X

Öfkenin gücü: Kızgınlık duygusundan bir şeyler öğrenebilir miyiz?

Sabah trafikte sinirden dişlerini sıkan bir sürücü. WhatsApp mesajını görmezden gelen bir arkadaş. Aileyle yapılan küçük bir tartışmanın gün boyu içini kemirmesi… Herkesin hayatında, kontrol edemediği bir anda ortaya çıkan o tanıdık duygu: öfke. Ve çoğumuz bu duygudan utanıyoruz. Sanki öfkelenmek, zayıflıkmış gibi. Ya da sadece ‘kötü’ insanlar öfkelenirmiş gibi. Ama gerçek şu: Hepimiz öfkeleniyoruz. Patronumuza, partnerimize, sisteme, kendimize… Bu duygudan kaçamayız. Önemli olan, ondan ne anladığımız ve onu nasıl yönettiğimiz.

Genel olarak toplumda kızgın görünmek pek hoş karşılanmaz. Çoğumuz böyle düşünürüz ama öfke yine de hep oradadır. Her birimizde mevcut ve pek çok yüzü var… Bazen patlamaya hazır bekler, aniden volkan gibi dışa vurur. Bazen de düşük ateşte kaynar ya da gözle görülmese de hissedilen bir soğukluk olarak uzun süre kalır. Güçlü, etkileyici ve inkar edilemez bir duygudur kızgınlık

Öfke veya kızgınlık, kontrolsüz bırakıldığında yıkıcı olabilir. Birçok kişi gibi pek çoğumuz bir öfke patlamasının geri dönülmez şekilde bir ilişkiyi bitirdiği anlara tanık olmuş ya da bizzat yaşamışızdır. Fiziksel şiddete dönüştüğünde ise, sonuçları ölümcül olabilir. Öfke hafife alınacak bir şey değildir. Ne yazık ki tüm şiddet biçimlerinin arkasındaki silahtır. Ancak her birimiz bu duyguyu taşıdığımıza göre, onu yok saymak yerine düzenli olarak anlamaya çalışmak gerekir. Öfkeyi yalnızca olumsuz ve yıkıcı bir duygu olarak görüp onu bastırmak, uzun vadede daha fazla zarar verir. Bastırılmış öfke, karın ağrılarında, çene kilitlenmelerinde, omuzlarda biriken gerginlikte ve sürekli çatık kaşlarda kendine yer bulur.

Öfkeyi tamamen reddetmek, değerli olanı da beraberinde çöpe atmaktır. Meditasyon eğitmeni Sharon Salzberg’in dediği gibi: Eğer sürekli öfkeli olan birine ‘sakin ol’ dersek, belki de hepimizin görmezden geldiği bir sorunu ilk dile getiren kişiyi susturmuş oluruz… Öfke, tıpkı bir çekiç gibi doğru yerde kullanıldığında bir çiviyi çakabilir, yanlış yerde ise birinin kafasını kırabilir.

Nörobilimci Dacher Keltner’a göre, duygular birer adaptasyon biçimidir. Duygularımız, öfke dahil, etrafımızdaki dünyayla kurduğumuz bağları anlamlandırmamıza yardım eder. Öfke, çevremize ‘Bu bana zarar veriyor.’ ya da ‘Buna tahammül edemem.’ sinyalini verir. Ancak bu sinyali aldıktan sonra nasıl bir yol izleyeceğimiz, farkındalığımıza ve niyetimize bağlıdır.

Öfke kötü değildir. Ama ne için kullanıldığına dikkat etmek gerekir. Kendini korumak için mi, yoksa karşı tarafı yok etmek için mi?

Adaletsizlikle ya da baskıyla karşılaştığımızda öfke kendiliğinden ortaya çıkar. Bu öfke, dünyayı veya kendi davranışlarımızı değiştirmek için ihtiyaç duyduğumuz enerji olabilir. Öfke, değişim başlatmak için güçlü bir kıvılcımdır. Ama uzun soluklu, kalıcı, iş birliğine dayalı bir dönüşüm için gereken ruh hali değildir. O kapıları açabilir, hatta kırabilir. Ancak o kapının ardında hepimiz için yaşanabilir bir yer kurmak istiyorsak, ihtiyacımız olan şey öfke değil, sevgidir.

Öfkeyi yok etmeye çalışmak yerine, onunla dost olmayı öğrenmeliyiz. Onu bir düşman değil, bir haberci olarak görmeliyiz. Öfkemiz bize, neye değer verdiğimizi, neyin canımızı acıttığını gösterir. Eğer bu sesi bastırmak yerine anlamaya çalışırsak, öfkemiz bizi daha bilinçli, daha adil ve daha cesur insanlar yapabilir. Ama unutmayalım: Öfke kıvılcımıyla başlar. Işığı büyütecek olan şey, sevgidir.

Kaynak: mindful.org

İlginizi çekebilir: Öfke kontrolü: 10 adımda öfkenizle barışmayı öğrenin

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale