X

Partnerinizin hatalarıyla başa çıkmanın yolu

Hayatınızı başka birininkiyle birleştirmek büyük bir adım. Kusurları olduğunu bildiğiniz biriyle hayatınızı birleştirerek ve bu riski alarak kendinizi nasıl rahat hissedebilirsiniz? Bu güvensizliklerin üstesinden gelmek için, partnerinizle ilgili “pozitif illüzyonlar”a tutunmak bazen en iyi yoldur, tam olarak doğru olmasa bile.

Geçmiş araştırmalar birbirlerine karşı pozitif bir tutum ve anlayış izleyen çiftlerin daha mutlu olduğunu gösteriyor. Bir ankette, çiftlere kendilerilerini ve partnerlerini kişisel özellikleri bakımından değerlendirmeleri söyleniyor ve sonuç olarak partnerlerini kendilerinden daha pozitif olarak değerlendiren kişilerin, ilişkide daha tatminkar olduğu bulgusuna ulaşılıyor. Araştırmacılar, bu “pozitif illüzyonlar” sayesinde ilişkide meydana gelen malum şüphelerin ve tartışmaların üstesinden gelmek için bir iyi niyet deposu oluşturduğumuzu söylüyor.

Bu sonuçlar, tabi ki “aşkın gözü kördür” anlamına gelmiyor. Mutlu olan çiftler, dünyaya at gözlüğüyle bakmıyorlar; ama daha toz pembe baktıklarını söyleyebiliriz. Partnerlerinin hatalarının farkındalar, sadece bu hataların önemini minimuma düşürmenin yollarını bulmuşlar ve partnerlerinde değer verdikleri yönlere önem veriyorlar. Başka bir araştırmada ise, kişilerden partnerlerinin güçlü olan yanları ve zayıflıkları hakkında yazı yazmaları isteniyor. Örneğin; kadın katılımcılardan biri, partnerinin kendisini sürekli desteklemesini ve bunun önemini yazmış ve onun aşkından hiç şüphe etmemesinin nedeninin bu olduğuna değinmiş. Olumsuz özelliklere gelince, çoğu katılımcı kusurların içinde iyi bir şeyler bulmak ya da bu kusurları önemsiz göstermek için çeşitli yollar keşfetmiş. Yine bir kadın katılımcı, partnerinin aşırı tepki verme huyundan bahsederken; “beni korumak için yaptığını fark ettim” diyor. Başka bir kadın da partnerinin sabırsızlığını; “ ama deniyor ve benim için önemli olan da bu” şeklinde değerlendiriyor.

Toz pembe gözlükleri takmadan önce bilmeniz gereken bir nokta var; başka bir araştırma sonucuna göre partnerinizi mükemmelleştirmek her zaman en iyi yöntem olmayabilir. Bazen gerçekçi olmak daha iyi bir seçenektir. “Kendini doğrulama teorisi” üzerine yapılan araştırmaya göre; insanlar, kendileri hakkındaki görüşlere –olumsuz da olsa– katılan partnerler ile daha samimi ve rahat hissediyor. Bireyler pozitif geri bildirim almanın duygusal coşkusunu seviyor, ama bu övgüler kendilerini nasıl gördükleriyle uyuşmuyorsa, partnerlerinin onları yeterince tanımadığı ya da anlamadığı sonucuna varıyorlar.

O zaman, mükemmelleştirmenin en faydalı olduğu zaman hangisi?

Partnerinizi mükemmelleştirmek, kişisel özelliklere kıyasla genel özellikleriyle ilgiliyse en etkili oluyor. Örneğin; partnerinizi güvenilirlik gibi genel bir konuda mükemmelleştirmeniz kolay olabilir; ama dakiklik gibi kişisel bir konuda daha zordur ve gerçek dışı olacaktır. Bir başka deyişle, ağır hareket eden partnerinizi güvenilir görebilir; ancak dakik olarak addedemezsiniz. Diğer bir araştırma da, genel özelliklerin daha önemli olduğunu ve ilişkide mutluluk açısından daha merkezi bir görev üstlendiğini söylüyor. Daha önemli olduğu konusunda hemfikir olabilirsiniz, örneğin; partnerinizi sabırlı ve düzenli olarak değerlendirmektense başarılı ve çekici olarak nitelendirirsiniz. Başka araştırmaları ve kişisel tecrübelerimizi harmanlarsak ulaştığımız sonuç ise şu; daha az merkezi görev üstlenen (daha az önem taşıdığını düşündüğünüz) özelliklerin net değerlendirmesi, çiftler bir tartışma yaşadığında daha faydalı olur.

Pozitif illüzyonlar ilişkinin yürümesinde yardımcı olabilir, ama bazı durumlarda bu düşüncelere tutunmak zararlı da olabilir; özellikle davranış bozukluklarını haklı çıkarmak için (kıskandığında ani ve sert tepkiler veriyor; ama sırf beni çok sevdiği için).

Tüm bunlara ek olarak; partnerinizi mükemmelleştirmek eğer ilk başta mutluysanız etkili olur. Bir süredir sorunları olan bir çiftin, hataları minimalize etmesi işleri çok daha kötü hale getirebilir.

Partnerinizin belirli hatalarının farkında olmanız faydalı olabilirken; bu hatalar partnerinizin daha genel ve pozitif algısı çerçevesinde küçük cezalara maruz bırakılmalı. Bu şekilde olduğunundan kat be kat büyümesi engellenecektir. Özet olarak aşkın gözü kör değil, sadece birazcık zihinsel çarpıtma J

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale