X

Değişen yetişkinlik tanımı ve içindeki çocuğu bir türlü büyütemeyen yetişkinler

Y jenerasyonuyla ilgili yazılarımızda yeni neslin günlük yaşamda ve iş hayatındaki dinamiklerde nasıl değişimlere yol açtığından ve bu değişimlerin küresel boyuttaki yansımalarından bahsetmiştik. Jenerasyonlar arasındaki farklılıklar ve değişen dinamikler, insan gelişiminin dönemsel özelliklerinde de hızlı ve gözle görülebilir değişimler yarattı. Bu yazımızda, yetişkinlik tanımında yaşanan değişimlere ve bu değişimlerin günümüz dinamiklerine nasıl etki ettiğine genel bir bakış sunmaya çalıştık.

Son yıllarda psikoloji ve sosyoloji alanında yayınlanan makalelerde insan gelişiminin yetişkinlik ve yaşlılık dönemleri üzerine yapılan çalışmaların hız kazandığını görüyoruz. Yeni yapılan araştırmalar, günümüz gençlerinin ileriki yaşlarında yetişkin bir bireye toplum tarafından atfedilen evlilik, düzenli bir iş, tek başına eve çıkma, çocuk sahibi olma gibi normlarda yaşamayı reddettiğini ve bu gençlerin yetişkinlik dönemlerinde oldukları halde yaşlarına uygun olmayan giyim stilleri benimsediklerini, ergenlere hitap eden filmleri, müzikleri ve kitapları tercih ettiklerini, boş zamanlarını dijital oyunlar oynayarak ya da gençlerin tercih ettiği aktiviteleri yaparak geçirdiklerini gösteriyor.

Amerikan kültüründe gençlerin en geç 20’li yaşlarında ailelerinden ayrı yaşamaya başladıklarını biliyoruz. Ancak günümüzde Amerika’daki 24-34 yaş arasındaki 7 bireyden biri ailesiyle yaşıyor. Bu, Amerika için geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında oldukça yüksek bir oran.

2 yıllık üniversite mezunlarıyla yapılan bir anket araştırmasında ise yeni mezunların kariyerleri konusunda hedef belirlemede zorluk çektikleri, ve bir çoğunun yıllık gelirinin 20.000$’ın altında olduğu ortaya çıktı.

Başka bir araştırmaya göre, 45-63 yaş arası yetişkin bireylerin 3’te biri evlenmemiş. Orta yaştaki erkeklerin iş bırakma oranı da gün geçtikçe yükseliyor.

Yetişkinlik nereye gidiyor?

Yetişkinliğin tanımında yaşanan bu gözle görülür değişime bakarak yetişkinlik olgusunun kaybolduğunu ve gençlik döneminden yaşlılık dönemine direkt bir geçişin olduğunu söylemek yanlış olacaktır. İnsan gelişiminde yetişkinlik dönemi söyleminin ortaya çıkışı, 19.yüzyılın son dönemlerine denk geliyor. Yetişkinlik kavramından önce yaşam süreci kadınlık ve erkeklik olarak ikiye ayrılmış durumdaydı. Erkeklik ekonomik bağımsızlık ve aile reisliği ile tanımlanırken, kadınlık ‘’evinin kadını, çocuklarının annesi’’ olmakla özdeşleştirilmiş durumdaydı.

19.yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkan yetişkinlik kavramı, toplumsal cinsiyet tanımlarına bağlı olmaksızın fiziksel olgunluk, sorumluluk ve davranışlarda ciddiyet ile tanımlanmaya başlandı. Tabi toplum tarafından bireye atfedilmiş cinsiyet rolleri ve aile kurarak buradaki sorumlulukları yerine getirme öğeleri de yetişkinlik tanımının bir parçası olmaya devam etti.

Yetişkinliğin tanımında gerçekleşen bu değişimin en gözle görülür olduğu zamanlarsa II. Dünya Savaşı ertesinde oldu. Yetişkinliğin yeni tanımına ayak uyduramayan kişiler, olgunlaşamamış olarak tanımlandı ve çoğunlukla homoseksüel olarak etiketlendiler.

Yetişkinlik kavramına getirilen bu yeni yaklaşıma ve beraberinde getirdiği sorunlara ilk eleştiriler 1950’li yıllarda başladı. Arthur Miller, John Updike gibi yazarlar ve düşünürler yetişkinlik kavramının yeterince derinine inilmediğini ve yapılan tanımlamaların yüzeysel kaldığını söylediler. Yine aynı dönemde erkeklere özel bir dergi olan Playboy Dergisi evlilik kurumunda erkeklere düşen sorumlulukların ve beklentilerin yarattığı stresten, iş yaşamının çalışan erkekte yarattığı baskıdan, bu stresin fizyolojik ve psikolojik etkilerinden, kadının değişen rollerinin çocuk yetiştirme alışkanlıkları üzerindeki etkilerinden ve bu değişimin erkek çocuklarının maskülen kimlik oluşumunu engellediğinden bahsederek tartışmaları daha da ateşledi.

1960’larda yetişkinlik tanımına getirilen eleştiriler yoğunlaştı. Yetişkinlik evresi artık ekonomik olarak duraklama ve vazgeçme olarak tanımlanmaya başlandı. Toplumda da yetişkinlerin çocukça şeylerden uzaklaşmasına yönelik değil, aksine ‘’içinizdeki çocuğu keşfedin’’ gibi sloganlarla hayal gücü, merak gibi çocukluğa ve gençliğe özgün kişilik özellikleri vurgulanmaya başlandı.

Yetişkin olmaya duyulan istek ve yetişkinliğin havalı duruşu, çocukluk teması vurgulandıkça geri planda kalmaya başladı. Yetişkinliğin tanımında 19.yüzyılın sonlarından 1950’lere kadar yaşanan bu değişim, birey için  bir çok açıdan yetişkinliğin bundan önceki tanımlarından daha avantajlı fırsatlar sunuyor. Günümüzde yetişkin bireyler sahip oldukları kimlikleri ve hayata karşı duruşlarını istedikleri gibi sergilemekte kendilerini çok daha özgür hissediyorlar. Tabulardan, normlardan ve toplumsal baskılardan kendilerini sıyırmış durumdalar.  Ancak yine de yetişkinlerin gençlikle özgürlükler ve olasılıklar konusunda yarışmaya çalışması hatalı bir yaklaşım olacaktır. Belirli bir yaşa kadar genç hissederek, hissetmeye çalışarak yaşamanın da doyum noktası olduğunu ve yetişkinlik döneminin de kendine özel bir çok avantajı olduğunu hatırlamak oldukça önemli. Burada vurgulanması gereken nokta ise, yetişkinliğin getirdiği sorumlulukları katı roller olarak benimsemeye çalışmak yerine bu sorumlulukların kişisel gelişiminize katkı sağlayacağını düşündüğünüz yanlarını hayatınıza entegre edebilmek.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale