X

Rafine şekere veda edebilirsiniz: Alternatif doğal şekerlerle tanışın

Rafine şeker yerine kullanabileceğiniz doğal şekerleri tanıyor musunuz?

Stevia

Paraguay’da yetişen ve çok uzun ömürlü bir bitki olan stevia yaprakları yerel halk tarafından “tatlı yeşillik” olarak adlandırılıyor ve şekerin yerine doğal alternatif olarak kullanılıyor. Stevia bitkisinin tatlandırıcı olarak kullanımı ilk kez 1889 yılında botanik uzmanı Antonio Bertoni tarafından gözlemlenmiş.

Yapraklarından ilk kez tatlı madde çıkaran Paraguaylı kimyager Dr. Rebaudi anısına bitkiye Stevia Rebaudiana adı verilmiş. Stevia bitkisi Kasım 2012’de Paraguay Cumhurbaşkanlığı tarafından genetik miras olarak ilan edilerek koruma altına alınıyor. Stevia yapraklarının içerdiği steviol glikozitlerin ekstraksiyonundan sonra suda ayrıştırıldığını belirten Dr. Bertoni’ye göre; filtrasyon ve damıtma işlemlerinden sonraki aşamada yağ kıvamına geliyor ve minerallerinden ayrılıyor.

Stevia bitkisinin tatlandırıcı özelliği, yapraklarından elde edilen Reb A (Rebaudiosal A) adlı doğal özden geliyor. Vücutta depolanmayan ve şekerden 300 kat daha tatlı olan ürün için 2010 yılında Avrupa Gıda Güvenlik Otoritesi tarafından günde 4 mg/kg olarak tavsiye edilmiştir ve FDA tarafından onaylanmıştır. (Bu miktar günde yaklaşık 65 tablet karşılığıdır.) Karbonhidrat içermeyen, sıcaklıkla bozulmayan ürünün glisemik indeksi sıfırdır. Uzun yıllardır ABD’de kullanılan Stevia üç yıl önce Fransa’da kullanılmaya başlanmıştır. Pek çok ülkede tatlandırıcı olarak kullanılmasının yanı sıra yiyecek-içecek endüstrisinde birçok gıdanın (içecek ve yoğurt gibi) tatlandırılmasında da kullanılmaktadır.

Stevia bitkisinin yapraklarını kurutup toz haline getirdikten sonra, kek ya da kurabiyelerde, tüm tatlı ürünlerde tatlandırıcı olarak kullanabilirsiniz.

Bal

“Bal; bal arılarının çiçek nektarlarını, bitkilerin veya bitkiler üzerinde yaşayan bazı canlıların salgılarını topladıktan sonra, kendine özgü maddelerle karıştırarak değişikliğe uğratıp, bal peteklerine depoladıkları tatlı madde” olarak tanımlanmıştır.

Tanımından da anlaşılacağı üzere bal saf ve doğal olmalı, hiçbir katkı maddesi veya kalıntı içermemelidir. Bal, antibakteriyel bir özelliğe sahip olduğundan içerisinde mikroorganizma yaşayamamakta ve çoğalamamaktadır. Balın antibakteriyel özelliği; asidik yapıda oluşuna, büyük oranda kuru madde (şeker) ve ayrıca enzimlerle glikozun parçalanması sonucu oluşan antiseptik bir madde olan hidrojen peroksit içermesine bağlıdır.

Yüksek oranda şeker içeren bal, yüksek oranda su içeren hastalık etmeni mikroorganizmanın su kaybederek ölmesine ya da çoğalamamasına yol açarak antibakteriyel etkisini gösterir. Sindirimi kolaylaştırır, sindirim organlarının düzenli çalışmasını sağlar. Hazım gerektirmediği için kolayca kana geçer, baldaki şeker emilimi en kolay olan şekerdir.

Balın glisemik indeks değeri 55’tir ve düşük ila orta glisemik indeksli besinler arasında yer aldığı için , yüksek glisemik indeksli besinlere oranla kan şekerini daha yavaş yükseltir. Tatlandırıcı olarak bal kullanmak isterseniz 65 dereceyi geçmeyecek bir ısıda kullanılmasına özen göstermeniz gerekmektedir. Aksi takdirde balın yüksek ısıya maruz kalması ile oluşan HMF (Hidroksimetil Furfural) açığa çıkabilir.

Pekmez

Çeşitli meyvelerin ezilerek suyunun kaynatılması sonucu oluşturulan, enerji deposu, akışkan bir yiyecektir. Yoğun bir kıvamı ve farklı tatları olan pekmezin her zaman tatlı olmadığı, özellikle duttan yapılanların hafif acımsı bir tada sahip olduğu bilinmektedir. Her yörenin pekmez kaynatma şekli genel itibarıyla aynı olsa da ufak değişiklikler gözlenebilir ama bu değişiklikler arasında içerisine şeker ekleme varsa, bu işlem pekmezin kalitesini düşürerek yapısını bozabilir.

Geleneksel yöntemlerle yapılan pekmezin yapılışında HMF oluşumuna dikkat etmek gereklidir. Türk Gıda Kodeksi tebliğine göre sıvı pekmezde en fazla 75 mg/kg, katı pekmezde ise 100mg/kg’a kadar HMF miktarına izin verilmektedir. Pekmezin yapılım aşamasında kullanılan ısı derecesi oldukça önemlidir. Bu yüzden yüksek ısıya maruz kalmadan ve şeker eklentisi yapılmadan hazırlanan pekmezleri tercih etmelisiniz. Aksi takdirde pekmez, yararlı bir besin olmaktan çıkar. Pekmezi tatlılarınızda kullanmak üzere, 65 derece üzerindeki ısıya maruz kalmadan rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Hindistan cevizi şekeri

Hindistan cevizi şekerine hurma şekeri de denir. Hindistan cevizi bitkisinin şekerli sirkülasyon sıvısı olan Hindistan cevizi palmiye özünden yapılan doğal bir şekerdir. Genellikle benzer, ancak tamamen farklı türde bir palmiye ağacından yapılan palmiye şekeri ile karıştırılır.

Hindistan cevizi şekerinin tadı Hindistan cevizi meyvesininkinden çok farklıdır. Tadı hafif karamel aromasına benzer. Hindistan cevizi şekeri, açık kahverengi renktedir ve kahverengi şekere benzer bir dokuya sahiptir.

Hindistan cevizi şekeri ile pişirmeyi seçerseniz, şeker kamışına benzer şekilde eridiğini ve karıştığını göreceksiniz. Bu şeker alternatifi kurabiye, kek ve ekmeklerde iyi çalışır. Hindistan cevizi şekeri üreticisi Madhava’ya göre; Hindistan cevizi şekeri, kaynakların sadece %20’sini kullanırken, Hindistan cevizi palmiye ağacı dönüm başına %50-75 daha fazla şeker ürettiği için sürdürülebilir şekilde yetiştirilmektedir.

Rafine beyaz şeker ve yüksek fruktozlu mısır şurubu ağır işleme tabi tutulur ve bu nedenle temel besinlerden arındırılır. Hindistan cevizi şekeri ise çok az işleme tabi tutulur, bu nedenle doğal vitaminlerini, minerallerini ve antioksidanlarını koruyabilir. Özellikle, Hindistan cevizi şekeri magnezyum, potasyum, çinko, demir ve B vitaminleri içerir. Hindistan cevizi şekerinin glisemik indeks değeri 35 oranındadır ve düşük glisemiks indeks değerindedir. Hindistan cevizi şekerini, tatlı yapımında her üründe oldukça rahat bir şekilde kullanabilirsiniz.

Ev yapımı elma suyu konsantresi

Malzemeler:

  • 2 kg. Elma ( Amasya, golden, pink lady en tatlı cins olanlardan tercih edilmelidir)
  • 2 lt. içme suyu
  • 1 lt. elma suyu
  • 20 ml. limon suyu 

Hazırlanışı:

  • Öncelikle ihtiyacımız olan 1 lt. elma suyunu hazırlayarak başlayalım. Güçlü bir blender ya da slow juicer makinesinde ayıklanmış olan elmaların suyunu sıkarak elma suyumuzu elde edelim ve bir kenara alalım.
  • Ardından diğer elmalarımızı yıkadıktan sonra kabuklarını soyalım ve saplarını çıkaralım.
  • Çekirdekleri ile beraber 6-8 parçaya bölelim. Elmanın çekirdeğinde yüksek oranda pektin yani doğal kıvam verici madde bulunmaktadır. Elma suyu yaparken en çok işimize yarayacak kısmı burası, bu yüzden çekirdeklerini ve iç kabuğunu hiç ellemeden dilimleyerek temiz içme suyu ile beraber tencereye alalım.
  • Hazırladığımız elma suyunu da ilave ederek çok düşük ısıda kapağı yarım kapalı olarak kaynatacağız. Bu düşük ısı sayesinde elmanın içinde var olan doğal şeker dışarıya çıkacak ve çekirdeklerinde bulunan pektin ise bu doğal şekerli suyun kıvam alması için çalışacak.
  • Yaklaşık olarak 2 saat 15 dk. civarında bir sürede, elma suyu istediğimiz tat ve kıvamda olacak. Düşük ısıda belirli aralıklara karıştırarak yavaşça kaynamasını sağlayabilirsiniz. Suyun rengi sarımtırak bir renge dönüştüğünde ve kıvamı yoğunlaştığında hazır hale gelmiş demektir.
  • Ocaktan aldığınız elma suyunu biraz soğuduktan sonra ince bir süzgeç ya da keten bir bez yardımı ile süzebilirsiniz.
  • Elma suyu konsantresini; kek, kurabiye, dondurma, reçel gibi tatlandırmak istediğiniz her yiyecek için kullanabilirsiniz.

Elma suyu konsantresinin glisemik indeksi 55 değerinde olup, orta-düşük glisemik indeks sınıfında yer alır.

İlginizi çekebilir: Rafine şeker bedeninizi nasıl etkiler, hangi rahatsızlıklara yol açar?

Ayten Sebzeci: 2014 Mutfak Sanatları Akademisi, uzun dönem profesyonel pasta ve ekmekçilik mezunuyum. Sektörde çok sayıda işletme ve projelerde yer aldım. 2016 yılında kendi beslenme ve yaşam tarzıma uygun, ana mottosu "doğaya saygılı ve temiz içerikli üretim yapmak" olan Sağlıklı Fırın’ı kurdum. Farklı Avrupa ülkelerinde sağlıklı reçeteler geliştirme üzerine eğitimlerim oldu. 2017 yılında ise Uludağ Üniversitesi’nin Bütünsel Beslenme Koçluğu programından mezun oldum ve halen tıbbi içerikli eğitimlere katılmaya devam ediyorum. Ayrıca permakültür, tarım, bahçecilik en belirgin ilgi alanlarım arasında.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale