X

Öz şefkat: Kendine en iyi arkadaşına davrandığın gibi davranmak

Budist felsefesinde önemli bir kavram olan öz şefkat, doğuda binlerce yıldır bilinmesine rağmen, batı dünyasında yeni yeni ele alınmaya başlanmıştır.

Pozitif psikoloji kapsamında yer alan öz şefkat kavramının psikoloji literatürüne kazandırılmasında Amerikalı psikolog Dr. Kristin Neff’in çalışmalarının büyük payı vardır. Öz şefkat, kısaca başkalarına gösterdiğimiz şefkati kendimize de göstermemiz demektir. Öz şefkati, eğer değilsek kendimizin en iyi arkadaşı olmaya başlamamızın bir adımı olarak da nitelendirebiliriz.

Budizm’e göre kişinin başkalarına şefkat gösterebilmesinin en temel şartı, kişinin öncelikle kendine şefkat göstermesidir. Buddha,  “şefkatin kendini de içermiyorsa eksiktir” der, ki bu laf çok doğrudur. Evet eğer biz başkalarına gösterdiğimiz şefkati kendimize de göstermiyorsak bizim şefkatimizde bir eksiklik var demektir. Kendinize karşı öz-şefkatli olup olmadığınızı anlamak için, kendinize şu soruları sorabilirsiniz: “En yakın arkadaşınız kim? Ona nasıl davranıyorsunuz? Belki arkadaşınız kimi zaman hoşunuza gitmeyen bir harekette bulunuyor ancak arkadaşınızın iyi niyetinden şüphe etmediğiniz için ona o kadar da çok bozulmuyorsunuz. Peki ya siz kendinize en iyi arkadaşınıza davrandığınız gibi mi davranıyorsunuz? Hoşunuza gitmeyen bir hareket yaptığınızda  arkadaşınıza gösterdiğiniz toleransı kendinize de gösteriyor musunuz? Göstermiyorsanız neden?” Arkadaşınıza verdiğiniz şefkati kendinize de vermiyorsanız bu işte bir terslik var demektir. Ya arkadaşınıza gösterdiğiniz şefkatte samimi değilsiniz, ya da kendinize karşı çok acımasızsınız. Biz hepimiz kendi kendimizin en iyi arkadaşı olmak zorundayız. O halde kendimize daima şefkat, sevgi dolu ve nezaketle davranmalıyız.

Öz şefkat, Dr. Albert Ellis tarafından geliştirilen Rasyonel Duygucu Davranışçı Terapi çerçevesinde yapılandırılmış, koşulsuz kendini kabul kavramı ile örtüşmektedir. Ellis’e göre koşulsuz kendini kabul; özellik, karakter, başarı, amaç, sosyal olarak onaylanmaya ihtiyaç duymaksızın kişinin kendini kabul etmesidir (Ellis, 1973, Akt. Kapıkıran ve Kapıkıran, 2010). Öz-şefkat kişinin kendini olduğu gibi kabullenmesine, zor zamanlardan geçtiğinde kendine karşı anlayışlı olmasına ve mükemmeliyetçilik tuzağına düşmeden kendine nazik bir şekilde yaklaşmasına yol açtığı için, kişinin psikolojik iyiliği için önemli bir kavramdır. Hayat, pozitiflik ve negatifliğin iç içe geçtiği bir bütündür. Bizler de hayattaki her şey gibi negatif ve pozitifin bir bileşimiyiz. Her birimizin olumlu ve olumsuz yanları var. Kendini acımasızca eleştirmek, kişinin kendine karşı bir nevi şiddet uygulamasıdır. Oysa şefkat, içerisinde ne şiddet ne de yargılama barındırır.

Öz şefkat pratik ederek kendimizi yargılamadan olumlu ve olumsuz yanlarımızı bir bütün olarak kabullenmeyi öğrenebiliriz. Hoşumuza gitmeyen yanlarımız için kendimizi yerden yere vurmak yerine onları kabullendiğimizde kendimize karşı öz şefkat göstermiş olacağız. Bu arada kendimizi kabullenmemiz yerimizde saymak olarak algılanmamalı. Psikolojide hümanistik yaklaşımın öncülerinden olan Amerikalı psikolog Carl Rogers’ın da söylediği gibi “En ilginç ikilem, kişinin ancak kendini olduğu gibi kabul ettikten sonra değişebilmesidir.” Breines ve Chen tarafından 2012’de yapılan bir araştırmaya göre hata yaptıktan sonra kişinin kendine öz şefkatle ve kişisel başarısızlıklarına kabullenici bir şekilde yaklaşması, insanların kendilerini geliştirme motivasyonlarını artırmaktadır.

Eğer kendimizi sürekli olarak eleştiren bir yapımız varsa öz şefkatli olmaya yönelik ilk adımı kendimizi eleştirmekten vazgeçerek atabiliriz. Genelde çoğumuzun içinde acımasız bir eleştirmen ve o eleştirmenin bizi yerden yere vuran sözleri var. Gün içinde kendimizle nasıl konuştuğumuzu gözlemlemek için kendimize şu soruları sorabiliriz: İçimizden kendimizle konuşurken sevgi dolu sözcükler mi kullanıyoruz, yoksa durmadan kendimizi eleştiriyor muyuz? Kendi kendimize ettiğimiz sözlerle biz, kendimizin dostu muyuz, yoksa düşmanı mı?

Öz şefkat düzeyi geliştirilebilir. Kişinin içinden kendine söyledikleri, eylemleri öz şefkat gelişiminde etkilidir. Öz şefkat geliştirmemiz için işe yarayabilecek bazı önerilerim şunlar:

  • Bir deftere öz şefkat hakkındaki düşüncelerinizi yazın. Bu kelimeyi duymak içinizde ne gibi duygular uyandırıyor. Sizce, siz kendinize öz şefkat gösteriyor musunuz? Gün içinde kendinize karşı şefkatsiz davrandığınız, kendinizi acımasızca eleştirdiğiniz zamanları bir deftere yazın. Bu davranışınızın altındaki nedenleri inceleyin.
  • Mükemmeliyetçilik huyunuzdan bir an önce vazgeçin. Evet, bu dünyada siz de dahil kimsenin mükemmel olmadığını artık iyice özümseyin. Her işte elinizden gelenin en iyisini yapın ama, işler istediğiniz gibi gitmediğinde mükemmel olmadığınız için kendinize karşı kötü duygular beslemeyin.
  • Eğer size şefkat ve sevginin gösterilmediği bir aileden geliyorsanız, çocukken hiç tatmadığınız şefkat duygusunu şimdi bir yetişkin olarak siz kendinize vermelisiniz. Kendinize bir çocuğa yaklaşır gibi sevgi ve şefkat dolu yaklaşın. En ufak bir hatanızda kendinizi kıyasıya eleştirmek yerine kendinize karşı anlayışlı olun. Bu konular üzerinde bir psikologla çalışmanız da size faydalı olacaktır.
  • Kendinize karşı şefkat göstermekte zorlanıyorsanız, kendinize en yakın arkadaşınıza davrandığınız gibi davranmaya özen gösterin. Eğer içinizden kendinize sık sık kötü laflar söylüyor, kendinizi durmadan eleştiriyorsanız bir düşünün. Bu kötü lafların aynısını en yakın arkadaşınıza söyler miydiniz? Dahası en yakın arkadaşınız ona durmadan kötü laflar etseniz ve onu durmadan eleştirseniz yanınızda durmaya devam eder miydi? Cevabınızın hayır olduğunu duyar gibiyim. Gelin; kendinize bir iyilik yapın ve kendinize en yakın arkadaşınıza olduğunuz gibi saygılı, nazik ve şefkat dolu olun.
  • Unutmamak gerekir ki öz şefkatin davranışsal bir tarafı da vardır. Kendinize gösterdiğiniz şefkati davranışlarınıza da yansıtmaya özen gösterin. Daha iyi beslenin örneğin. Vücudunuza yararlı gelecek besinler tüketin. Eğer yapmıyorsanız spora başlayın. En azından günde on beş, yirmi dakika yürüyün. Fiziksel ve de ruhsal olarak kendi iyiliğini isteyen biri gibi davranın. Kendinize gün içinde nefes alma alanları yaratın. Öz şefkati bencillik gibi algılayıp kendimize şefkat göstermekten kaçıyor olabiliriz. Oysa kişinin kendine şefkat göstermesi bencillik değil, psikolojik sağlığımız için önemli bir durumdur.

Kendinize her daim şefkatli yaklaşmanız dileklerimle. 2022 yılını “Öz Sevgi Yılı” ilan ettim. Her hafta @ranakutvan kullanıcı isimli Instagram hesabımdan bu konuyla ilgili psikoloji ödevleri paylaşacağım. Hadi hep beraber kendimizi sevmeye ve dünyayı güzelleştirmeye. Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız da bilgi için rsolaker@gmail.com adresine yazabilirsiniz.

Kaynaklar:

Breines, J.G., & Chen, S. (2012). Self-Compassion Increases Self-Improvement Motivation. Personality and Social Psychology Bulletin, 38, 1133 – 1143.
Ellis A. (1973) Humanist psychotherapy. The rational-emotive approach. New York: The Sulian Pres, s.65.
Kapıkıran, N. A. ve Kapıkıran, Ş. (2010). Koşulsuz Kendini Kabul Ölçeğinin Türk üniversite öğrencileri için geçerliği ve güvenirliği. Kriz Dergisi, 18(1), 33-44.

İlginizi çekebilir: Bir zihinsel öz bakım yöntemi olarak temizlik yapmak

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale