamıştır” der. Hepimizin kusurları var ve bizi insan yapan da kusurlarımız. Hayatın her alanında mükemmeli bulmak imkansız, gerekli de değil zaten. Kendimizi kusurlarımız ve yanlışlarımız için yargılamak, kendimize karşı işlediğimiz suçların en büyüğü; kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek ise huzura giden yolun ilk adımı…

2. Hayatı basitleştirin

Daha fazla, daha çok, daha çalışkan, daha yüksek not, daha pahalı ev, daha büyük tek taş… Siz de biliyorsunuz, dış dünyanın size gerekli olduğunu inandırdığı şeyler, objeler, durumlar… Her dakikası dolu günlük programlar, şehrin öteki tarafında verilen randevular, yürürken canınızı yakan ayakkabılar, dar gelen seksi kıyafetler… Fazla temiz evler, lekesiz camlar, kırışıksız kıyafetler, çorapla aynı renk çantalar…

Bırakın, biraz bırakın, biraz durun; hem ruhunuz hem zihniniz bir nefes alsın…

3. Gerçekçi beklentilere sahip olun
Bir adım geriye atın, derin bir nefes alın, olayları ve kişileri öyle değerlendirin.

İnsanlar değişmez, günler 48 saat olmaz, yöneticiler aynı kalır, bebekler uyumaz, ergenler atar yapar, 10 günde 4 kilo veremezsiniz… Bazen stresin nedeni olay ya da karşımızdaki kişiler değil, bizim olaylara nasıl yaklaştığımız ile ilgili. Bir adım geriye atın, derin bir nefes alın, olayları ve kişileri öyle değerlendirin.

4. Kontrol edemeyeceğiniz olayların farkına varın

Keşke mümkün olsa ama değil, siz her şeyi ve herkesi kontrol edemezsiniz. Kimse edemez. Maddenin doğasında entropi, yani düzensizlik var…

5. Durum ve duygularınızın sorumluluğunu alın

Olaylar ve durumlar için başkalarını, patronunuzu, eşinizi, kayınvalidenizi suçlamayın. Çektiğiniz üzüntü veya stres için hiç kimseyi sorumlu tutmayın. İçinde bulunduğunuz durum ve ruh hali için tek sorumlu var; siz! Sorumluluk almamak, başkalarını suçlamak büyümemek demek, unutmayın…

6. Geçmişten gelen fikir kalıplarınızı gözden geçirin

Arkadaşlarım beni her doğum günümde aramalı, insan 40 yaşına gelince evli ve çocuklu olmalı, yılda şu kadar para kazanmalı, insan her yaz deniz kenarına tatile gitmeli, sevgilim bana 14 Şubat’ta hediye almalı” mı? Hayır, bunların hepsi öğretilmiş bilgiler, -meli, -malı diye düşündüğünüzde kendinizi yakalayın, ve sorun: “mı acaba?

7. Kişisel günlük programınızı hafifletin
Kendinize ayıracağınız zamandan çalmayın.

Çağımız şehir insanının en büyük derdi saniyesine kadar dolu günlük programlar… Üzerine bir de trafik ekleyin… Katmerli stres, hele bir de karşınızdakiler sizin kadar titiz değil ve sizi bekletiyorlarsa… Yapmayın, biraz daha az randevu verin, kendinize ayıracağınız zamandan çalmayın.

8. Gerektiğinde yardım isteyin

İsteyenin bir yüzü, yardım etmeyenin her yüzü kara. Çoğumuz yardım istemeyi bilmiyoruz veya işler sarpa sarınca karşımızdakilerden imkansız taleplerde bulunuyoruz. Çoğunlukla da karşımızdakinin durumdan haberi bile olmuyor. Çok sıkışmayı beklemeyin, siz isteyin, gerisini sonra düşünün…

9. Ruhunuzu besleyecek arkadaşlık ve ilişkiler kurun

Hepimizin etrafında var, her şeye muhalif, her daim mutsuz, her zaman vızır vızır: Enerji emiciler, pozitivite cellatları! Kendi stresiniz size zaten yetiyor, bir de karşınızdakinin yükünün sizi daha da negatife çekmesine gerek yok.

10. Sosyalleşin

Sosyalleşmek, insanı insan yapan şey. Sonuçta hepimiz konuşan, konuşabilen ve konuşmayı seven memelileriz. Etrafında yakını olan hastaların daha çabuk iyileştiği, yalnız yaşayanların daha çabuk öldüğü bilimsel olarak da kanıtlandı. Konuşarak, dertleşerek, sorunlar küçülür, karşılıklı çözümler bulunur, serotonin ve dopamin sentezlenir, kendinizi iyi hissedersiniz. Sosyalleşmek vücudun kavga-kaç yanıtını da azaltarak sizi sakinleştirir. Daha ne olsun?

11. Hareket edin
Stresle baş etmek için kendinize verebileceğiniz en büyük hediye, hareket etmek!

Hareket etmek, spor yapmak, yürümek, yüzmek, dans etmek… Aklınıza ne gelirse! Tüm bu aktiviteler serotonin, dopamin ve endorfin düzeylerini yükseltir, mutlu olursunuz; beynin büyüme faktörü BDNF’yi artırır, esnek düşünürsünüz, sorunlara çözüm odaklı yaklaşırsınız; enflamasyonu azaltır, kendinizi iyi hissedersiniz.

Stresle baş etmek için kendinize verebileceğiniz en büyük hediye, hareket etmek. Her gün, bıkmadan, usanmadan ve üşenmeden…

12. Dik durun

Başka hiçbir şey yapmadan, hiçbir ilaç verilmeden, hiçbir girişim yapılmadan, bir grup hastadan sadece dik durmaları, bunun için çaba sarf etmeleri istenmiş. Çalışmanın sonunda, tüm hastalar kendilerini daha iyi hissetmiş, daha az depresif ve stresli olmuşlar.

Omuzlar geriye, sırt dik, çene yere paralel, sanki sizi başınızın üstünden bir balon yukarıya çekiyormuş gibi… Bu kadar basit…

13. Diyafragmatik nefes almayı öğrenin

Yüzeysel nefes almak demek, sık nefes alıp vermek demek. Bunun vücuttaki ve beyindeki için karşılığı; “tehlikeli bir problem var karşımda, ya kavga etmem ya da kaçmam lazım“. Bu da artmış stres hormonu, kortizon ve artmış stres demek. Karından derin derin nefes alıp vermek, vücudun sükunet sistemi parasempatik sistemi devreye sokarak anında stres düzeylerinizi düşürür.

Bu yüzden kendinizi her kötü hissettiğinizde, göbek deliğinizden nefes alıp verdiğinizi düşünerek 5-10 saniye nefes alın, 5-10 saniye nefes verin. Hemen fark edeceksiniz…

14. Yoga yapın
Haftada en az iki, mümkünse 3-4 kere, en güzeli her gün yapmak…

Yoga yapmak size anda kalmayı öğretir; geçmişle kavga etmez, gelecekten endişe duymazsınız. Derin ve yavaş nefes alıp verdiğiniz için parasempatik sistem devreye girer, stres düzeyleriniz azalır. Beyinde büyüme faktörü BDNF artar, esnek düşünür, daha az depresif olursunuz. Kalp hızı değişkenliğiniz artar (bu istediğimiz bir şey) daha mutlu ve sakin olursunuz… Haftada en az iki, mümkünse 3-4 kere, en güzeli her gün yapmak…

15. Meditasyon yapın

Kafamızdaki kumanda merkezi zihnimiz var ya? Aslında her şeyi karıştıran ve pireleri deve yaparak bizim stresimizi artıran o. Yaramaz ve huysuz çocuk zihin devreden çıkınca huzur geliveriyor zaten. Zihni devreden çıkarmak için yapabileceğiniz en iyi şey meditasyon yapmak (diğeri de komaya girmek, ki, bu pek arzu ettiğimiz bir durum değil). Meditasyon yapanların soğukkanlılık ve muhakeme merkezleri daha çok çalışıyor, stres ve panik merkezleri amigdalalar sakinleşiyor, parasempatik sistem devreye giriyor, anda kalıyorsunuz, derin nefesler alıyorsunuz, kendinize zaman ayırıyorsunuz…

Her gün sabah ve akşam 1-2 dakika ile başlayın. Duramıyorsanız, zihniniz susmuyorsa, sadece gözlerinizi kapatıp 60’a kadar sayın…

Gün içinde farkındalık meditasyonu yapın, nefes aldığınızı, nefes verdiğinizi fark edin…

16. Daha çok uyuyun

Yapması en güzel, bedava, çaba gerektirmeyen, bizi mutlu eden, iyi hissettiren sihirli sığınak… Ama onu hor görüyoruz, daha az uyumayı marifet zannediyoruz, telefonlarımız, televizyonlarımız, dizilerimiz, yemeklerimiz daha önemli geliyor.

Az uyumak, uyumamak insanı hasta ediyor, enflamasyon artıyor, stres hormonu salgılanıyor. İnsan sinirli, gergin ve kaygılı oluyor. Üstüne bir de muhakeme ve doğru karar verme yeteneği bozuluyor. İşler iyice sarpa sarıyor. Her akşam en az 7, mümkünse 8 saat uyuyun. Ergenler ve 21 yaşın altındakiler ise en az 10 saat uyusun…

17. Sağlıklı beslenin
Yediğiniz sebzelerin içindeki lifler bağırsaklarınızın içindeki minik dost mikroplara da iyi geleceği için, serotonin düzeyleriniz artar.

Ne alakası var?” demeyin. Fazla şeker ve rafine karbonhidrat tüketmek, yanında çok kahve, çay ve kola benzeri içecekleri tüketmek vücutta stres reaksiyonuna neden oluyor, kortizol düzeyleri yükseliyor. Var olan stres katlanıyor, üstüne bir de stres nedeniyle abur cubur yeme eklenince kilo alınıyor, göbek çevresi büyüyor, hastalıklar başlıyor.

Omega 3 doymamış yağlar, lifli taze gıdalar ve kaliteli proteinden zengin beslenenlerin depresyon ve anksiyete düzeyleri, doymuş yağ ve karbonhidrattan zengin beslenenlere göre her zaman daha düşük bulunuyor. Özellikle stres katsayısı yükseldiğinde, yediğiniz sebze ve balık miktarını artırın, paketlenmiş, işlenmiş, şekerli unlu gıdaları azaltın.

Stresle beraber bağırsaklar kontrolden çıkıp size sıkıntı veriyorsa yediğiniz gluten miktarını da azaltın. Gluten artmış bağırsak geçirgenliğine neden olarak sizi daha hasta ve gergin yapabilir. Yediğiniz sebzelerin içindeki lifler bağırsaklarınızın içindeki minik dost mikroplara da iyi geleceği için, serotonin düzeyleriniz artar ve kendinizi daha iyi hissedersiniz.

18. Daha çok su için

Vücut ve beyin susuz kaldığı zaman strese giriyor, doğal olarak da sizi strese sokuyor. Beynin işleyişi bozuluyor, yavaşlıyor, muhakeme zorlukları başlıyor. Her gün en az 1 litre, mümkünse iki litre su lütfen. Spor yapıyorsanız, çok terliyorsanız, çok kahve çay içiyorsanız, daha da çok.

19. Daha az kahve için

Az miktarda alınan kahve/kafein dikkati ve konsantrasyonunu artırırken, 200-300 mg’ın üstünde kafein almak stres hormonu ve adrenalin salgısına neden olarak sizi stresli ve kaygılı yapar. Fazla miktarda alınan kafein, vücuttan daha fazla magnezyum atılmasına neden olarak, magnezyumun sakinleştirici etkisinden yararlanamamanıza ve daha sinirli olmanıza neden olur. Kafein uyku kalitesini bozduğu için de, uzun vadede sizi daha gergin yapar.

20. Sanatsal hobiler edinin

Tiyatro, resim, müzik, dans, seramik, ebru, çini, minyatür…Tüm bunlar zihni devreden çıkararak sizi sakinleştirir, anda kalmanızı sağlar. Bir şeyler yarattığınızda, bir işler ortaya çıkardığınızda serotonin ve dopamin salgılar, mutlu olursunuz. Depresyona eğiliminiz azalır, kaygılarınız hafifler.

21. Sosyal yardım faaliyetlerine katılın

İnsanoğlunu en mutlu eden şeylerden birisi karşılık beklemeden yardım etmek. Ama öyle kazayla hasbelkader değil, bilerek, isteyerek, planlayarak yardım etmek. Bunun beyinde de karşılığı var; resmen dopamin sarhoşu oluyorsunuz. Tam bir kazan-kazan durumu. Tabii, mümkünse sosyal medyayı çok işin fazla içine karıştırmadan!

 

Sinir sistemini güçlendirici öneriler, ağrısız bir yaşam ve migrenle mücadele için Beynini Doğru Besle kitabıma bakabilir, bana www.banutascifresko.com üzerinden ulaşabilirsiniz. 

 

İlginizi çekebilir: Hayatı kabusa çeviren migrenle beraber görülen ve migrenin şiddetini artıran 10 hastalık

 

İllüstrasyon Kaynağı: 
New York Times

Dr. Banu Taşçı Fresko: Dr. Banu Taşcı Fresko, 1969 senesinde İstanbul’da doğmuştur. İstanbul Tıp Fakültesi’ni 1992 senesinde bitirmiş, ihtisasını İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda 1997 senesinde tamamlayıp Nöroloji Uzmanı olmuştur. Birçok özel hastanede çalıştıktan sonra şimdi çalışmalarını muayenehanesinde sürdürmektedir. Uzun yıllar kronik ağrılardan mustarip olduğu için, hastalara yol gösterecek, hayatlarını kolaylaştıracak bir kılavuz yazmak istemiştir. Ekim 2017de ‘Beynini Doğru Besle’ isimli kitabı çıkmış, kitapta migren ve fibromiyalji ağrılarıyla nasıl başa çıkılacağını, beslenmenin önemini ve tüm kronik hastalıklarda yoganın iyileştirici etkisinden bahsetmiştir. 2017 senesinde Arzu Rezzan Sunam ve Yelina Tayfur’dan Temel Yoga Hocalık Eğitimi ve Banu Çadırcı’dan 100 saat yoga terapi ve yoga anatomi eğitimi almıştır. Aynı zamanda Ahmet Güllü ve Vedat Örs atölyelerinde eğitim almış, profesyonel bir ressamdır, bu güne kadar 7 kişisel sergi açmıştır. Bugünlerde bir yandan Mayıs 2018’deki sergisine hazırlanmaktadır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale