X

Ödül ve ceza sisteminin ruhani hali: Cennette miyim yoksa cehennemde mi?

Hepimizin küçüklüğünden itibaren öğrendiği, çoğu kutsal metinde yer alan kavramlardır cennet ve cehennem. Bir bakıma ödül-ceza sisteminin ruhani vuku bulmuş hali… Bazılarımız bu kavrama inanmayı seçerken bazılarımız da görülmeyen ve yaşanılmayan bu kavramı reddeder. Zihinlerimizde sürekli bir soru işareti, “Acaba var mı yok mu?

Açıkçası varlığını ya da yokluğunu tartışacak değilim. Kutsal metinlerde yazan ve bize anlatılanlar kadar bilgi sahibiyiz insan olarak. Sadece bütün bu düşünceleri kenara bırakıp farklı bir perspektiften bakarak sadece şu basit soruyu soruyorum kendime:

CENNET ve CEHENNEM birer metafor olabilir mi?

Öyle bir metafor ki, sadece ruhun titreştiği frekansı tanımlayan bir durum.

Eğer bir insan sürekli rahat, coşku dolu, her yaptığından keyif alan, mutlu, huzurlu, olan ve olmayan her durumda derin bir şükür halinde, mükemmel varoluş halinin farkında, hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını bilerek, kendine ve etrafına sevgi dolu bir yaklaşımda olsa, acaba bu bir cennet deneyimi olmaz mıydı?

Peki bir insan korku dolu, olaylara öfke-agresyon tepkileri veren, kendinden, etrafındaki insanlardan ve yaratılan bütün varlıklardan nefret eden, huzursuz, mutsuz, her duruma söylenen ve hiç tatmin edilemeyen bir halde olsa, bu da cehennem deneyimi olmaz mıydı?

Dünyada cennet ve cehennem deneyimini yaşamak

Sanıyorum hiç kimse ne cehenneme gitmek ister ne de cehennem algısında bir dünya hayatı yaşamak. Fakat etrafımıza şöyle bir dönüp baktığımızda, özellikle metropol hayatında daha belirgin bir şekilde cehennemi yaşamıyor muyuz? Yaşamlar birer kaos ve cehennem ızdırabı tadında değil mi?

Dünya, ülkeler arası savaşların olduğu; din, dil, ırk ayrımları ve bunların getirdiği nefret algısı ile bir cehennem değil mi?

Kadınların ikinci sınıf sayılarak sosyal haklarının bulunmadığı ülkeler ile din adına katliamların yaşandığı, ekonomik çıkarlar uğruna insanların köleleştirildiği ve bir kısmının açlık çekerken bir kısmının obezite sebebiyle hastalanarak süründüğü bir dünya cehennem değil mi?

Daha sayılabilecek birçok durum var aslında…

Şu anda içinde bulunduğumuz dünya, itiraf etmeye zorlansak da tüm insanlığın kolektif bilincinin ürünü olarak, yüksek bir çoğunluk için ne yazık ki cehennem. Kabul edelim ya da etmeyelim bu cehennemi biz  insan türü olarak hep beraber birden çok nesil olarak hep birlikte yarattık.

Cenneti ve cennet deneyimini arzularken cehennem gibi bir dünya yarattık ve şu anda içinde yaşıyoruz.

Bu cehennemden kaçış yok. Tek yapılabilecek kolektif bilincimizi değiştirmek ve cehennemi cennete dönüştürmek.

İnsanlık hep beraber bir bütün olduğunu anlayarak, el ele vererek, kişisel çıkarlarını geri planda bırakarak, ancak başkası kazandığında kendisinin de kazandığını anladığında bu dönüşüm gerçekleşecek. Çok değerli birisinin bana öğrettiği üzere:

Givers create givers – Vericiler vericileri yaratır.

Eğer siz bugün bir şeyleri sevgiyle verebilme deneyimi yaşamaya başlarsanız, bir yerde başlayan bu küçük etki çığ gibi büyüyecek. Kelebek etkisi yaratılmış ve insanlığın içindeki merhametli sevgisi ortaya çıkabilecek. Devamında istikrarlı bir şekilde bu düşünce çerçevesinde davranışlar sürdürüldüğünde, sevgi çemberi büyüyerek bu güzel niyetlerin ve davranışların etkisi  dünyada görülür bir seviyeye gelecek.

Bizi birbirimize olan karşılıksız sevgimiz ve anlayışımız birleştirecek.

Bütün bunların yoga ile ne alakası var diyebilirsiniz. Aslında yoga felsefesi de birçok öğreti gibi insanlığın birbirinden ayrı olmadığını, hepimizin aynı ‘öz’ün birer parçası olduğunu anlatır. Hatta çok değerli öğretmenimin bir sözü beni çok etkilemiştir. Acaba karşındaki kişinin de kendin olduğunu bilsen ona nasıl davranırdın?

İnsanoğlu karşısındakini kendinden ayrı görmeden sevdiğinde ve tüm davranışlarını sevgi niyetiyle yaptığında bu dünyada cennet deneyimini yaşamaya başlayabiliriz.

İnsanlığın cennet deneyimine ne kadar var bilinmez ama sen şu an hangi deneyimi yaşamayı seçiyorsun?

 

İlginizi çekebilir: Aparigraha (अपरिग्रह): Özgürleşmenin en önemli anahtarı

Burak Ayhan: 1987 yılında, Akdeniz'in sıcakkanlı şehri Mersinde gözlerini dünyaya açan Burak, kendi kişisel öyküsüne başlamış. Herkes gibi kendi öyküsünün kahramanı olan bu şahıs, üniversitede tıp okumayı seçerek etrafındaki kişilere şifa vermeye niyetlenmiş. Sonrasında Radyoloji dalında uzmanlaşarak yolculuğuna devam etmiş. Fakat bu süreçlerde içinde hep bir şeylerin eksik olduğu duygusunu taşıyan kahramanımız, çeşitli kişisel gelişim seminerlerine, ruhsal öğreti danışmanlıklarına katılmış ve bu alanlarda bilgi sahibi olabileceği araştırmalar yapmış. Ta ki bir gün bütün öğretilerin dediği gibi "KENDİNİ BİL, KENDİNİ TANI" ifadesini uygulamaya ve gerçekten sadece kendi içine yönelmeye karar verip, meditasyon yapmaya başlayana kadar. Meditasyon yapmaya başlayıp kendini anlamaya ve tanımaya başladıkça, onun için süreç hızlanmış, işinin onu ifade etmediğine karar vererek işini bırakmış ve bir süre sonra da yolunu aydınlatan öğretmeni ile tanışıp YOGA yapmaya başlamış. Artık kendisi Yoga yolunda kendine giden bir yolcu. Bu yolda bir yandan öğretmeye devam ederken kendisi de bir yandan öğrenmeye, kendini keşfetmeye devam ediyor. İnsanlara artık bu yolla şifa vermeye ve aslında insanların kendi şifalarını bulmalarına destek oluyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale