X

“Ne yersek oyuz”: Peki bu tam olarak ne demek?

“Ne yersek oyuz”u kim bilir ne kadar çok duymuşsundur. Belki bu cümleye hak verdiğin için elinden gelen özeni gösteriyorsundur, belki de hayatta yeteri kadar yapman gereken şey olduğunu düşünüp bir başka sorumluluğu tercih etmiyorsundur. Bugün sana şunu yemelisin, şunları hayatından çıkarmalısın demeyeceğim; sadece biraz kendi geçtiğim yoldan bahsedeceğim.

Bundan yaklaşık 5 sene önce sabah 6:30’da bindiğim servisten henüz tam uyanık hissedemezken iniyor, masama oturup bilgisayarımı açıyordum. Sabah maillerime aceleyle koyulmuş bir kahve ya da çay eşlik ediyordu. Toplantılar, takip edilen işler derken öğle tatilinde catering şirketlerinin çok seçenek az özen felsefesiyle hazırladıkları yemeklerden en lezzetlilerini seçmeye çalışıp karnımı doyuruyordum.

Eğer o gün mesaiye uzayan işlerim varsa vakit kaybetmemek adına ofiste bir şeyler yiyor, eğer erken çıktıysam sosyalleşmek için arkadaşlarımla buluşup dışarıda bir şeyler atıştırıyordum. Ve sonra her gün benzer döngüler birbirini takip ediyordu. Gerçekten ne yediğimin, ne ile beslendiğimin pek farkında değildim. Bu konu hakkında çok da inatçı ve dirençliydim tabi ki, çünkü o kadar haklı gerekçelerim vardı ki! Zamanımın darlığı, market alışverişi yapacak vaktimin olmaması, hızlı ritmim ve daha bir sürü şey.

Sonra hayat bana farklı yollardan yürüme şansını tanıdı. Tabi ki her konuda olduğu gibi beslenme tarzım da bir günde değişmedi. Önce neyi yediğim değil, nasıl yediğim ve o yemeğin nasıl hazırlandığı dikkatimi çekmeye başladı. Ben o an yemek yediğimin farkında mıyım, 30. lokmada da yemeğin tadını alabiliyor muyum, bana siparişimi sevecenlikle mi getiriyorlar, o yemeği pişiren kendini nasıl hissediyor gibi detaylar ilgimi çekmeye başladı. Benim tecrübelerime göre dikkat bir kez yükseldiğinde değişim kaçınılmaz oluyor, bu hassasiyetle daha çok evde yemek yapmaya, onları dışarıda yanımda taşımaya, aldığım şeylerin içeriklerini ve süreçlerini okumaya başladım. İçime ne siniyorsa onları yedim, hala da aynı bakış açısıyla beslenmeye devam ediyorum.

Günümüzde o kadar çok etiket var ki beslenme tercihleriyle alakalı, bazen ben de kafa karışıklığı yaşayabiliyorum. O yüzden yeme biçimlerimizi glutensiz, şekersiz, ketojenik, vegan veya vejetaryen diye ayırmadan önce yediklerimizin farkında olmayı daha değerli buluyorum ben.

Nasıl ki dışarıda ekstra proteinli herhangi bir çorba soğuk algınlığımızı iyileştirmeye yetmezken, annemizin yaptığı bir çorbada şifayı bulabiliyorsak; aynı bakış açısını yediğimiz içtiğimiz her şeye aktarabileceğimize inanıyorum. Aklımda “Ne yersek oyuz”dan daha meşhur bir cümle varsa, o da; “tek ihtiyacımız olan şey sevgi!” Bir düşünsene, acaba sevgiyle ekilmiş, hasat edilmiş veya üretilmiş en azından sevecenlikle hazırlanmış gıdalarla beslensek hayata bakışımız etkilenebilir mi?

En basit haliyle, yediğimiz her şeyi yakıtımız olarak düşünebiliriz. Damak tadımız ve zevklerimiz değişse bile hepimiz yaşam enerjilerimizi yediklerimizle destekliyoruz. Biyoloji derslerinde gördüğümüz tüm hücresel aktiviteler ve kimyasal tepkimeler beslenme şeklimizle değişebiliyor.

Hücreler, sinirler, kaslar, kemikler derken yediklerimizle zihnimizi ve kalbimizi de besliyoruz. Seçtiğimiz gıdaların odaklanma yeteneğimiz, zihinsel aktivitemiz, ruh halimiz ve stres seviyemiz üzerindeki etkilerini inceleyen birçok araştırma hala devam ediyor. Bilim bu ilişkiyi kanıtlayadursun eğer söylediklerimin bir kısmı bile aklına yattıysa, bugün bedenini, zihnini ve ruhunu nelerle besliyorsun diye bakmaya ne dersin?

İlginizi çekebilir: 2019’da kendinizi sevin: Şefkatinize sizin de ihtiyacınız var

Seza Aslanbaş: ODTÜ Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra 7 yıl kurumsal şirketlerde satış planlama ve pazarlama departmanlarında çalıştım. 2013 yılında dışarıdan her şey güzel görünürken sıkışmış hissettiğim ve hayatıma anlam aradığım zamanlarda meditasyonla tanıştım. Bireysel dönüşümüme katkısını gördükten sonra bu bilgileri daha çok öğrenmek, aktarmak ve paylaşmak için Türkiye ve Hindistan’da farklı hocalarla çalıştım ve hala çalışmaya devam ediyorum. 2016'dan beri zihnen bildiklerimizi kalpten hatırlamak niyetiyle meditasyon temelli bireysel seanslar, atölyeler ve grup çalışmaları yapıyorum. Aldığım farklı eğitimlerle kendi yolculuğumda bana iyi gelenleri birleştirerek bazen paylaşımlarla bazen hareketle bazen de sessizlikle farkındalığımızı destekleyecek alanlar sunuyorum. Online ve yüzyüze yaptığım çalışmalar hakkında bilgi almak ya da sadece tanışalım istersen bana seza.aslanbas instagram hesabımdan veya sezaaslanbas@gmail.com'dan bir merhaba diyebilirsin. Çokça sevgiler.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale