X

Orgazmik yaşam rehberi 1: Duyumlar, duygular, düşünceler ve farkındalık

Yaşadığımız bizim için anlamlı, istenen veya istenmeyen tüm durumlar, öncelikle bedende bir DUYUM oluşturur. Ellerimin karıncalanması, parmaklarımdan birinde toplu iğne batıyor gibi noktasal minik bir acı hissetmem, omuzlarımda oluşan bölgesel bir gerginlik, boğazımda kaşıntı, kalbimin tam ortasında buz gibi, nane kokulu, ferah bir açıklık hissi… Bunların hepsi duyum örnekleridir.

Duyumlar, duyguların habercisidir. DUYGULAR, denizin dalgaları gibidir; coşkulu ve deli. Ben duyguları, söz dinlemeyen asi minik çocuklara benzetiyorum. Aniden, delice, bağıra çağıra ortaya çıkıp şovunu yapıp gider. O anda yapılacak en akıllıca şey onun şovunu izlemek ve mümkünse bundan keyif almayı öğrenmektir.

Duygular, durdurulamaz. Onları, durdurmaya çalıştığınızda ya daha çok bağırmaya başlayacak ya da sözünüzü dinlemiş gibi yapıp en ummadığınız anda daha güçlü bir şekilde karşınıza çıkmak için gün sayıyor olacaktır. Onlar, bastırılamaz. Bastırdıklarını sananlar, gürültüyü azaltacak bir kulaklık takmayı seçmiş olanlardır. Onlar, farkında olmadan yaşamın zenginliklerinden de alıkoyar kendilerini.

Bilimsel araştırmalara göre, duygular ortalama 1,5 dakika kalır bizimle. Kıskançlık, öfke, pişmanlık gibi çok yakıcı ve güçlü olanların içindeyken bu süre bazen bize yıllar gibi gelir. Hemen içinden çıkmak için çırpınır da çırpınırız. Biz çırpındıkça da saatler, bazen günlerce sürer etkisi. Haklı olmayı çok sevdiğimiz için o duyguya tutunup kendimizi haklı çıkaracak birçok ikna edici unsuru o duyguya bağlayıp günlerce, haftalarca, aylarca sırtımızda taşırız. Halbuki duygular deli olduğu kadar masumdur da. Tüm istedikleri görülmek ve hissedilmektir. Var olan her şey gibi var olma amacını böyle gerçekleştirir.

Duygular ise düşüncelerin ve farkındalıkların habercisidir. DÜŞÜNCELER, beynimizde üretilen ve bugüne kadar yaşadığımız ortam, yediklerimiz, duyduklarımız, dinlediklerimiz, kokladıklarımız, dokunduklarımızla birlikte oluşan tüm deneyimler, algılarımız ve gerçeğe yüklediğimiz anlamlar ile şekillenir. Çoğunluğu bilinçsiz, küçük bir kısmı ise bilinçlidir.

Düşünceler, onları bir gözlemci yargısızlığı ile izleyebildiğimizde beynimizi nasıl ve ne şekilde geliştirmemiz gerektiği, ne üzerinde çalışmamız gerektiği ile ilgili muhteşem bilgiler sunar bize. Onlara kapılıp gittiğimizde ise en büyük zaman hırsızları düşüncelerdir.

FARKINDALIKLAR ise düşüncelerle de oluşabilmekle birlikte bundan çok daha fazlasıdır. FARKINDALIK, 1+1’in 3 olduğu yerdir. Düşünceler, duygular, hislerin içinde gizli olan bilgiler yeterli boşluk (özgür alan) ile birleşince öyle yüksek bir frekansa ulaşır ki akıl almayacak kadar basit ama hayal edilemeyecek kadar güçlü bir bilgi ortaya çıkar. Ben, bir farkındalık edindiğimde şaşkınlıkla donakalır, gözlerim kocaman olur, kafamın içinde tatlı bir elektriklenme, bedenimde titreme ve hemen peşi sıra tüm bedenimi saran bir huzur, hafiflik ve ferahlık ile dolarım. Orgazm tarifi gibi oldu değil mi? Evet tam olarak böyle bir şey çünkü.

Daha çok farkındalık yaşamak istemez miyiz? Daha orgazmik bir yaşam harika olmaz mıydı? Bunun yolu, beden ile daha güçlü bağ kurmak ve beynimizi geliştirmektir. Bunların ikisi de her gün yaptığımız rutinleri yeniden düzenleyerek ve geliştirerek mümkün. Ve tabi bu yeni rutinlerimize ne kadar sadık kaldığımız ile de bağlantılıdır. Farkındalığa giden yol, alışkanlıklarımızı değiştirmekle başlar.

Bu yazı dizisinde birlikte adım adım bizi daha orgazmik bir yaşama götürecek, yeni alışkanlıklar kazanacağız. Sabah rutini oluşturmaktan, beslenme şeklimize, beyin terbiyesinden, akşam rutinine, uyku düzenine kadar bir çok konuyu ele alacağım. Lütfen takipte kalın.

*Bu yazımda, Selin Ilgaz ile devam etmekte olduğum Mindfulness Eğitimi’nden ilham aldım. Selin’e ve Mindful İstanbul ekibine özel teşekkürlerimle!

İlginizi çekebilir: Mindfulness: Sadece yaşamını muhteşem bir serüvene dönüştürmek isteyenler için

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale