X

Plansızlık en iyi plan olabilir mi?

Facebook’un doğma hikayesiyle karşılaştıysanız, aslında bir planın parçası olarak değil de eğlencesine ortaya çıktığını biliyor olabilirsiniz. Evet, sonrasında ilerleyişi oldukça çetrefilli ve türlü türlü planlar sayesinde olsa da, gerçekleşme hikayesi Harvard öğrencilerinin kendi aralarında eğlenmek için sanal bir platform fikrini sevmeleriyle başlamış. Benzer bir şekilde Google’ın inşasındaki ilk adımlar da gelecek planlarıyla değil, Larry Page ve Sergey Brin’in matematiksel oyunlarla, çeşitli kod denemeleriyle birlikte zaman geçirirken buldukları daha sonra değiştirerek, geliştirerek üzerinde çalıştıkları bir arama motoru olarak şekillenmiş. Yani, ilk başladıklarında planları bugünkü Google’ı kurmak değilmiş; ama olmuş…

İki örnekten nereye varacağımı tahmin etmiş olabilirsiniz: Evet, acaba plansızlık en iyi plan olabilir mi? Planlarımıza sıkı sıkıya bağlandığımızda ilerleyişimizi engelliyor olma ihtimalimiz var mı? Belki de planlar sandığımız kadar gerekli değildirler… Olamaz mı? Herkes iş bulmak, ev-araba almak, daha çok kazanmak, daha başarılı olmak için planların öneminden bahsediyor ama kimse plansızlığın da güzel olabileceğinden söz etmiyor… Şimdi, biraz plansızlık konuşacağız.

Geçtiğimiz günlerde Body and Soul’da Why Life Is Better Without Plans başlıklı bir makaleye denk geldim ve itiraf etmeliyim ki son zamanlarda planlarının içinde kaybolmuş bana ilaç gibi geldi. Plan, plan, plan nereye kadar diye dertlenirken okuduktan sonra aklıma döviz kuru henüz yürekleri bugünkü kadar dağlamıyorken çıktığımız İtalya tatili geldi. Sayılı gün, görülmesi gereken yüzlerce yer, gidilmesi gereken onlarca şehir, tadılması gereken envai çeşit yemek olunca gitmeden günü gününe hatta saati saatine plan yapmıştık. Büyük çoğunluğuna uyum sağlasak da ayaklarımızda derman kalmadığı bir gün planları boşverip kafamıza göre takılmıştık. Karşımıza çıkan müzelere girip, beğendiğimiz sokaklarda durup, acıktığımızda ilk gördüğümüz yerde yemek yeyip i-na-nıl-maz eğlenmiştik. E amaç zaten eğlenmek, keyifli vakit geçirmek değil miydi? Plansız daha mutlu hissediyorsak neden her zaman bir plana bağlı hareket etmek için kendimizi zorlayalım ki?

Marisa Bate tarafından kaleme alınan makalede “Hiçbir şey bilinmeyenin, sürprizin ve olasılığın heyecanını yenemez. Hiçbir şeyin ekarte edilmesini istemiyorum. Her kapının açılmasını istiyorum; büyük ve küçük planların sorunu da bu. Bazı kapıları kapatıyorlar. Bazı şeyleri dışlıyorlar. Ve 21 yaşında, o kumsalda, denize ve olabilecek her şeye bakma hissini asla kaybetmek istemiyorum. Bu, damarlarımda sihir gibi sızlıyor, şimdi bile. Peki, ihtiyacım yokken neden bundan vazgeçeyim? Neden herhangi bir şeyi ekarte edeyim? Neden plan yapayım?” kısmı birçok yeni ışık yaktı zihnimde, ruhumda ve bu ‘plansızlık’ vurgusu beni içine çekmeyi başardı, plansızlık üzerine biraz daha okuma yapmak istedim. Sonuç: Plansızlığın da en az plan yapmak kadar hayat değiştirici bir yönü olduğu.

Daha fazla ‘olasılık’

Yaşam, sonsuz ihtimaller denizi. Her an beklenmedik olaylara, heyecan verici sürprizlere, mutluluk dolu yeniliklere gebe. Aşk, iş, fırsatlar ve daha birçok olasılığı içerisinde barındıran anların farkına varmak için, planların esiri olmamak şart. Belki de farkında olmadan yaptığımız planlara sıkı sıkıya bağlandıkça dar bir pencereden izliyoruzdur hayatı ve planları bazen kaldırdığımızda ya da esnettiğimizde tüm ihtimalleri kucaklamaya hazırlıyoruzdur kendimizi.

Daha fazla ‘anda kalma’

Planla  eş anlamlı sayılabilecek bir kelime varsa, o benim için kesinlikle ‘endişe’dir. Bana göre plan demek sürekli bir şeyler hakkında düşünmek, ya öyle olursa, ya böyle olursa diye endişelenmek, zihni belki de hiç gerçekleşmeyecek olumsuzluklarla doldurmak demek. Bu yüzden de anda kalamayıp gelecekle meşgul olmak demek. Oysa ki, plansızlığın güzel yanı anda kalma becerisini de desteklemesi. Bir plan yapmadıysak zaten gelişine anı yaşamaz mıyız?

Daha fazla ‘özgürlük’

Kalbimizin sesini ‘gerçekten’ dinlemeyi başarabilmek kadar özgürlük verici bir his var mı? Aklınızdan, gönlünüzden geçeni dinleyip, içinizden geldiği gibi yaşadığınızda ve herhangi bir plan tarafından kontrol edilip, kısıtlanmadığınızda özgürlüğün tadı sizce de daha iyi çıkmaz mı? Plansız olmanın verdiği özgürlük hissi, ‘yaşıyorum bu hayatı’ diyebilmenin en güzel yolu bence. Planlara bağlı kalmak özgürlüğümüzden çalacaksa bazen bırakalım planlar eksik kalsın.

Not: Plansızlığın güzelliği, tüm planlarınızı çöpe atın demek değil. 😊 Ama, bu yönünün de farkına varmakta fayda var. Sizi engelleyen, kısıtlayan, büyümenizi, ilerlemenizi durduran planlarınızın varsa, bu yazı onları değiştirmek, dönüştürmek ya da yerlerine yenilerini koymak için bir işaret olabilir. Biz değişiyoruz, ülkemiz değişiyor, dünya değişiyor, etrafımızdaki insanlar değişiyor, zevklerimiz, hayallerimiz değişiyor, planlarımız neden aynı kalsın ki. Bazen onları da değiştirmek hatta zaman zaman serbest bırakmak belki de en iyisidir…

Kaynak: bodyandsoul, apg

İlginizi çekebilir: Her şeyi kontrol etme isteğinden kurtulmak için öneriler

Ecem Şenyurd Efecan: Selam, ben Ecem! Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli özel kurumlarda çalışıp akademi özlemiyle soluğu yine üniversitede aldım, daha öğrenilecek çok şey vardı! Mindfulness üzerine tez yazıp 'an'da kalmayı hala başaramayan biri olarak insana iyi gelen ne varsa bulmaya, uygulamaya, hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum. Tam bir kahve severim, günlük sınırsız doz alımıyla hayatımın olmazsa olmazı. Üretmeye bayılıyorum! :)

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale