X

Okyanus kıyısında dalga sörfü tatili V2.0

Geçen sene Temmuz ayındaki bayram tatilinde dalga sörfü öğrenmek adına ilk siftahımızı Portekiz’in PenichePortekiz’ kasabasında yapmıştık. Serin hava ve sert rüzgardan çokça hırpalandığımız için bu sefer Avrupa dahilinde daha ılıman olabilecek bir yer aramaya koyulup, Fransa’nın Lacanau-Océan kasabasında karar kıldık. İşte bu tatilden notlar ve Fransız ve Portekiz’in sörf kamplarının farklı yanları:

Aslında Fransa’da dalga sörfü denince akla ilk olarak İspanya sınırına çok yakın olan Biarritz geliyor; fakat gideceğimiz tarihlerde orası çok kalabalık olduğundan Fransa’nın Atlantik kıyılarının biraz daha kuzeyindeki noktaları araştırdık. Lacanau, Bordeaux Havalimanı’na yaklaşık 55-60 km mesafesindeki ufak bir kasaba.

Kasabanın asıl merkezi sahilden birkaç kilometre uzaklıkta. Ayrıca kendi başına ayrı bir merkezi olan sahil kısmının adı ise Lacanau-Océan olarak geçiyor. Bordeaux Havaalanı’ndan tren garına geçip, dolmuş misali yol üstündeki çeşitli yerlerde durarak, yaklaşık 1,5 saatlik bir otobüs yolculuğuyla Lacanau-Océan’a ulaşılabiliyor.

Yolculuğumuzdan çok önce seçtiğimiz sörf okulunun ve Airbnb’den kiraladığımız dairenin Lacanau-Océan içerisinde bile birbirlerine yakın olmasına dikkat etmiştik; çünkü geçen seneki deneyimimizden bildiğimiz üzere, sörf seansı sonrası tarif edilemez bir bitkinlik çöküyor insanın üzerine.

Peniche’deki günde 1,5-2 saat x 2 seans blok halinde yapılan derslerin aksine (seanslar arasında 1 saatlik mola ile), Lacanau ve civarındaki sahillerin birçoğundaki sörf okulları günde tek seans öneriyor. Biz yine de günde 2 seans yapabileceğimiz Ocean Ride okulunu tercih ettik ve bizim gittiğimiz haftaki ders programımızın 09.00-11.00 ve 14.30-16.30 olacağını öğrendik.

Yine Peniche’tekinden farklı olarak burada seans başında terlikler dahil her şey okulun dolaplarında bırakılıp, wetsuit’ler giyilip, board’lar yüklenilip, 5-10 metre ilerideki merdivenlerden direk sahile iniliyor. Hava ve dalga şartlarına göre gerekirse yürüyerek sahilin uygun noktasında, eğitmenin gözlem ve yönlendirmelerini dinledikten ve kısa bir ısınma yaptıktan sonra suya giriliyor.

Geçen sene başlangıç seviyesindeki herkese kampın ilk 4 günü “beyaz”, yani köpük dalgalarda pratik yaptırıldı, son gün ise herkes kırılmamış dalga olan “yeşil” dalgalara çıkartıldılar. Oysa burada hava, dalga ve gel-git durumuna göre eğitmen 2. günden itibaren denemek isteyenleri yeşil dalgalara doğru yönlendirdiler.

Sabah seansının eğitmeni Damien ile bir seansın daha sonunda.

Bir sene öncesine göre ne kadar ilerleme kaydettin diye sorarsanız, gözle görülür açıdan büyük bir fark olduğunu söyleyemem. Yalnızca üşengeçlik yapmayıp, tatil öncesi son birkaç hafta evde take off çalışmadığıma pişman oldum; çünkü özellikle dövüş sporları veya snowboard gibi belli bir duruş alışkanlığı yaratan bir spor yapıyorsanız, yeni bir alışkanlık edinene kadar çok zaman harcamanız gerekiyor. Oysa günde 10-20 kere evde yerde düz bir çizgi üzerinde take-off çalışmak bile kas hafızasında yer edeceği için, okyanusta bin bir parametreyi kontrol etmeye çalışırken ufak ama önemli bir kolaylık sağlayacaktır.

Şunu da eklemeliyim ki; bir yaz tatilinde bunca emek vermeyi, yorgunluğu, su yutmayı ve dalgalar tarafından yerden yere vurulmayı göze almak için, sörf dışındaki kısmında gerçekten yaz tatilinde gibi hissetmek çok önemli. Bu anlamda Lacanau-Océan havanın sıcaklığı ve kasabanın okyanus kıyı kısmındaki bar, pub (favorimiz Le Mulligan), taze balık pazarı, restoran ve dondurmacı/waffle’cı çeşitliliği bakımından Peniche’e göre çok daha keyifli ve iç ısıtan bir tercih.

Lacanau ve civar kıyı bölgesinin alabildiğine uzanan ince kum sahilleri.

Senede 5 günden yaklaşık 20 saat sörf yaparak müthiş bir ilerleme gerçekleştirmek pek gerçekçi değil, fakat yine de sebat ederek 5 sene kadar sonra daha verimli ve daha keyifli sörf tatilleri yapmak mümkün olacaktır diye düşünüyorum. Hatta kim bilir, belki bir gün bir okyanus kıyısında, mesaiden önce veya sonra “2-3 dalga yakalamaya gidiyorum ben” diyebileceğimiz bir hayatımız olur; bakarsınız hayaller gerçek olur bir gün 🙂

Gözde Mimiko Türkkan: Gözde Mimiko Türkkan, fotoğraf, sanatçı kitabı, video gibi çeşitli medyumları kullanarak toplumsal olarak inşa edilmiş kimlikler ve cinsiyet rolleri üzerine çalışmalar üretir. Eserleri, 2010’da Londra’da Central Saint Martins’de güzel sanatlar bölümünde yüksek lisansını tamamladığından beri yurtiçi ve yurtdışında çalışmaları sergilenmektedir. Öte yandan 15 yıl kadar önce başladığı dövüş sporlarına olan ilgisini ve deneyimini paylaşmak için Muay Thai ve CrossFit temelli dersler verdi. Ayrıca İstanbul’un ilk amatör koşu gruplarından olan İstanbul Koşu Kuvvetleri’nin ve Sosyal Güçlendirme için Spor ve Beden Hareketi Derneği BoMoVu’nun kurucularından. Muay Thai haricinde partneriyle beraber hayatlarında düzenli yer edinmiş snowboard, dalga sörfü, CrossFit, koşu ve yoga gibi sporlar ve bedensel aktivitelerini @sync.riders hesabından paylaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale