X

Özgürlüğün ne olduğunu gerçekten biliyor muyuz ve özgür yaşıyor muyuz?

Yoga inzivasındaydım geçenlerde. Bir derste hocamız Berivan müziği açtı ve gözlerimizi kapatıp bedenlerimizi müziğe bırakmamızı söyledi. O an bedenin içinden nasıl hareket etmek geliyorsa izin verecektik. Evet, ders baştan sona buydu. 

Kapattık gözlerimizi. Ben sallanmaya başladım. İlla anlamlı hareketler yapmamız gerekmiyordu; arkadan bize yaptığı hatırlatmaların başında bu geliyordu. Ya da nasıl göründüğümüz önemli değildi. Tek önemli şey o sırada; bedenlerimizi dinlemek, duymak ve zihnimizle değil de kendiliğinden müziğin getirdiği hareketlere kapılmalarını sağlamaktı. 

Kolay bir şey değil bu. Bırakmaya alışık değilseniz, dışarıdan nasıl göründüğünüz çok önemliyse, insanların sizin için ne düşüneceğinizi çok umursuyorsanız ya da zihninizle yaşamaya alışkın bir yapınız var ise; bu ders dünyanın en zor dersi olabilir sizin için yoğun yoga pratikleri yapılan derslere nazaran.

Ben hiç gözümü açmadım, özellikle. Kendimi denemek istedim. Ne kadar bırakabiliyordum? Ne kadar güvenebiliyordum hayata ve ne kadar başkalarının bakıyor ve gülüyor olma ihtimaline göz yumabiliyordum? Çok ekstra bir hareket yapmadığımı farkındaydım ama yine de bedenimi duyumsamaya çalıştım elimden geldiğince. Bir noktada hoca dilersek gözlerimizi açıp devam edebileceğimizi söyledi. Ve uyardı: “Gece kulübünde dans etmiyorsunuz, bırakın kendinizi!” 

Orada anladım. Dans denen en özgür, en keyifli, en rahat alan bile aslında kalıpların içerisindeydi birçoğumuz için! En azından ben kendi adıma bunu söyleyebilirim. Öyleymiş. Ruhumuzun kendini ifade etmesinin en eğlenceli yoluna bile sınırlar koymuşuz. İçimizden gelenden çok öğrendiğimiz salınma hareketleri içinde yapabildiklerimizi yapıyormuşuz. Bir sağa, bir sola… E ne oldu? Bedeni rahat bırakıp istediğini yapmasına izin mi vermiş olduk böylece yoksa o özgürlüğü bile kendi zihin kalıplarımızla sıkıştırdık mı?

Ne kadar biliyoruz sizce gerçekten özgür olmayı?

Bence özgürlük özgürlük deyip aslında ne demek olduğunu tam da bilmediğimiz, yaşayamadığımız varlıklarız. Hatırlıyorum; dans esnasında o an bulunduğum yerden başka yerlere hareket etmek istemiştim. Birkaç adım atmak, başka yerde dansıma devam etmek. Tamamen içgüdüsel. Ama yapamadım. “Tuhaf” karşılanır diye, belki saçma bulunur ve herkes olduğu yerdeyken benim hareket etmem herkesin dikkatini çeker ve ne yapıyor bu, derler diye. Deliler gibi ilerlemek isterken çok büyük bir kuvvet beni ayak tabanlarımdan yapıştırmıştı sanki bastığım yere. O kuvvetin adını şimdi koyabiliyorum; korku, endişe… Ona kulak verdiğiniz an sizi olduğunuz yere bağlayacak gücü var! Sizi kımıldatamayacak kadar kuvvetli hem de! Biri tutsa o kadar hissetmezdim herhalde bu gücü. Zihin denen şeyin gücüne, yapabileceklerine hem hayret ettim, hem etkilendim. “Beynimizi yönetebildiğimiz anda hayatımızı yönetiriz” diye kimse boşa demiyor; bu minik olay benim için bu duruma örneklerden bir tanesiydi. 

Bütün ders bu şekilde geçti; müzik ve dans. Bedenlerimizi duyumsamaya çalıştığımız dans.

O bir buçuk saat büyük bir deneyimdi bence hepimiz için. Benim size demin yukarıda bahsettiğim farkındalıklarım ve ayrıca sorularım belirdi kafamda. Gerçekten özgürlüğün ne olduğunu biliyor muyuz ve özgür yaşıyor muyuz? En büyük soru işaretim bu noktada oluştu sanırım gerçekten…

Hocamız Berivan dersi şu sözlerle bitirdi: “Saçmalamaya tamam mısınız? Önünüze gelen fırsatları / deneyimleri birilerinin bir şey diyecek olmasını umursamadan, nasıl göründüğünüze takılmadan ve sonunda ne olacağını bilmeden yaşamaya tamam mısınız?” 

Sonunda ne olacağını bilmeden yaşamaya tamam olmak… Sonu konusunda hiçbir fikre sahip olmadan sadece o an önüne gelen deneyimi tecrübe edebilmek; özgürce, içgüdülerinle, zihni biraz da olsa kapı dışarı ederek… Ya da beraber yumuşacık bir işbirliğine girerek… Hepimizin asıl sorunu bu değil mi? Yoldan çok yolun sonuna odaklanmıyor muyuz? Yolun sonuna bakmaktan ve görmeye çalışmaktan sağımızda solumuzda var olan mucizeleri, güzellikleri kaçırmıyor muyuz?

Sonunda ne olacağını bilmeden yaşamaya tamam olmak… İşte, hayatın gerçek hakkını vererek yaşamak…

İlginizi çekebilir: Hayatını çok doldurursan, hayatın sana dolmasına izin vermezsin

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale