X

Neden güzel bir yüze daha çok bakmak istiyoruz?

Bir bakışta karşınızdakinin nasıl biri olduğunu anlayabilir misiniz? Tanıdık biri mi? Mutlu mu, öfkeli mi? Çekici mi?

Oslo Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Olga Chelnokova, doktora tezinde her birimizin görsel özelliklerinin nasıl olup da yüzün en önemli bilgileri içeren yerlerine dikkat çektiğini ortaya koydu. Chelnokova’nın araştırması, insanların yüz konusunda birer uzman haline geldiğini gösteriyor. Chelnokova bu konuda, “Hepimiz, başkalarının yüzü konusunda çok meraklıyız. İnsanların yüzünden hikayelerini okuyor, estetik bir değer biçiyoruz” diyor.

En önemlisi gözler

Chelnokova’nın Hedonic Pharmacology Lab’den meslektaşlarıyla birlikte oluşturduğu araştırma grubunda, beynin ödüllendirme sistemi, başkalarını ne kadar çekici bulduğumuzla da ilişki içinde. Chelnokova, bunu şöyle açıklıyor:

Örneğin lezzetli bir yemek yediğimizde veya piyango kazandığımızda, ödüllendirme sistemi mutluluk deneyiminin oluşturulmasına dahil oluyor. Aynı sistem, güzel bir yüz gördüğümüzde de mutluluk duygusunun oluşmasını sağlıyor.

Birinin düşüncelerini anlamak istiyorsa, gözler bu bilgiyi en çok sağlayan yer oluyor.

İlk yapılan araştırmalar, insanların hangi yüzleri çekici olduğu konusunda yüksek seviyede tutarlılık
sergilediğini gösteriyor. Bu çalışmada ise araştırmacılar katılımcılara, daha önceden çok, orta veya az çekici diye sınıflandırılan görüntüler gösterdi. Fakat bu sefer katılımcılara, beynin ödüllendirme sistemini harekete geçiren düşük dozda morfin verildi. Chelnokova, morfin verilmiş katılımcıların tepkilerini şöyle aktarıyor:

Katılımcılar, çekici olarak sınıflandırılan yüzleri daha da çekici buldu ve fotoğrafa daha çok bakabilmek için önlerindeki düğmeye daha fazla bastıkları görüldü. Aynı zamanda fotoğraftaki kişilerin gözlerine bakmak için daha fazla zaman ayırdıkları gözlendi. En önemlisi de beynin ödüllendirme sistemini baskılayan başka bir madde verildiğinde, bu davranışların tam tersini gözlemledik. Katılımcılar, çekici bulunan yüzlere daha düşük puan verdi.

Evrim teorisi

İnsan beyninin, evrimsel olarak bizim yararımıza olacak davranışları güçlendirmek amacıyla evrim geçirmiş olma ihtimali olabilir mi? Araştırmacılara göre bu mümkün.

Chelnokov, geçmişte yapılan araştırmaların yüz çekiciliği ile sağlık ve doğurganlık potansiyeli gibi insan türüne özgü önemli evrimsel faktörler arasında bağlantılar tespit ettiğini söylüyor ve ekliyor:

Beynimizin çekici bulduğu yüzlere daha fazla bakması ve bakmak istemesinin arkasında evrimsel bir gerekçe olduğunu söyleyebiliriz.”

Ancak Chelnokova buna rağmen beynin ödüllendirme sisteminin hızlıca bir yanıt verdiğini ve bu yanıtın uzun dönemdeki alışkanlıkları belirlemediğini söylüyor.

Göz teması kurmak isteme

Chelnokova’nın tezinde yer alan bir başka çalışmada ise katılımcıların gördükleri yüzlerin hangi bölümlerine baktıkları incelendi. Buna göre sahip olduğumuz görsel sistem, karşımızdaki kişiyle ilgili en hızlı yoldan bilgi sağlayacak yere odaklanıyor. Bunun en belirgin örneği de gözler…

Beynimizin çekici bulduğu yüzlere daha fazla bakması ve bakmak istemesinin arkasında evrimsel bir gerekçe olduğunu söyleyebiliriz.

Davranış değişiklikleri

Geçmişte yapılan çalışmalarda beynin ödüllendirme sistemiyle yüz güzelliğini değerlendirme arasında bir bağlantı olduğunu tespit etmişti. Farklı yüz resimlerine bakarken katılımcıların beynini inceleyen araştırmacılar, güzel yüz görmenin beyindeki ödüllendirme sistemini harekete geçirdiğini tespit etmişti.

Ancak bu, koşullara bağlı olarak gerçekleşen bir durum. Bir başka deyişle, araştırmacılar sadece beynin çekici bir yüze baktığında verdiği tepkiyi ölçtü ancak insanların gördükleri yüzü ne oranda çekici bulduğu ve beyin aktivitelerindeki değişimi incelenmedi.

Chelnokova’nın doktora tezinde gerçekleştirdiği araştırmalar ise beynin ödüllendirme sistemindeki
değişikliklerin, davranış değişikliklerine neden olduğunu gösterdi. Çekici bir yüzü beğendikten sonra daha çok bakmak istemek gibi… Chelnokova, bu çalışmaları şöyle yorumluyor:

Başkalarıyla ilgili değerlendirmelerimizde gözlerin önemi kanıtlanmış oldu. Ancak gözü kapalı olan kişiler için bunu tahmin etmek oldukça güç. Genellikle birinin düşüncelerini anlamak istiyorsa, gözler bu bilgiyi en çok sağlayan yer oluyor.”

Kaynak:
Science Daily

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Yüz güzelliğinde altın oran: Güzellik bakanın gözünde midir, yoksa altın oranda mı?

Erkeklerin sarışın ya da esmer kadınlara ilgi göstermelerinin ardındaki bilimsel gerçekler

Göz kontağının gücü: Karşınızdaki kişiyi yalnızca gözlerinin içine bakarak kolayca etkileyebilmeniz mümkün

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale