X

Rezonans kanunu 3: Çevremiz hayatımızı ne kadar etkiler?

Biz; oluşturduğumuz rezonans alanıyla derinlerimizle titreşen matriks gibiyiz. Dışarıya, özümüze uygun bilgiler göndererek, bununla uyumlu her şeyi yaşamımıza çekeriz. Yani aslında çevremiz için bir nevi “okuma aygıtı” diyebiliriz.  Neler yaşadığımıza, başımıza gelen olaylara bakarak, yaşadıklarımızı gözlemleyerek kendi iç kodlarımızı rahatlıkla görebiliriz. (s:115)

Mesela, eğer sürekli kendimizi değersiz hissettiren olaylar yaşıyorsak, bize değersiz hissettiren arkadaşlarımız var ise çevremizde; rezonans kanununa göre kalbimizden şöyle kuvvetli bir inanç yaymaktayız: Ben değersizim!

Hatırlayın; bizimle uyumlu olmayan hiçbir titreşim hayatımızda var olamaz. Evrenin matematiği böyle işliyor!

Yazılarımı düzenli takip edenler eski yazılarımdan bilirler; hep verdiğim bir örnek dönem vardır hayatımdan: İki ayrı işsiz olduğum dönem. 

Bir tanesinde kendimi o kadar kötü, boş, işe yaramaz hissediyordum ki içimde; benimle buluşan tüm arkadaşlarım da bana hep bu şekilde yaklaşmıştı o dönem. “Ne yapıyorsun ki bütün gün? Sıkılmıyor musun? Çalışmayınca insan kendisini boş hisseder…” gibi tüm yargılayıcı tavırları üzerime çekmiştim çünkü içimde ben kendimi çılgınca yargılıyordum. Kısır döngü gibiydi; onlar beni yargıladıkça daha da küçülüyordum, ben küçüldükçe başkaları kendini daha büyük görüp beni yargılıyordu.

İkinci işsiz kaldığım dönem çok farklıydım. İçim rahat, kararımdan emin ve hayatımdan çok memnundum. Nitekim bir önceki dönemde beni yargılayan arkadaşlarım bu defa da beni çok kıskandıklarını, benim yerimde olmak istediklerini belirtmişlerdi. Tamamen aynı insanlardan bahsediyorum bakın! Her şey tamamen benimle alakalıydı. Yukarıda bahsettiğim gibi dışarıya bakarak da iç programlarımızı bu örnekte olduğu gibi rahatlıkla yakalayabiliriz.

Sevdiğimiz, sevmediğimiz, tanımadığımız, tanıdığımız; dünya üzerindeki tüm insanlarla birbirimize bağlıyız aslında. Arzu edenler gözlerinde canlandırmak için kalbimizden çıkan görünmez iplerle herkese ulaştığımızı, aynı zamanda başkalarından gelen görünmez iplerin de bize ulaştığını hayal edebilirler. Bu sebeple insanları etkileyebiliyoruz ya da insanlardan aynı şekilde etkilenebiliyoruz. Bu noktada küçük bir hatırlatma yapmak isterim: Bu sebeple aslında kendi merkezimizde, gücümüzde kalmak bu kadar önem teşkil ediyor; başkalarının oluşturduğu rüzgarlara kolaylıkla kapılmamak adına… 

Hepimiz birbirimizin parçaları olduğumuz için birbirimizden etkileniyoruz derken şöyle bir örnek vermek isterim: Mesela bugün çok mutlu bir gününüzdesiniz. Kuşlar, böcekler, hayatınızda her şey yolunda. Derken iş yerinde samimi bir arkadaşınız birine kızmış, çok öfkeli ve size anlatıyor. Önünüzde iki yol var: Ya dinleyip konu hakkında düşündüklerinizi söyleyip gününüze sakin devam edeceksiniz ya da siz de arkadaşınızla beraber öfkelenip onun rezonans alanına gireceksiniz. Hatta belki şaşıracaksınız kendinize: “Ben iyiydim, nasıl böyle bir anda çok öfkelenebildim?” diye fakat şunu unutmayın: Sizde olmayan hiçbir titreşimle iletişime geçemezsiniz. Bilmediğiniz derinliklerinizde o öfke titreşimi demek ki varmış ki;  her şey iyiyken o alanla kolaylıkla uyumlanabildiniz. Bu örnekle yine çevremizi “okuma aygıtı” olarak değerlendirebileceğimizi görebiliriz.

Çevremizden çok etkilenen varlıklar olarak çevremize aldığımız insanlar çok büyük önem taşıyor. Seneler önce annemin yakın bir arkadaşıyla otururken aynen şöyle demişti: “Gamzeciğim, seni mutlu etmeyen, sürekli yanında negatif konuşan insanlardan uzak dur. Ben hayatımda böyle insanları eledim ve o kadar huzurluyum ki; dene ve gör.” Hakikaten de sonra dediğini yapmış ve o enerji farkını gözlemlemiştim. Şimdi Rezonans Kanunu’nda da aynen bu durumdan bahsediyor: “Sizi destekleyen, saygı duyan, takdir eden insanlarla olun. Çevrenizde sizi motive eden insanlar olsun.” (s:122)

Aksi halde, istediğiniz kadar olumlama yapın, enerjinizi yükseltmek için fiziksel aktiviteler yapın; eğer çevrenizde sizin hayallerinize, içinizdeki güce inanan insanlar yoksa oluşturduğunuz rezonans alanı sürekli bozulacak, frenlenecek.

Şimdi biz kendimizi yükseltmek için bu kadar uğraş verirken, emek ve enerji harcarken neden başkaları tarafından kolaylıkla bozulmasına izin verelim ki?

Burada şu noktaya değinmek isterim: Çevremdeki insanları kaybederim, yalnızlaşırım diye korkmayın! Hem de hiç korkmayın! Biliyorum çevremize tabii ki ihtiyacımız var; yalnızlık sevimli bir duygu değil ama çevrenizde insanlar olacak diye kendinizden götürmeyin. Bilin ki siz titreşim alanınıza (rezonans alanınıza) konsantre olup yükselttikçe zaten hayata daha negatif bakan insanlar ister istemez gidecek ve bırakın gitsinler, tutunmayın. Çünkü bilin ki yeni enerji alanınızla uyumlu yepyeni insanlar girecek hayatınıza! Bunu çok rahatlıkla söyleyebiliyorum çünkü tecrübeyle sabit. Bizzat ben kendim böyle bir dönem yaşadım ama o hayatımdaki insanlar elenip bir süre korkmadan yalnız başıma kaldıktan sonra sahiden de hayatıma yepyeni, parlak, hayatıma yeni girmelerine rağmen bana inanan, güvenen, destekleyen müthiş insanlarla dost oldum.

Şimdi bu hafta siz bir dikkat edin bakalım. Bir yanınız bir köşede gözlemci olsun. Hayatınızdaki olaylara, çevrenizdeki insanlara bakın. Gözlemleyin. Arzu ederseniz yazın; yazarak görmek daha kolay oluyor. Sonraki adım ise yine size kalmış. Olduğunuz halden memnunsanız harika! Devam! Fakat bir yerlerde hoşnutsuzluklarınız varsa, haydi bunun için minik de olsa bir adım atmaya ne dersiniz?

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Rezonans kanunu 2: Düşünce gücüyle gerçekten iyileşebilir miyiz?

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale