X

Püf noktalarıyla telefonunuzun kamerasını usta bir fotoğrafçı gibi kullanın

İster DSLR fotoğraf makinesiyle isterseniz de akıllı telefonunuzla fotoğraf çekiyor olun, takip etmeniz gereken birkaç kural sayesinde mükemmel fotoğraflar çekebilirsiniz.

Günümüzün modern akıllı telefonlarında bulunan kameralar, oldukça keskin ve kaliteli fotoğraflar çekmenize olanak sağlasa da, mükemmel kareyi yakalamak için öncelikle doğru koşulları (focus, contrast..vb.) nasıl bulabileceğinizi anlamanız gerekiyor.

İşte sizi fotoğraf çekme konusunda acemilikten uzmanlığa taşıyacak 6 öneri:

1. Düzgün bir şekilde odaklayın

Mükemmel bir fotoğraf, iyi odaklanmamışsa mükemmel değildir.

Mükemmel bir fotoğraf, iyi odaklanmamışsa mükemmel değildir. Her ne kadar birçok kamerada auto-focus özelliği bulunsa da, hedefinizi doğru odakladığınıza emin olmalısınız. Ayrıca unutmayın ki; fotoğraf kontrast ve detaya sahipse yüzeye odaklanmak, sizin için daha kolay olacaktır. Burada kameranızın teknolojisi sizin referans noktanız olacaktır.

Bazı kameraların iki aşamalı focus özelliği fotoğrafı düzgün bir şekilde çekmenize yardımcı olmaktadır.

Bir nesneyi odakladığınızda, ‘üçte bir kuralı’nı asla unutmamalısınız. Üçte bir kuralı; kadrajı 9 eşit dikdörtgene bölerek ilgi noktasını ortada yer alan kesişim noktalarından birine yakın bir şekilde yerleştirmektir.

Ve kameranızı asla kıpırdatmamanız gerektiğini unutmayın. Kamerayı titretme odağın kaymasına ve bulanık bir fotoğrafın ortaya çıkmasına neden olacaktır.

2. Solgun görünümlü fotoğraflardan kaçının

Eğer flaş kullanarak güzel bir akşam fotoğrafı çekmeye çalışıyorsanız, fotoğrafınız yüksek ihtimalle solgun görünecektir. Hiç kimse renkleri solmuş ve boyutları düzgün ayarlanmamış bir fotoğrafa bakmaktan hoşlanmaz.

Bu durum kameranız doğru pozlamayı ayarlayamazsa ya da düz aydınlatma derinliği ortadan kaldırdığında gerçekleşebilir.

Birçok akıllı telefon, kullanıcılarına pozlandırmayı manuel olarak dengelemelerine izin veriyor, bu şekilde fotoğraflar düzgün kontrasta sahip oluyorlar. Flaş içinse yapmanız gereken, flaşın fotoğraftaki tek ışık kaynağı olmamasını sağlamak olacaktır. Ortam ışığının kaynağı olmalıdır ve bol ışıklı bir ortamda fotoğraf çekiyorsanız objektif hızınızı artırmanız gerekir.

Eğer tek ışık kaynağınız flaş ise, flaşı uygun bir yüzeyden yansıtmanız gerekir, yoksa düz fotoğraftan kurtulamazsınız.

3. Düzgün bir şekilde ayarlayın

Akıllı telefonların kamera sensörlerindeki pikseller oldukça yoğundur ve bu durum güzel detay yakalama konusundaki kabiliyetlerini sınırlandırmakta ve fotoğraftaki gürültüden etkilenmelerine neden olmaktadır. Aşağıdaki kurallara bağlı kalarak akıllı telefonunuzun kamerasından bir sahne kurabilirsiniz:

  • Az ışık durumundan sakının.
  • Arkadan ışıklandırmadan sakının.
  • Düşük kontrastlı ışıklandırma öznenin önde ve merkezde olmasına izin vermeyecektir.

Eğer kişilerin fotoğraflarını çekiyorsanız hareket eden nesnelerden sakınmalı ve odak noktasını insanların yüzleri olarak almalısınız.

4. Anı yakalayın 

Anı yakalamak ve bunun için hazırlığınızı yapmış olmak ve sabır göstermek, fotoğrafçılığın olmazsa olmazıdır.

Fotoğrafçılar mükemmel anı yakalamanın önemini, hazırlığın ve sabır göstermenin ise mükemmeli fotoğraflamada ana etken olduğunu bilirler. Eğer bir akıllı telefonunuz varsa, çok sık kullanılan kamera uygulamalarını ve varsayılan ayarları iyi kullandığınızdan emin olmalısınız.

Flaşınızı kapalı, pozlama dengesini 0 ve beyaz dengesini de ‘auto’ olarak ayarlayın. Bundan sonrası can alıcı anları yakalamak için gelişmiş bir göze sahip olmaktır. Bu da doğru kompoziyona ulaşmak için pratik yapmaya ve aydınlatmayı doğru kullanmaktan geçer. Bu ikisi bir fotoğrafı ‘an’a çeviren unsurlardır.

5. Aydınlatma tarzı

Belirli renkleri öne çıkarmak için renk yoğunluğuna sahip olmak ve onu kullanmak isteyeceksiniz. Spot ışığı kullanmak, belli renkleri öne çıkarmayı sağlayan klasik fotoğrafçılık tekniğidir ve fotoğraflarda bu renklerin dikkat çekmesini sağlar.

Ayrıca ışığın rengini ve fotoğraf karesine alacağınız alandaki etkisini değerlendirmeyi göz önünde bulundurun.

Turuncu ve sarı spektrumunda bulunan sıcak renkler, sıcak renkli objelerle uyumlu gözükecektir, özellikle ‘cool’ bir arka planla ayrışmak istiyorsanız.

Kendinize özgü fotoğraf tarzınızı geliştirmek için, telefonunuzun ayarları ve efektleriyle birlikte fotoğrafın ışığıyla da oynayarak, alışılmadık fotoğraf tarzlarını deneyimlemekten çekinmeyin.

Kaynak:

thenextweb.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale