X

Romantik ilişki dinamikleri: Mutsuzluğa rağmen neden ayrılamayız?

İnsan her ne kadar sosyal olma ihtiyacı içinde olsa da, ilişki kurmak ve kişiler arası ilişkileri sağlıklı bir şekilde yürütebilmek başlı başına bir mesele iken işin içine romantizmin girmesiyle ilişkiler çok farklı boyutlara evrilebiliyor.

Sizi canlı tutan bir ilişkinin içindeyseniz keyfini sürmek yapabileceğiniz tek iyi şey olsa gerek. Benim bahsetmek istediğim daha ziyade kendinizi içinde iyi hissetmediğiniz, enerjisi gitmiş, bir şeylerin ters gittiğini anladığınız ama belki de adını tam olarak koyamadığınız ya da görünürde çok büyük somut bir sorunun varlığından bahsedemediğiniz, bu nedenle de bitiremediğiniz, sizi kurak bırakan türdekiler…

Bir yakınınıza anlattığınızda “Aman ne olmuş yani, tüm ilişkilerin sonu bu!” deyip kendinizi sanki çok fazlasını istiyormuş gibi hissetmenize sebep olan, birlikteyken daha çok kendi alanınıza kaçmayı arzu ettiğiniz, bu nedenle kendinizi suçladığınız, aslında artık duygusal ihtiyaçlarınızı karşılamayan türdeki ilişkiler…

Şimdi şöyle diyebilirsiniz: “Mutsuzsan ayrıl o zaman!”

Sorun da asıl burada başlıyor. Tam da böyle mutsuz olduğununuzu hissediyorken, yaşamınızın geri kalanını böyle sürdürmeyi seçebiliyorsunuz.

Peki, ne oluyor da kişi harekete geçme konusunda kararsız ya da isteksiz kalabiliyor? Bir kısmımız seçim yapmanın ve karar vermenin sunduğu imkanlardan yararlanıp kendi için bir çözüm yolu bulabilirken, bir kısmımız ise çatışmalı dilekleri belki de aynı anda hissettiğinden birini seçme ve diğerinden vazgeçme sorumluluğuyla yüzleşemiyor.

İlişkilerde karşılıklı olarak doyurulan pek çok alan var. Partneriniz duygusal ihtiyaçlarınızı ve arzularınızı artık karşılamazken, başınız sıkıştığında size destek olan bir kurtarıcıya dönüşüyor olabilir. Siz de böyle bir ilişki içinde kendinizi cansız, ancak ayrılmayı göze alamayacak kadar da güvende hissediyor, sanki ayrılsanız tek başınıza var olamayacağınızı, adeta sudan çıkmış bir balığa dönüşeceğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Hayatla tek başınıza mücadele edecek gücünüz yokmuş gibi gelebilir. Bu durumda kendi çatışmalarınızdan benliğinizi korumak ve kurtulmak için, onu sevdiğinize, vazgeçilmez biri olduğuna kendinizi ikna ediyor olabilirsiniz farkında bile olmadan.

İlişkiler karmaşık ve çok boyutlu dinamiklere sahip olduğu için geçmişimizden gelen davranış örüntülerinin tekrar ettiği bir döngüye dönüşebilir. Aile ve çocukluk yaşantınızda duygusal istismara maruz kaldıysanız yaşadıklarınızla yüzleşmemiş ve ailenizin size karşı olan davranışlarının problemli olduğunu henüz kabul etmediyseniz (kişi hissedeceği acıdan kaçınmak için bu davranışları normalleştirme eğiliminde bulunabiliyor. Örneğin, kendi iyiliği için olduğunu düşünmeyi
seçebiliyor), içinde kendinizi iyi hissetmediğiniz, size değersizlik duygularını yansıtan, hatta şiddet bile gördüğünüz bir partnerden ayrılmakta zorluk yaşayabilirsiniz. Çünkü ailenizde yaşadıklarınıza çok benzer deneyimleri size hatırlatır ve siz bu paternleri güvenli olarak kabul etmişsinizdir. Sizi sevdiğini söyleyen ebeveynleriniz de size bu şekilde davranmışsa iki zıt duyguyu birlikte sarmalayıp kabul etme eğilimi göstermiş olabilirsiniz. Yaşadıklarınız için kendinize kızıyor olabilir ama bir türlü neden vazgeçemediğinizi de anlayamıyor olabilirsiniz.

İki tarafa da farklı olumsuz duygular yaşatan ve her iki tarafın da ilişkide sorun olduğunu kabul etmekte zorlandığı bir diğer durum, bağlılıktan bağımlılığa dönüşmüş olan ilişki türüdür.

Bağımlı olan kişi, partnerine karşı yoğun ilgi içindedir. Onu kaybetmekten korkar ve bu nedenle gün içinde defalarca arayıp ulaşmak ister. Tek odak noktası o ve onun istekleri olmuştur. Partnerinin ilgisinin başka konulara kaymasından yoğun kaygı ve öfke duyabilir. Onun onayını almadan karar veremez. İlişkide kendini huzursuz ve mutsuz hissedebilir. Vazgeçmeyi asla göze alamaz ve terk edilme kaygısı yüzünden ilişkide boğucu bir konumdadır. Çünkü onun için “tek başına olma yeteneği ve tek başınalık meselesi kaybetmekle ve terk edilmekle benzer anlamlar taşıyabilmektedir.” (Abram,2007)

Diğer uçta ise bu kadar yoğun ilgi karşısında sıkılan, bir şeylerin ters gittiğini hisseden ama zaman zaman da “Daha ne istiyorum ki, beni çok seven bir eşim var” şeklinde düşünüp kendini suçlayan ve kendi alanına sığınan bir kişi vardır.

Şayet bağımlı olan taraftaysanız, partnerinizi hayatınızda nasıl bir yere koyuyorsunuz ki bağımsız ve özgür olabilmek yerine, yapışmak ve ayrılamamak ilişkinin dinamiği haline geliyor? Bu soruyu kendinize sorabilirsiniz.

Winnicott’un ifade ettiği gibi özgürlük, deneyimlenen bir durumdur ve temelleri erken dönemlere dayanmaktadır. Yetersiz bir anne imgesi, ruhsal olarak kendi kendine yetebilmeyi zorlaştırabilir.

Buradan hareketle kendimize sorabileceğimiz diğer bir soru ise, “İlişkimde gerçekten vazgeçemediğim, sadece partnerimin kendisi mi?” olmalıdır.

İlginizi çekebilir: Anne-bebek ilişkisi, romantik ilişkilerimizi nasıl etkiler?

Aslı Songün: Haliç Üniversitesi Psikoloji Bölümü 2003 yılı mezunuyum. Aynı üniversitede yaptığım Psikoloji yüksek lisansını “Çocukların Sahip Oldukları Denetim Odağının, Algıladıkları Ebeveyn Çatışması İle İlişkisi” konulu tezimi tamamlayarak uzmanlık derecemi almış bulunmaktayım. 2005 yılı itibari ile çeşitli sağlık ve eğitim kuruluşlarında görev aldım. Sağlık alanındaki stajımı Balıklı Rum Hastanesi Anatolya Kliniklerinde gerçekleştirdim. Projektif Testler Derneğinden Rorschah, T.A.T testleri eğitimini aldım. Çocuk gelişim testleri eğitimini tamamladım. 2019 yılında Mindfulness Institute’de Mindfulness tabanlı stres azaltma eğitimi (MBSR) programına katıldım. Konuyla ilgili çalışmalarım devam etmektedir. İstanbul Psikanaliz Derneği’ne bağlı olarak Psikanaliz eğitimim sürmektedir. 2013 yılından beri Nişantaşı’ında eğitim veren United Kids Academy'nin kurucu ortağı olarak çocuklarla birlikte çalışmaya devam etmekteyim. Ayrıca özel bir klinikte danışan görmekteyim.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale