X

Umut vadeden nöroloji odaklı girişimler

Nöroloji, sinir sistemi bozukluklarının tanısı ve tedavisi ile ilgilenen bir alan olup epilepsi, beyin damar hastalıkları ve Alzheimer gibi rahatsızlıklara odaklanıyor. Bu tıp bilimi dalı, çeşitli teknolojiler aracılığıyla dönüşüm geçiriyor. Bu yazımızda, nörolojiyi geliştirdiği teknolojiler ve çözümlerle şekillendiren beş girişimi derinlemesine inceliyoruz.

Amber Therapeutics

Kaynak: amber-tx.com

Amber Therapeutics, 2021 yılında klinik ihtiyaçları karşılayan nöromodülasyon tedavileri sunma amacıyla kuruldu. Bu girişim, idrar kaçırma sorununa sahip kadınları merkeze yerleştiriyor.

Amber Therapeutics, karma tip idrar kaçırma sorunu yaşayan kadınlara yönelik dünyadaki ilk örnek olan bir adaptif nöromodülasyon tedavisi geliştiriyor. Picostim System olarak bilinen bu tedavi, fizyolojik tepkileri algılayabilen ve uyarabilen bir cihaz olarak karşımıza çıkıyor. Bu cihaz, temelde pelvik tabanda yer alan pudendal siniri hedef alıyor. Uyarlanabilir algoritmalara sahip cihaz, hasta sinyallerine aktif bir şekilde yanıt veriyor ve bu sinyallere göre tedaviyi kişiselleştirebiliyor. Cihaz, hastanın vücuduna cerrahi bir işlem aracılığıyla yerleştiriliyor ve hafif elektriksel uyarılarla idrar kesesinin işlevini kontrol eden sinirleri dengelemeye çalışıyor.

Seri A finansmandaki Amber Therapeutics, son yatırım turunda 100 milyon dolarlık bir yatırım alarak toplam fon miktarını 101 milyon dolara ulaştırdı. Girişim, sunduğu sistem aracılığıyla pelvik taban ameliyatına ve sürekli ilaç kullanmaya yönelik gereksinimi ortadan kaldırmayı hedefliyor.

INBRAIN Neuroelectronics

2019 kuruluşlu INBRAIN Neuroelectronics, sinirsel zorlukların çözümü için inovatif nöroelektronik terapiler geliştiriyor.

INBRAIN Neuroelectronics, mevcut nöroelektronik tedavilerin yetersizliğine karşı çıkıyor. Nöroloji alanını etkili bir şekilde dönüştüren bu girişim, grafen tabanlı beyin-bilgisayar arayüzleri ve nöromodülasyon sistemleri sunuyor. Girişimin tercih ettiği grafen, yüksek iletkenliği ve biyouyumlu yapısı sayesinde sinir sinyallerini yüksek çözünürlükle kaydediyor. Aynı zamanda, bu malzemenin sinir aktivitelerini uyarma konusunda da avantaj sağladığını belirtmek istiyoruz. Girişimin çözümleri, beyin sinyallerini okuyor ve yapay zeka aracılığıyla analiz ediyor. Daha sonra, gerekli anlarda sinir aktivitesi düzenleniyor ve kişiselleştirilmiş nöromodülasyon terapileri sunuluyor. Girişimin teknolojileri, epilepsi, Parkinson hastalığı ve beyin tümörleri gibi nörolojik rahatsızlıkların tedavileri için geliştiriliyor. Bu teknolojiler, bahsi geçen hastalıklardan etkilenen fonksiyonları ve hareket kabiliyetini geri kazandırmayı amaçlıyor.

Seri B finansmandaki INBRAIN Neuroelectronics, son yatırım turunda 50 milyon dolarlık bir yatırım alarak toplam fon miktarını 94.5 milyon dolara yükseltti. Grafenin potansiyelinden yararlanan girişim, sinirsel bozuklukların tedavisi için bilimi ve teknolojiyi harmanlıyor.

Precisis

Kaynak: precisis.de

Precisis, epilepsi ve diğer nörolojik bozuklukların getirdiği yükü azaltmayı hedefliyor. Bu girişim, terapötik akımları beynin belirli bölgelerine yönlendirmek için biyoelektronik yöntemler geliştiriyor.

Precisis, EASEE isimli implantıyla tanınıyor. Bu tıbbi cihaz, temelde ilaca dirençli fokal epilepsilere yoğunlaşıyor. Girişimin en büyük başarısı olan EASEE, minimal invaziv bir işlemle kafatasına yerleştiriliyor. Deri altı elektrotlar kullanan bu cihaz, terapötik akımları beynin belirli bölgelerine hassas bir şekilde ileterek epileptik nöbetleri bastırmayı amaçlıyor. EASEE, belirli nöron popülasyonlarını seçici olarak aktive veya inhibe etmek için makine öğrenimi modellerini kullanıyor. Bu teknoloji, çalışma prensibi sayesinde kişiselleştirilmiş ve etkili bir nörolojik tedaviye olanak tanıyor.

Precisis, son yatırım turunda 23.1 milyon dolarlık bir yatırım alarak toplam fon miktarını 64.6 milyon dolara ulaştırdı. Girişimin teknolojisi, yakın zamanda epilepsi tedavisinde tanınmış nöroloji uzmanları tarafından İtalya’da bir hastaya implante edildi.

Newronika

Newronika, İtalya’nın önde gelen iki araştırma kurumu olan Policlinico of Milan ve Milano Üniversitesi’nin yan kuruluşu olarak 2016’da kuruldu. Bu girişim, nöroloji, nörofizyoloji, biyomedikal mühendisliği, biyoinformatik ve biyoteknoloji alanlarından bilim insanlarını bir araya getiriyor.

Newronika, implante edilebilir kapalı devre derin beyin stimülasyon sistemi geliştiriyor. AlphaDBS isimli bu sistem, stimülasyonun uygulandığı beyin bölgelerindeki biyosinyal nöronal aktiviteyi yorumluyor. Daha sonra, bu teknoloji bu biyosinyale göre uyarımı uyarlayarak ihtiyaç duyulan doğru miktarı sunuyor. Uyarım yoğunluğunu dinamik olarak ayarlayan sistem, WebBioBank isimli araştırma verilerini toplayan ve biyosinyal analizi yapan sistem ile entegre olabiliyor. Bu özelliğin gelecekte geliştirilecek kapalı devre algoritmalara katkı sağlayacağı vurgulanıyor.

Seri B finansmandaki Newronika, son yatırım turunda 14.1 milyon dolarlık bir yatırım alarak toplam fon miktarını 40.8 milyon dolara yükseltti. Girişim, doğru zamanda doğru uyarım mantığıyla günlük aktivitelerin sürdürülebilmesini kolaylaştırıyor.

Strolll

Kaynak: strolll.co

2019 kuruluşlu Strolll, ‘’Nöro-rehabilitasyonun yeni çağına hoş geldiniz!’’ sloganıyla kendisini gösteriyor. Bu girişim, artırılmış gerçeklik (AR) gözlükleri için dijital bir terapötik yazılım sunuyor.

Strolll, AR teknolojisinden yararlanan bir dijital terapötik platformu geliştiriyor. AR gözlükten yararlanan bu platform, etkileşimli görsel uyaranları hastaların görüş alanına yansıtıyor. Hem bir sağlık profesyonelinin gözetiminde hem de uzaktan kullanılabilen platform, tedaviye uyumu artırıyor ve rehabilitasyon sonuçlarını iyileştiriyor. Kanıta dayalı fizyoterapi yöntemlerinden de yararlanan platform, Parkinson, felç ve multipl skleroz (MS) hastalarını merkeze yerleştiriyor.

Toplam fon miktarı 17.9 milyon dolar olan Strolll, nöroloji alanında giyilebilir teknolojilerin kullanımını etkili bir şekilde somutlaştırıyor.

Kaynak: Consonance, PitchBook, Crunchbase

İlginizi çekebilir: Beyin sağlığına odaklanan şirketler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale