X

Ruhum doysun: Farkındalıkla beslenme

Felsefesinde sevgi, şefkat, samimiyet, farkındalık barındıran tüm ekollerde, tüm inanç sistemlerinde, tüm egzersizlerde ve elbette ve tabiî ki Yoga felsefesinde iletişim kurulan her alana dair sevgiye, şefkate, samimiyete ve yargısızlığa bir çağrı mevcut.

Yoga ve meditasyon pratiği her aşamasında dikkati tüm duyumlara yargısız bir farkındalıkla yönlendirmeye davet sunuyor. Düzenli yoga ve meditasyon pratiği ise zaman içinde bu farkındalığı matın dışına, günlük yaşama çabasız ve tamamen organik bir şekilde taşımaya katkı sunacaktır.

Bedenlerimiz; ruhlarımızın kılıfı, kutsal tapınağı, içinde yaşadığımız evlerimiz. Günlük hayatımıza farkındalığı dâhil ederek bedenlerimizi gözlemleyebiliriz. Benim bu makaleyle davetim beden ve beslenme ilişkisini özelde mercek altına almak.

Bedeniniz yaptığınız şeylere nasıl tepki veriyor, hissettiğiniz şeylere ve makalenin asıl sorusu ya yediklerinize nasıl tepki veriyor? Örneğin; kahve veya çay içtiğinizde bedene dikkat gönderin. Kalp atışlarında bir değişim, açlık/tokluk dengesinde bir farklılık, enerji seviyesinde artma veya azalma ve tüm bunların zihne ve gün içindeki akışınıza etkileri gibi…

Her birimiz, kendi bedenimizin ihtiyaçlarına yönelik seviyede farkındalıkla beslenmeyi seçerek bu seçimin çok katmanlı faydalarını deneyimleyebiliriz. Ben kendi adıma glutensiz ve laktozsuz beslenmenin pozitif etkilerini deneyimliyorum.

Ay o çok zooor!” dediğinizi duyar gibiyim. Amacım sizi “bir şey”siz beslenmeye davet etmek veya bunun diğerlerinden daha iyi olduğunu savunmak değil. Size davetim farkındalıklı beslenmeye dair. Glutensiz ve laktozsuz beslenmek bana iyi gelen…

Sevgi, şefkat, samimiyet ve yargısızlıkla yediklerimiz ve içtiklerimize fiziksel bedenin ve dolayısıyla zihnin verdiği tepkileri gözlemlemek ve gözlemlediklerimize karşı da aynı sevgiyi, şefkati, samimiyeti ve yargısızlığı korumayı ilke edinmek zaman içerisinde hiçbir kitapta yazmayan, dışarıdan hiç kimsenin bize sunamayacağı o kendimize özel diyeti, o beslenme biçimini oluşturmamızı sağlayacaktır.

İyi hissettiren ve hissettirmeyenler birbirinden ayrılıp, iyi hissettirmeyenler; bazıları belki bir süreliğine veya tamamen bir seçenek olmaktan çıktıkça, iyi hissettirenler iyi hissettirmeye devam ettikleri süre boyunca veya daima hayatımıza dâhil oldukça beden ve bedenle ilişkimiz dönüşecektir.

Aldığı gıdaları daha kolay sindirebilen bir mide, daha kolay sentezleyip zararlı ve gerekli olmayanları daha kolay dışarı atabilen bir boşaltım sistemi. Sindirim ve boşaltımı daha az enerji harcayarak ve daha kolay tamamlayabilen tüm beden. Daha az yorulan, dolayısıyla daha enerjik bir vücut demek olacak.

Tüm bunların ortak sonucu doyma halini hücrelerinizde hissetmeye bir adım daha yakın, duygusal açlık krizlerinden bir adım daha uzak olmak demek olabilir. Enerjisi yüksek bir beden, enerjisi ve algısı açık bir zihni, dolayısıyla yüksek enerjisi ile dış dünya ile iletişimi daha kolay hale gelmiş bir zihinse daha yüksek tahammüle ve neşeye sahip bir kalbi getirebilir.

Kendi içinde, kendinden kendine doğru ilerleyen bir sevgi, şefkat, samimiyet ve farkındalık döngüsü bu. Sevgi, şefkat, farkındalık, samimiyet ve yargısızlıkla başlayan fiziksel beslenme alışkanlığı yine sevgi, şefkat, farkındalık, samimiyet ve yargısızlık taşıyan bir kalbe dönüşüyor ve hem içeride hem dışarıda bu döngüyü çabasız ve organik bir şekilde devam ettirebilmeyi daha mümkün kılıyor.

Bu beslenme şekline bir şans verdiğinizde görebileceğiniz en önemli şeylerden biri ise bu döngünün sadece bedeni değil, zihni ve kalbinizi de beslediği olabilir. Şu andan itibaren belki düzenli yoga ve meditasyon pratikleri için bir araştırmaya başlayacaksınız, belki ilk aşamada sadece dikkati beden farkındalığına yönlendirmeyi seçeceksiniz.

Ancak bu davete kulak vermeyi seçerseniz eğer, kendi özelinizde ve ihtiyacınızda tüm bunlar ve belki çok daha fazlası hepimiz için mümkün olabilir. Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Modern hayatta popüler, özünde antik bir deneyim: Yoga

Birce Sinem Tezer: Merhaba, ben Birce. Yoga ile lise yıllarımda tanıştım. 200 saatlik temel eğitimimi 2014 yılında aldım. İçlerinde Godfrey Devereux gibi pek çok kıymetli eğitmenlerin olduğu farklı yoga stillerine ve meditasyon pratiğine dair 500 saate ulaşan derinleşme yolculuğum halen devam ediyor. Yoga & meditasyon derslerim ve bireysel pratiklerimde yoga pozlarında verilen tepkilerin günlük yaşamdakinin aynısı olduğu, aynı yollar his ve düşüncelerden geçildiği felsefesini benimsiyorum. Mat pratiğinin günlük yaşama yansımalarını araştırmak öncelikli davetim. bircesin@gmail.com mail adresi ve @birceileyoga instagram hesabı ile sorunuz veya paylaşımınız varsa bana ulaşabilirsiniz..

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale