X

Reddedilmekle baş etmenin 6 yolu

Reddedilmek dendiğinde akla ilk olarak kadın-erkek ilişkileri gelse de, aslında hepimiz hayatımızın her alanında belirli ölçülerde reddedilme korkusu yaşıyoruz. İş yerinde olası bir müşteriye bir fikri sunarken, patronla yaptığımız bir ikna konuşmasında, arkadaşlarla tatil planı yaparken ve hatta aile içinde, gerek kardeşler gerekse de ebeveynlerimiz tarafından reddedileceğimiz düşüncesi üzerimizde baskı oluşturabiliyor. Bu baskının yarattığı stres kişiden kişiye değişse de, bunlarla baş etme yolları tüm insanlar için aynı.

Siz Uplifers okurları için, reddedilme korkusuyla başa çıkmak için birkaç yolu özetledik. Bu 6 öğüt, gün boyu reddedilme endişesini belki de en çok yaşayan çalışanlardan olan çağrı merkezleri elemanlarının düşünce ve davranış modelleri üzerinden derlendi. Görünen o ki, bu çalışanların bakış açıları ve enerjilerini yönetme biçimleri sadece işlerine huzur içinde devam edebilmelerini değil, sosyal hayatlarını da daha kaygısız şekilde geçirebilmelerini sağlıyor.

1. Olumsuz düşünmeyin

Uzun süredir epey popüler bir deyiş olan “evrene negatif enerji yaymama” aslında faydalı bir öğüt. Çağrı merkezi çalışanları, aradıkları kişiler çoğu kez istedikleri yanıtı vermeseler dahi olumlu düşünmeye devam etmenin önemli olduğunu söylüyorlar. Şüphesiz bu üsluplarına da yansıyor; arandığı için kendilerini terslemeye niyetlenen müşteriyi yumuşatarak fikrini değiştirebiliyor ya da en azından, iki tarafın da telefonu sinirle kapatmamasını sağlıyor.

Gerçekten de olumlu düşünmek, zor hastalıkları yenebilmeye yardımcı olarak bizi sağlıklı tutmak bir yana, daha sağlıklı insan ilişkileri kurmamıza da katkıda bulunuyor.

2. Sizin değil, fikrinizin reddedildiğini unutmayın

Bu maddenin anahtar noktası reddedilmeyi kişiselleştirmemek. Her insanın farklı düşünce, görüş ve ihtiyaçları olabilir ve herkes bir malı ya da fikri “satın almak” zorunda değildir. Sunduklarınızın reddedilmesi, sizin insan olarak reddedildiğiniz anlamına gelmez.

3. Yeteneklerinizden emin olun, önyargılarınızdan değil

Yeteneklerinden emin ve özgüven sahibi olmak iyi bir özellik iken, önyargıları hakkında sabit fikirli olmak pek iyi olmayabilir. Biri ya da birileri ile ilgili olumsuz bir düşünceniz varsa, işe bu düşünceden şüphe etmekle başlayın. Bu olumlu düşünme önerisiyle de bağlantılı: Göremediğiniz bir olumlu tarafı, o kişi ya da fikir hakkında neyin iyi ve işe yarar olabileceğini bulmaya çalışın.

4. Gerçekçi hedefler koyun

Çağrı merkezlerinde çalışanlar en büyük baskıyı hedeflerinin çok yüksek olması konusunda yaşadıklarını söylüyorlar. Bir elemanın, aradığı her üç kişiden birinin kendine olumlu yanıt vereceği fikriyle işe başladığında, yaptığı beş başarısız aramanın onu umutsuzluğa sürüklemesi çok daha kolay oluyor.

Çoğu zaman, reddedilmekten daha büyük bir sıkıntı kaynağı, büyük bir hedefin gerçekleşmemesinin yarattığı hayal kırıklığı ve kişinin bir sonraki hedefe de ulaşamayacağı kaygısı olur. Kendinize kocaman hedefler koymaktan kaçının.

5. Konuları oldukları gibi değerlendirin

Zor bir sınavdan önce tüm gece uyuyamamak gibi, bir konuyu çok fazla düşünmek genelde onu olduğundan büyük ve önemli görmemize ve endişemizin artmasına sebep olur. “Dünyanın sonu değil” düsturu burada faydalı: En kötüsü olsa ve hedefinize ulaşamasanız da ertesi gün yeniden başlayabileceğinizi unutmayın.

6. Sürekli gelişime önem verin

En korkusuz ya da en başarılı yöneticilerin bile mutlaka bir gelişim alanları vardır. Kendisiyle yetinmeyen ve gelişime açık olan kişiler en iyi olma yolunda emin adımlarla ilerlerler. Elbette bu, insanın kendisiyle barışık olmaması demek değil. Kendinizi tanımak, öğrenmek ve yeteneklerinizi geliştirmek, özgüveni daha yüksek biri olmanıza olanak sağlar. Tıpkı başarılı sunumlar yapan bir insan gibi: Dinleyicilerinin anlattığı şeyi kendisinden daha iyi bilmediğine emin olan, konusuna hakim biri neden kalabalık karşısında endişe duysun ki?

 

Kaynak: Lifehack

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale