X

Oslo’ya dair deneyimlerim bugünümü nasıl daha iyi geçirmemi sağlar?

Doğduğun coğrafya kaderini gerçekten etkiliyor. Farklılıklara ve yaşayış biçimlerine saygı duyulan ortamlar insanların daha rahat fikir geliştirmesine düşünmesine olanak sunuyor. Yeni bir yere gideceğim zaman ilk düşündüğüm, farklı bir kültürel deneyim kazanmanın yanında güvenli hissetmek, trafikten uzak olmak, hatta biraz da bilmediğin dillerin konuşuluyor olması (duyduğun hiçbir şeyi anlamamak da zaman zaman bir terapi gibi, manipülasyondan uzak kendine dönmeni sağlayan bir yöntem) Kuzey Avrupa ülkeleri bu anlamda bana çok fazlasını veriyor beklediklerimin. Yakın zamanda Oslo ziyareti yaptıktan sonra tekrar dönüp düşündüğümde ne kadar beklentime paralel bir deneyim yaşadığımı hatırladım. Kültürüyle, bahar döneminde birkaç günlük güneşi gösteren yüzüyle, yetiştirdiği sanatçılarıyla ve aile dostu yanıyla çok keyifli bir yerdi Oslo. Çok plan yapmadan geçen tatilde tesadüflerle dolu deneyimlerimden bazıları bence bireysel olarak yapabileceklerimize de yol gösterici, gezdiğim yerleri anlatmadan topluma ve insana dair gözlemlediklerimi paylaşacağım sizlerle.

Öncelikle ilk göze çarpan şey sessiz sokaklardı benim için. Tenha değil ama sessiz çünkü her yerde gözünüze çarpabilecek elektrikli araçlar domine etmiş şehri. Araç şarj istasyonlarıyla donatılmış ücretsiz park yerleri var ve hepsi de neredeyse kullanımda. Norveç, benzin ve dizel yerine elektrikli araçları tercih eden sürücü sayısının en hızlı artığı ülkelerden ve Oslo da bunu sonuna kadar yaşıyorsunuz.

Diğer bir farklılık self servis uygulaması hizmet sektöründe çok yaygın. Özellikle kahvaltı için gittiğimiz kafede sadece bir çalışanın hem ürünleri fırınlayıp hem servise hazırladığını hatta ödemeleri de aldığını ve aynı anda 20 kişilik bir kapasiteyi sakince yönettiğini görünce başta şaşırdık ama sistem içerisinde her şey gelen müşterinin takip edeceği şekilde otomatize edilmiş. İşverenler az kişiyle çok iş yapabiliyor ama bir yandan çalışan haklarını ve koşullarını destekliyorlar. Çalışma saatleri konusunda oldukça katı ama çalışanların esnekliği konusunda açıklar. Çalışanlar işinden memnun gözüküyor ama diğer yandan sosyal anlamda yalnız ve tek başına olmaya alışmış, müşteri ile de çok fazla ilişki kurmaktan kaçınan bir görüntüleri var. Yine de saygı konusunda tek bir sorun yaşanmıyor hatta yere döktüğüm ürünler için de hemen “merak etmeyin günde en az birkaç kez bu durumu yaşıyoruz” diyerek sempatiyle yaklaşıp hemen yeni ürünlerle telafi ediyorlar.

Sanıyorum en güzel yaptıkları şeylerden biri sadeleşmeyi çok öncelikli görmeleri, gezdiğimiz tüm müzeler, restoranlar ve hatta oyuncakçılar bile iyi tasarım sade dekorasyon ve de güzel kokular içeriyor. Göçmenlerin çok olduğu bir yer ama gördüğüm kadarıyla farklı kültürden kişiler de bu kültürün içindeki yalınlığı benimsemiş, ortamı onlar da desteklemişler. Gittiğimiz ve tamamen lokal yönetilen Hint restoranında bile bir sadelik, tasarımsal bütünlük olması bunu destekliyor.

Gece hava geç kararmasına rağmen insanlar bireysel iyiliğini, dinlenmeyi çok önemsiyor ve erkenden evlerine dönüyorlar, dinleniyorlar. Eşsiz manzaraları ve tarihi sokakları ile baş başa kalabiliyorsunuz şehrin. Çok fazla turist yok ve orada yaşayan insanların aile yaşantılarına tanıklık etme şansınız yüksek. Çocuk sayısının az olması da dikkat çeken bir nokta, büyük parklarda genelde gençleri görebiliyorsunuz, çocuklar için olan alanlar ise genelde çok düşük bir popülasyona sahip.

Özellikle son dönemlerde daha da artan yurt dışında yaşama düşüncesini gerçekten haklı buluyorum çok önemli bir deneyim olacağı da şüphesiz. Diğer yandan bir yerden kültürel gelişimi alıp bunu kendin için de nasıl dönüştürücü olarak kullanacağını düşünmek önemli. Her gittiğim gördüğüm yerden kendi yaşantımı daha iyi hale getirmek için ne ile dönebileceğimi düşünürüm. Oslo’dan sadeleşme, zamanın tadını çıkarma, geçirdiğin vaktin kalitesini maksimuma taşıma, doğaya ve çevreye karşı daha duyarlı olma ve mümkünse kendi ayak iz düşümünü azaltacak bireysel aksiyonlar alma mesajlarıyla döndüm. Bu deneyimlediklerimin farklı yolculuklarda yanıma alarak yeni keşifleri merakla bekliyorum.

İlginizi çekebilir: İçsel mi yoksa dışsal odaklı mısınız?: İfadeleri değiştirerek niyetini değiştirmek

Didem Sümer Tiryaki: Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji lisans eğitimi ardından Galatasaray Üniversitesi'nde işletme yüksek lisansını tamamladı. Yaklaşık 10 senedir özel sektörde İnsan Kaynakları alanında çalışıyor. Kadın Girişimciler Derneği'nin Geleceğin Kadın Liderleri programından 2013 yılında mezun oldu. Kagider ve Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği'nde öğrenci veya yeni mezun kadınlara mentorluk yaptı. BÜMED'in yürüttüğü Next-Gen programında mentorluk çalışmalarına devam ediyor. Deneyimsel oyun terapisi eğitimleri ardından supervizyonlarını tamamladı ve Oyun Terapisi Uygulayıcısı oldu, son iki senedir gönüllü olarak 2-11 yaş arası çocukları destekliyor. Öğrenmeyi, gezerek/okuyarak veya deneyimlerek yeni bilgiler keşfetmeyi, bu öğrenme ve keşiflerinden insan doğasına dair çıkarımlar yapmayı ve bunları yazmayı seviyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale