X

Pozitif psikoloji kafayı kuma gömmek midir: Pozitif psikoloji aslında nedir? 

“Psikoloji bilimi cinsellik ve saldırganlık gibi yıkıcı dürtüleri olduğu kadar inanç, umut ve sevgiyi de insanın iç dünyasındaki temel eğilimler olarak kabul etmiş olsaydı, sanıyorum insanlara yardım etmede daha avantajlı bir konumda olurduk.”
Victor FRANKL

Kabul edelim, bir şeyin başında “pozitif” ifadesi olunca kulağa kendini kandırmakmış gibi geliyor. Böyle bir ifadeyle karşılaştığımızda ona itibar etmekte zorlanıyoruz. İşte pozitif psikoloji yaklaşımı da buna çok müsait. Bazı yönlerden yanlış anlaşıldığını düşündüğüm için, bu yazıda biraz pozitif psikolojiden bahsetmek istiyorum.

Psikoloji biliminin tarih boyunca öncelikli olarak insanlarda neyin yanlış olduğu üzerinde odaklanması, ruh sağlığı uzmanlarının amacının bireylerin üzüntülerini azaltarak psikolojik hastalıkları tedavi etmek olduğu görüşü günümüzde artık sorgulanır oldu.

Klasik psikoloji negatif (eksi) duygu durumundaki kişiyi nötr hale (sıfır noktasına) getirmeye odaklanırken, pozitif psikoloji insanların nötrden (sıfır noktasından) pozitif (artı) yöne ilerlemelerine eşlik etmeyi ifade ediyor. Buna göre toplumun çoğunluğu mutsuz olmayan ama kendini mutlu da hissetmeyen insanlardan oluşuyor. Ancak mutsuz olmamak mutlu olmak anlamına gelmez. İnsanların herhangi bir psikolojik rahatsızlığı olmayabilir. Ama hayattan doyum almıyor olabilirler. Psikolojik olarak hasta olmayabilirler ama hayatlarında amaç ve anlam eksik olabilir. Klasik psikoloji hastalık ve patolojiye vurgu yaparken, pozitif psikoloji sağlığa vurgu yapıyor.

Pozitif psikolojinin savunduğu değerler aslında yeni değil. Eski Yunan felsefesinde Aristo, her insanın içinde onu doğru yola iten, takip ettiği mutluluğa ulaştıracak olan bir ruhun varlığından bahseder. “İnsan en çok mutluluk peşinde koşar” der. Modern terapi yaklaşımlarından Jung’un bireyin potansiyeline yaptığı vurgu ile Carl Rogers’ın öncülüğünü yaptığı hümanist yaklaşım da pozitif psikolojinin temellerini oluşturuyor. Aslında pozitif psikoloji hümanist yaklaşımın öncüleri olan Carl Rogers ve Abraham Maslow’un mirasını devralmıştır diyebiliriz. Yine Doğu felsefelerine ait olan Hinduizm ve Budizm yaklaşımlarındaki farkındalık ve meditasyon gibi pozitif duygulara ulaşmak için kullanılan metotlar da pozitif psikolojiyi etkilemiş.

İnsanların olumlu karakter özelliklerini, erdemlerini ve güçlü yanlarını merkeze alan bir disiplin olan pozitif psikolojinin kurucusu Martin Seligman, “pozitif psikoloji” terimini ilk kullanan kişi ise Abraham Maslow. Pozitif psikoloji “İyi yaşam nedir?” sorusuna cevap arıyor. Geleneksel psikolojinin bir alternatifi değil, bilakis onu tamamlıyor ve ona katkıda bulunuyor. İnsanların güçlü yönlerine odaklanıyor ve yaşamlarında neyin iyi gittiğini soruyor.

Pozitif psikoloji bilimsel tabanı olmayan, pop psikoloji de değil. NLP veya bilinçaltı temizliği hiç değil. Mutluluk bilimi olma iddiası yok. Olumsuz duyguları yok sayan bir bakış açısı asla değil. İnsanların ve hayatın negatif yönlerini ve psikolojik hastalıkları araştırmanın önemini inkar etmiyor. Martin Seligman’ın da dediği gibi, “Sadece pozitif duyguların peşinden koşsaydık, insan ırkı çoktan ölmüş olurdu.” Fakat pozitif psikoloji, güçlü yönlerin de zayıf yönler kadar önemli olduğunu, hayatımızı onu önemli kılan şeylerin üzerine inşa etmenin, kötü olanı onarmak kadar önemli olduğunu vurguluyor.

Pozitif psikolojinin amaçları; normal yaşamı daha doyumlu hale getirmek, zayıflıklarımızla baş edebilmenin yanında, güçlü yanlarımızı nasıl kullanmamız gerektiğini de öğrenmek, neyin iyi gittiğine odaklanarak, kendimizi nasıl daha çabuk toparlayabileceğimizi bulmak, hayatla sürekli mücadele etmek yerine yaşama daha iyi uyum sağlama, yaşamın anlamı ve nihai olarak da yaşamdan daha fazla doyum almaya yönelmek ve gerçekçi iyimserliği alışkanlık haline getirmektir.

Çalıştığı konular ise; mutluluk arayışı, psikolojik iyi oluş, esenlik (wellness), insanların güçlü yanları, yaşam kalitesi ve yaşam doyumu, hayatın anlam ve amacı, resilience (psikolojik sağlamlık, duygusal dayanıklılık), travma sonrası büyüme (veya gelişme), öz-yeterlilik, öz-değer, öz-farkındalık, öz-şefkat, motivasyon, yaratıcılık, akış, farkındalık (mindfulness), öğrenilmiş iyimserlik, karakter güçleri ve değerlerdir.

Pozitif psikolojinin pozitivist bilim felsefesine bağlı oluşu ve “mutluluk” gibi sübjektif konuları ölçülebilir hale getirmesi başarısının sırrını açıklıyor. Pozitif psikolojinin bulguları bize bazı şeyleri gösteriyor. Buna göre insanların genellikle mutlu olduğu bulunmuş. Temel ihtiyaçlar karşılandıktan sonra kazanılan paranın miktarı artsa bile mutluluğu çok da artırmadığı görülmüş. Başkalarının hayatında değer yaratmak, yardım etmek, eşyalara değil deneyimlere para harcamak bireyi mutlu kılıyor. İş, bireyin iyi oluşu üzerinde önemli bir etkiye sahip ve özellikle anlamlı ve amaçlı yapılan işler bireyin iyi oluşu üzerinde pozitif etkiye sahip.

Sonuç olarak, pozitif psikolojinin yaşamdaki sorunları ve rahatsızlıkları yadsıyan, gerçekdışı bir bakış açısı sunmadığı açık. Aksine tüm bunlarla birlikte kişilerin güçlü yanlarına ve neyin iyi gittiğine odaklanarak kişilerin kendilerini gerçekleştirmesine ve yaşamdan daha fazla doyum almasına yardımcı olmayı amaçlıyor. Pozitivist araştırma yöntemlerini kullanması ve mutluluk gibi öznel kavramları ölçebiliyor oluşu yaklaşımın bilimsel olarak itibarını artırıyor.

Pozitif psikoloji aslında çok yeni bir şey de söylemiyor. Aristo’dan Jung’a birçok düşünürün etkisinde kaldığını, hatta hümanist yaklaşımın mirasını devraldığını söyleyebiliriz. Temellerinin bu kadar geçmişe dayanması, akılcı yöntemleri kullanması, yaşamın zorluklarını yok saymadan olumlu yönlere vurgu yapması pozitif psikolojinin giderek önem kazanacağının göstergesi. Yaşamın zorlukları karşısında yolunuzu kaybetmiş olabilirsiniz. Mutsuz olmasanız bile yaşamdan yeterince doyum almıyor olabilirsiniz. Veya hayatınızın dayandığı inanç ve varsayımlar temelden sarsılmış olabilir. İşte bu noktada pozitif psikoloji size yardımcı olabilir.

Bir psikolojik danışman olan benden online veya yüz yüze destek almak isterseniz, ayselkeskin2004@yahoo.com adresine e-posta gönderebilirsiniz. Sağlıklı ve anlamlı günler dilerim.

Kaynaklar:
Çınar Kaya. Bağlamsal pozitif psikoloji yaklaşımına dayalı grupla psikolojik danışmanın psikolojik işlevsellik göstergeleri üzerindeki etkisi, Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bilim Dalı, İstanbul, 2019
Tuba Aydın. Pozitif psikoloji: Mutluluk bilimi. 2017. tuba-aydin.com

İlginizi çekebilir: Duygusal dayanıklılık nedir: Zor zamanların üstesinden nasıl gelinir?

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale