X

Değişimin gerçekleşmemesinin neden olduğu olumsuz duygularla nasıl başa çıkılır?

Değişim, hayatlarımızın kaçınılmaz bir gerçeği… Zamanla, ilişkilerimizde, kariyerimizde, sosyal çevremizde ve kişisel gelişimimizde değişimlere ihtiyaç duyarız. Bu değişim isteğinin pek çok sebebi olabilir:

  • Gelişme ve iyileşme arzusu,
  • Daha fazla mutlu olma isteği,
  • Yaşam doyumunu artırma,
  • Değişen koşullara ayak uydurma gerekliliği,
  • Hedeflere ulaşma çabası gibi durum ve ihtiyaçlar, bizi değişime yönlendirebilir.

Ancak, değişimi başaramama gibi bir durum da söz konusudur. Ve bu da genellikle;

  • Alışkanlık ve rahatlık,
  • Korku ve güvensizlik,
  • Risk almaktan çekinme,
  • Belirsizlik hissi,
  • Farklı öncelikler,
  • Direnç gösterme ve kabullenmekte zorluk gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Yani, “Neden değişemiyorum!” diye dertleniyorsanız sebebi bu maddelerden biri olabilir. Dolayısıyla o değişim sürekli ertelenir, bir türlü gerçekleşmez.

Öte yandan, değişimi beklemek ve istemek bazen zorlayıcı bir deneyim olabilir. Özellikle uzun bir süre boyunca değişimin gerçekleşmemesi durumunda, çeşitli olumsuz duygular ortaya çıkabilir. Yazımızın devamında uzun süre değişimi bekleyen bir kişinin yaşayabileceği duyguları ve bu duygularla başa çıkma yollarını bulabilirsiniz.

Değişim gerçekleşmediğinde ne olur?

Değişimin zorlu bir süreç olduğu aşikar, üstelik gerçekleşse de gerçekleşmese de… Ama uzun süre beklenen, istenen, hayali kurulan o değişim bir türlü hayata geçmediğinde kişi, çeşitli olumsuz duyguları deneyimleyebilir. Bu duyguların başında hayal kırıklığı, öfke, stres, kaygı, ümitsizlik, üzüntü, özgüven eksikliği, çaresizlik, memnuniyetsizlik gibi genellikle beklentilerin karşılanmadığı zamanda oluşan yıkıcı hisler geliyor.

Değişimi beklemek, beklentileri yükseltiyor. Değişim gerçekleşmediğinde zihinde sürekli geleceğe dair kötü senaryolar dönmeye başlıyor. İç ses, sürekli suçlayıcı bir moda bürünüyor. “Neden yapamadım, nasıl başaramam, ben de bir sorun mu var, ben yetersizim” gibi cümleler istediği değişimi gerçekleştirememiş kişinin adeta ruhuna işliyor ve hem özgüveni hem de kendine, hayatına olan inancı zarar görüyor.

“Çok istiyorum olmuyor, değişmek, bir şeyleri değiştirmek istiyorum yapamıyorum” serzenişleri arttıkça da kişi bu yaşadığı yıkıcı duyguları daha da yoğun deneyimlemeye başlıyor ve sanki bir daha hiçbir şey değişmeyecekmiş hissine kapılabiliyor. Oysa ki değişimin ne kadar zorlayıcı olabileceğini ve uzun zaman, sabır gerektirdiğini hatırlamak hem bu zorlayıcı duygularla daha kolay başa çıkmaya hem de değişimi gerçekleştirmek için çabalamaya devam etmeye yardımcı olabilir.

Değişememenin yarattığı olumsuzluklarla başa çıkma

İlk adım, değişimin gerçekleşmediğini kabul etmek ama “henüz” gerçekleşmediğini de fark etmektir. Daha sonra duygularınızla yüzleşmeniz, bu duyguları deneyimlerken kendinizi suçlamaktan uzaklaşmanız ve yeni bir bakış açısına ve yeni bir plana sahip olmanız gerektiğini anlamanız, üzerinizdeki kara bulutların dağılmasına yardımcı olabilir.

Değişimin gerçekleşmemesi durumunda, mevcut durumu farklı bir bakış açısıyla değerlendirmeye başlamanız da önemlidir. Belki de hedefe ulaşmanın başka yolları vardır. Perspektif değişimi, mevcut durumu daha geniş bir açıdan görmek ve yeni olasılıkları keşfetmek için size imkan tanıyabilir. İster kendinize sorun, ister çevrenizden destek alın, ister sevdiklerinize danışın, araştırmalarınızı yapın ve bakış açınızı değiştirmek için çaba harcayın. İllaki alternatif yollar vardır. Alternatif yolları keşfederken, destek ağınızdan yararlanmayı da unutmayın. Güvendiğiniz kişilere danışmak, fikir alışverişinde bulunmak veya mentorluk istemek, yeni yolları keşfetme sürecinde size rehberlik edebilir. Belki tüm bunları yaparken sorunun nerede olduğunu, değişimin nerede tıkandığını da keşfedebilirsiniz.

Beklentilerinizi gözden geçirin ve gerçekçi olup olmadığını değerlendirin. Belki de beklediğiniz, hayalini kurduğunuz, üzerinde çalıştığınız değişim matematiksel olarak, fiziksel olarak, maddi ya da manevi olarak mümkün değildir ve siz aslında boşa kürek çekiyorsunuzdur. Eğer öyleyse beklentilerinizi değiştirmenizde ve kendinize daha gerçekçi, ulaşılabilir, yeni hedefler koymanızda fayda var.

Değişimin gerçekleşmemesi, zorlayıcı bir deneyim olabilir ve çeşitli yıkıcı duyguları tetikleyebilir. Ancak, duygularınızı anlamak, kabul etmek ve başa çıkma yollarını uygulamak, bu süreci daha kolay hale getirebilir. Unutmayın, değişim zaman alabilir ve beklemek normaldir. Kendinize sabır gösterin ve alternatif yolları keşfederek yeni fırsatlar yaratmaya odaklanın.

İlginizi çekebilir: Değişimin kilidi: Yapmak istemediğiniz şeyleri alışkanlık haline getirin

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale