X

Philadelphia’da yapılan bir girişim halka bedava internet sağlıyor

Örgüsel ağlar doğal afetlerin, büyük çaplı politik değişikliklerin veya baskıların olduğu dönemde zincirleme router’ların mini Wi-Fi bağlantısına aktarılmasıyla düşük maliyetli ve güvenli bir bağlantı oluşuyor. Ancak şu sıralar Philedelphia yakınlarındaki Northern Liberties’de birdenbire ortaya çıkan bir bağlantı, birbirine sanal ortamda bağlı olan toplum için ev niteliği taşımaya başladı. Bamboowifi adındaki bu girişimin, Verizon ya da Comcast gibi büyük telekom şirketlerine alternatif olabileceği söyleniyor.

Bamboowifi’ın kurucularından James Gregory ve David Platt, aslında farklı geçmiş deneyimlerden geliyorlar. Gregory Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın Halkla İlişkiler bölümünde ve İnvestment House’ta pazarlama departmanında çalıştıktan sonra kendi tercüme şirketi açmış. Platt ise sahneye çıkmadan önce, birbirine yakın bakış açısı olan internet servis sağlayıcısı Time Warner ve Comcast’te çalışmış.

Bamboowifi kullanıcılarına ücretsiz ve reklam destekli internet servisi sağlıyor

‘İnternet hayatımızın önemli bir kısmını kaplıyor ve insanlar her yerde internete bağlı olmak istiyorlar. Cep telefonlarının veri kullanım ücretleri maliyetli olduğundan insanlar hep ‘Bedava Wi-fi’ olan yerleri tercih ediyorlar. Sonuçta bizde bu ihtiyacı gördük ve bunu karşılamak istedik’ şeklinde düşüncelerini belirtiyor Platt.

Bağlantı kar amacı güden bir oluşum olmasına karşın ücretsiz, ancak reklam destekli olarak çalışıyor. Kullanıcılar kolaylıkla sisteme girip, yerel reklamları 25-30 saniye kadar izledikten sonra karşılığında 1 saatlik bedava internet kullanımına sahip oluyorlar. 1 saatin sonunda yeniden internet bağlantısına sahip olmak için reklamları yeniden izlemeniz gerekiyor. Şu an test aşamasında olan proje tek bir bağlantı noktasıyla Liberty Lands Park’ta geniş bir araziye bağlantı sağlıyor.

Gregory bu projeyi insanların internete bağlanmaları için bir fırsat olarak görüyor ve ekliyor: ’Sanal dünyada her şey çok hızlı gelişiyor; ancak internete bağlanmanın kendisi geçmişe bağlı kalmış durumda. Özellikle ücretsiz servis modeli verdiğimizde, iş dünyasında başarılı bir iş yapmamızın yanı sıra dünyaya temel ve anlamlı bir katkı sağlayacağımızı hissediyorum’.

Bamboowifi’ın erişim noktaları şirket tarafından belirleniyor; ancak Platt’ın söylediğine göre bir kere ana örgüsel ağ çalışmaya başladığında, Bamboowifi şirketi size tak-çalıştır aletler teklif ederek kabul ederseniz evinize yollayacak. Örgüsel ağ genel internet yavaşladığı zaman bile işlevini yitirmeyerek, insanlara iletişim için lokal internet bağlantısı sunacak.

Bamboowifi daha şimdiden Penn Treaty Special Services adındaki kar amacı gütmeyen özel bir kuruluş tarafından bağlantı ağını genişletmesi için 15.000 dolar bağış aldı. Gregory ağın mart veya daha erken bir dönemde genişleyeceğini ve sonunda ise tüm Northern Liberties’deki bağlantıyı aktif hale getirmek istediklerini belirtiyor. Amaçladıklarının 20-25 bağlantı noktası kurmak olduğunu ifade ederken, gerçekte istedikleri kadar bağlantı noktası kurabiliyorlar. Yani ne kadar çok bağlantı noktası, o kadar güçlü sinyal demek oluyor.

Gregory, Philadelphia’da yaşayan insanların Comcast gibi geleneksel internet servis sağlayıcıları kullandıklarını belirtip, onları oligopoli (genelde 3-4 şirketin hakimiyet kurduğu piyasa) olarak nitelendiriyor ve insanların farklı alternatifler görmekten hoşnut olacağını sözlerine ekliyor.

Şu anda tek bir erişim noktasından 60 farklı kullanıcı erişim yapabiliyor. Gregory’nin söylediğine göre toplamda günde 200-300 ziyaretçiye ulaşıyorlar. En yoğun oldukları gün 2000 kullanıcıya servis sağlamışlar. İnsanların ortalama 5 dakika ve üzerinde servis aldıklarını gözlemlemişler. Bamboowifi, 2016 yılında ağını genişlettiğinde bu sayıyı günde 300-600  kullanıcıya çıkarmayı planlıyor.

Bamboowifi CEO ve CTO’su David Platt amaçlarını şu sözlerle dile getiriyor: ‘Biz sadece bu noktada değil çevre noktalarda da erişim sağlayabileceğiniz örgüsel ağ servisi sağlıyoruz. Yani işten çıkıp eve gittiğinizde, köpeğinizi gezmeye çıkardığınızda, restauranta veya spora gittiğinizde kısaca her noktada size servis sağlayacak bir yapı oluşturmayı hedefliyoruz.

Bamboowifi nasıl çalışıyor?

Bamboowifi Cisco Meraki erişim noktalarını kullanıyor. Wi-Fi aygıtları ağ geçitlerini ve tekrarlayıcıları (repeater) işlevsel hale getiriyor.The Meraki’nin 3 radyo yayını bulunuyor. Bunlardan bir tanesi kullanıcı deneyimi tasarımıyken, bir diğeri komşu aygıtları buluyor ve üçüncüsü ise sürekli olarak siber korsanların(hacker) saldırılarına karşı koruma sağlıyor. Eğer bir tehdit algılarsa, radyo yayını bağlantıyı kesiyor. Birkaç erişim noktasında fiber optik kablo bulunuyor, ancak birçoğunda örgüsel ağ ile iletişime geçebileceğiniz tek tekrarlayıcı bulunuyor.

The Meraki tekrarlayıcıları maksimum 30 Db sinyal gücüne karşı önceden yapılandırılmış durumda bulunuyor. Platt, Bamboowifi bağlantısının saniyede 5 ile 7 megabyte bağlantı hızı sağlayarak şu an kullanılan telefon servis sağlayıcılarından hızlı olduğunu belirtiyor.

Bağlantının yanındaki yerel işletmeler ise bu gelişmeden en çok mutlu olan kesim gibi görünüyor. Northern Liberties’de yer alan Stay Fly May Thai spor salonu sahibi Justine Greskiewicz parktaki internet hızının en az evindeki internet hızı kadar iyi olduğunu söylüyor ve Wi-Fi ücreti veya herhangi bir ek ücret ödemeden ücretsiz internete erişmenin oldukça iyi ve çekici bir fikir olduğunu dile getiriyor.

New York Code+Design idare amiri ve kurucusu Zech Feldman, Bamboowifi’yı N3rd Street’teki bir doğum günü partisinde ilk kez denediğini ve kolayca erişilebildiği gibi tek bir erişim noktası olmasına rağmen birçok noktada da çok iyi çektiğini dile getirdi: ’Sinyal arazinin bir ucuna kadar oldukça güçlüydü; sadece bir noktada kesildi. Bağlantının hızı ne çok yavaş ne de çok hızlı, standart olduğunu söyleyeybilirim’.

Feldman örgüsel ağın kamu Wifi ağının geliştireceğini ve insanlarında buna hızla entegre olacağını düşündüğünü dile getiriyor. ‘İnsanlar ne kadar kolay bağlanırlarsa, birbirleriyle o kadar kolay iletişime geçerler.’

Örgüsel ağın yaygınlaşması

Bamboowifi, gelecekte Philadelphia’nın her noktasına bedava internet sağlamayı amaçlıyor

Eğer Bamboowifi N3rd Street ve Northerin Liberties’de ağı genişletebilirlerse, Philadelphia’nın her noktasını kapsayan geniş bir bağlantı servisi sunmayı amaçlıyorlar.

Platt Philadelphia’nın bina topoğrafyasının da onlara yardımcı olacağını söylüyor: ‘Her yer 2-3 katlı binalar ve evlerle dolu. Burada sinyali engelleyecek yüksek binalar ve gökdelenler çok sayıda bulunmuyor. Philadelphia’dan sonraki durağımız ise benzer topoğrafya ve demografik yapısıyla Boston olacak.’

Gregory gelecekte Wi-Fi’ların kendileri gibi özel örgüsel ağ şirketlerinin veya kamu kuruluşlarının şu anda GSM şirketlerinin yaptığı işi yapabileceğini hayal ediyor. Aynı örgüsel ağ deneyimini Brooklyn’de Red Hook Wifi, Pittsburg’da Meta Mesh ve Detroit’te Community Technology Project gibi şirketler de kullanıyor. Gregory kendisinin ve diğer insanların yüksek internet tarifeleri yüzünden bu alana yöneldiklerini söylüyor.

Yukarıda saydığımız Wi-Fi örgüsel ağ şirketlerinin Bamboowifi’dan farklı olarak hepsi kar amacı gütmeyen, kamu kuruluşu olup reklam kullanmıyorlar. Ayrıca Amerika’nın farklı şehirlerinde, dünyanın diğer birçok şehrinde bulunduğu gibi kamuya ait ücretsiz Wi-Fi noktaları bulunuyor.

Platt Bamboowifi modelinin 2.4-5 gigahertz (yani saniyede yapılan işlem) olmasının lisanssız radyo yayını olması yüzünden bürokratik engellemelerle karşılaşmasını eleştiriyor. Aynı zamanda Bamboowifi’ın kar amaçlı modelinin sürdürülebilir olduğunu, politik değişiklerden etkilenmeyeceğini düşünüyor.

5 yıl önce Bamboowifi’da web app geliştiricisi olarak çalışan John DeSpirito, Platt’ı doğrulayarak kamuya ait Wi-Fi girişiminin birçok şeyi değiştirebileceğini, ancak girişimlerinin önünde engeller olursa yavaş büyüme gerçekleştireceklerini ve çökebileceklerini düşünüyor.

‘Teknoloji çok hızlı ilerliyor ve hızlanıyor. Bizim gibi halkın yararına olan girişimler, özgürlüğümüzü kısıtlayan soruşturmalar ve onay süreçleri olmaz daha hızlı ilerleyebilirler’ diyerek sistemi eleştiriyor Platt.

Northern Liberties Neighbours Association mali işler müdürü Steve Richman Gregory ve David Platt’ın vizyonlarını destekliyor. Steve, Bamboowifi’ın Penn Treaty Special Services District’ten finansman sağlamasına yardımcı oluyor.

‘Bence bu girişim çevredeki semtleri kalkındıracak. Northern Liberties’in ücretsiz Wi-Fi bağlantısının olduğunu söylemek güzel olacak . Ve eğer bu girişim başarılı olursa şu anda internet servis sağlayıcılarında kotalı internet kullanmak için para ödeyip bundan mutsuz olan insanlar bu girişimden yararlanabilecek.’

Ana merkezi N3rd Street’te bulunan yazılım şirketi Jarvus Innovations da Bamboowifi’ın girişimini destekliyor. Şirket erişim noktaları tedarik ettiği gibi, Bamboowifi ‘ın 24 Ekim 2015’te ilk kez ortaya çıkmasına da yardım etmiş.

Jarvus Danny Harvith, Bamboowifi ağının insanları birbirine daha bağlı hale getireceğini düşündüğü gibi, maddi olarak internet kullanmaya imkanı olmayan insanlar için de mükemmel bir fırsat olduğunu düşünüyor.

İnternet bağlantısı kamu hizmeti ve kamu yararına olmalıdır. Bu durum toplum için, iş dünyası ve eğitim için hayati derecede önemlidir. Eğer biz insanlara ücretsiz internet sağlarsak, az hizmet almış insanların kendilerini ölçülemeyecek derecede geliştirmelerine yardımcı oluruz.’ diyerek konuyu başka bir boyuta taşıyor.

Sonuçta, Bamboowifi Philadelphia’da büyüyecekmiş gibi görünüyor olsa da onlar şu anda insanlar örgüsel ağı evlerde ve cep telefonlarında kullanılan internete ek servis olarak görüyorlar. Başka bir deyişle, dışarıda gezerken veya parkta otururken faturalarının artmaması için alternatif bir servis olduğunu düşünüyorlar.

Sözlerine nokta koyarken şunları söylüyor Platt: ‘Cep telefonlarınız Wi-Fi bağlantıları uluslararası bir hal aldığı zaman Wi-Fi sabit hattınıza dönüşecek. Ancak bu durum için önce hattın yeterince geniş bir alanda ve güçlü olması gerekiyor. Bunlar gerçekleştiğinde Wi-Fi her şeyimiz olacak ve gelecek bize bunu gösteriyor.’

Kaynak:

theverge.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale