X

Ne kadar önemli olduğunu unuttuysan hatırla: Değerin var oluşuna bağlı

İki iş yaptım, kendimi önemli sandım.

Uzun zamandır kurumsal hayatta değilim. Yol çok başka yerlere götürdü beni kendimi ona teslim ettiğimde. Meditasyon Eğitmenliği eğitimi, Yoga Eğitmenlik eğitimi derken bir süredir kendime yatırım yapma halindeyim. Bu süreçte de yoğun bir iş tempom olmadı. Hatta iş tempom olmadı. Derslere katıldım, gezdim, yattım. Bu sırada da hep “hiçbir şey yapmasa da insan sadece var olarak bu hayatta çok şey yapıyor. Herhangi bir şey yapmasa da sadece varoluşuyla çok değerli” gibi konular üzerinde çok çalıştım. Seanslar, meditasyonlar vb. Hala da çalışmalarım devam ediyor.

Dış dünya iç dünyamızın yansımasıdır diye boşa demiyorlar. 

Çünkü öğretilmiş bize; bu hayatta biri olmak istiyorsan mutlaka kurumsal bir işte başarılı olman gerekiyor! Yoksa işe yaramaz, değersizin tekisin. Neden yaşıyorsun ki? Hayır hiç abartmıyorum. Dürüst olun. Aynen böyle bakılıyor bu ülkede iş anlamında maalesef. Daha da abartısı o işin de iş sayılması için doktorluk, mühendislik, ticaret vb. gibi bilinen işler olması gerekiyor. 
 
Ve bu noktada sizin duruşunuz çok önemli bir nokta oluyor. Hep örnek veririm çevremdekilere kendi hayatımdan… Organizasyon firmasından çıkıp başka bir organizasyon firmasında iş bulana kadar arada altı aylık boş bir sürecim vardır hayatımın bir döneminde. Nasıl mutsuzum, nasıl depresyondayım. Herkes çalışıyor, bir şey yapıyor, ben bomboş oturuyorum. Bildiğiniz kendimi küçümsediğim bir dönem… E ben kendimi küçümsedikçe dışarıdan nasıl tepkiler alıyorum? “Çalışmıyor musun? Aaa! Sıkılmıyor musun yahu? Bu dönemde çalışmamak? Ben çalışmadığımı düşünemiyorum!” gibi iğneleyici, küçümseyici sözlerle karşılaşıyorum tabii ki! Dış dünya iç dünyamızın yansımasıdır diye boşa demiyorlar. Çirkin bir ufalma sürecinden geçiyorum. Utanıyorum çok olduğum durumdan. 
 
Sonra tekrar bir işe girdikten bir süre sonra bu defa kendi isteğimle işi bırakıyorum. Bu defa fark var ama! Eminim kendimden ve mutluyum! Ve aynı insanlarla diyalog aynen şöyle gelişiyor: 

-İşi mi bıraktın?
-Evet yahu vallahi bıraktım, artık olmuyordu.
-E şimdi ne yapıyorsun?
-Çok keyfim yerinde. Kendime zaman ayırabilmeye başladım. Çok mutluyum!
-Yaa. Elimde olsa bende bırakırım vallahi! Ohh! Ne güzel bir şey yapıyorsun!

Eğer insan bir şey istiyorsa, gerisi bahane. Bunu bilir bunu söylerim.

 Bakın size aynı insanlar diyorum, her iki durumda da tepkileri verenler! Hayatım boyu unutmayacağım! O zaman anlamıştım her şeyin insanın sadece kendisiyle alakalı olduğunu gerçekten. En son kurumsal firmalarla yollarımı ayırışım o dönemdir! Sonra kendimi hayata bırakınca şu an ise meditasyon ve yoga hocası olarak hayatıma devam ediyorum! Ölmedim yaşıyorum yani! Hem de mutlu bir şekilde! 
 
Tabii ki benim bunu rahat bir şekilde yapabilecek şansım vardı. Ailem bana her zaman çok destekti çok şükür. Ama çok arkadaşım var ki 7/24 bir işte çalışıp kendisi için aynı anda bu eğitimleri de alan. Çok takdir ettiğim insanlar! Bahanesiz hayatını gerçekleştiren insanlar! Eğer insan bir şey istiyorsa, gerisi bahane. Bunu bilir bunu söylerim.
 
Bu arada ben bir şey yapmadığımı da sanırken bahsettiğim gibi iki eğitim bitirdim o da ayrı. Ama o sırada dönemler oluyordu bunları görmüyordum. Bazen kendime: “aferin Gamze! Ne güzel şeyler kattığın bir dönemdesin kendine.” derken, bazen her şeyi unutup: “insanlar ilerliyor, bir şeyler yapıyor, sen hiçbir şey yapmıyorsun!” kafasına girip kendimi dövüyordum. Kendimi aşırı stresli dönemlere soktuğumu hatırlıyorum.

Çok merkezinde kalabilen bir insan olsaydım o süreçte, muhtemelen bu insanlar hayatımı hiç etkilemeden geçip gidecekti.

Bir de hayat sever ya inandığımız şeylerin arkasında sağlam durduğumuzu görmeyi. Ben iş anlamında bir şey yapmamak değerini belirlemez insanın gibi yerlerde gezinirken içimde ve bunu hayatıma, kalbime, yüzüme yansıtmaya çalışırken, hayat en sert haliyle meydan okumaya geçti bana ve hayatıma, üstüne üstlük en yakınıma dünyanın en hırslı insanlarını soktu! Hayatı iş olan, çalıştığı yerle kendini konumlandıran, işte yaptıklarıyla kendini başarılı/başarısız diye adlandıran, değerli/değersiz diye değer biçen. Düşünsenize! Haydi bakalım Gamze bakalım inandıklarının arkasında sağlam durabilecek misin?
 
Maalesef pek beceremedim! Çok merkezinde kalabilen bir insan olsaydım o süreçte, muhtemelen bu insanlar hayatımı hiç etkilemeden geçip gidecekti. Değmeyecekti bile. Fakat ben perişan oldum! Tamamen kendimi unutup karşımdakinden etkilendiğim ve hepimize ezberletilmiş olan: “Bir işte çalışmıyorsan, boş boş oturuyorsan bir işe yaramıyorsun ve değersizsin” kalıbına yavaş yavaş daldım. Sonrasında ne yapacağımı şaşırmalar, yine kendimi küçümsemeler, stres olmalar, o an canım istemiyor bile olsa sırf “bir şey” görünmesi uğruna oraya/buraya mail atmalar. Siz kendinizden emin olmadıkça nasıl korkunç sürüklüyor sizi hayat biliyor musunuz? Uf! Çarpa çarpa ilerlerken ne olduğunuzu şaşırıyorsunuz. İstemiyorsunuz, yoruluyorsunuz, ağlıyorsunuz ve en kötüsü de unuttuğunuz için kendinizi; bunların hepsine katlanmak zorunda olduğunuzu düşünüyorsunuz çünkü değersizsiniz hiçbir şey yapmadığınız için! 
 
Ayrıca o “bir şey” kime göre neye göre? Benim için nefes almaktır, başkasına göre resim çizmektir, bir diğeri için çok iyi satış yapmasıdır. Nasıl kalıplara girebiliriz ki?! Ahhh Gamze! İşte bunları o an o durumların içinde bile gör, fark et diye hep ayık olman önemli hayatta!

Evet bir şey yaratmanın keyfini kesinlikle çıkart ama bunun için kendini değerli, önemli görmeye başlama!

Ama insanız. Bu yüzden de kendimi dövmeyeceğim. Hayatta en önemli şey kendimize şefkat. “Evet insanım ve unutabilirim”. Bu kadar basit. Basit de dediğime bakmayın aslında. Bu cümleyi böyle rahatça ve şefkatle kurabilmem bile zamanımı aldı aslında epey. Altında baya yaşanmışlık var aslında onun da kurduğum pek çok cümle gibi…
 
Yahu ben nereden geldim buralara aslında biliyor musunuz? Bu ara hayatıma ektiğim tohumların filizlenmeye başladığı bir sürece girdim çok şükür. Son bir haftadır üzerinde yoğun çalıştığımız bir proje yarattık arkadaşımla. Bilgisayar başında saatlerce oturmalar, e-postalar atmalar uzun uzun, toplantı yapmalar vb. Bir hoşuma gidiyor ki sormayın! Ama ihtiyacım varmış çok o içimdeki yaratıcılığın dünyaya akmasına. Şu an bunun tadını doya doya çıkarıyorum o yüzden açıkçası. 
 
Ama bir şeyi karıştırmamak lazım! Evet bir şey yaratmanın keyfini kesinlikle çıkart ama bunun için kendini değerli, önemli görmeye başlama! İşte orada karıştırma bir şeyleri birbirine. Kendimde onu fark ettim demin ve hemen: “Hoop orada bir dur Gamze!” dedim. 

O zaman, ne yaparsan yap, ne yapmazsan yapma; değerinin sadece varoluşuna bağlı olduğu harika hayatlara… 

“Ne kadar çok şey yapıyorum, ben de önemli şeyler yapıyorum işte. Meşgulüm, yoğunum”a giriyordum ki anında yakaladım zihnin o dalmak istediği yeri ve durdum! Sonra düşündüm. Kendisiyle bu kadar çalışan ben anında hayatında var etmeye çalıştığı değerleri unutup direkt iki iş yaptı diye hemen önemliyim havalarına 1 dakika olsa bile giriyorsa; farkındalığı olmayan insanların kafalarında iş=önem gibi kalıplarda yaşayıp, buna inanıp hayatlarını buna göre idame ettirmeleri kadar normal bir şey yok o zaman? “İşte şimdi o kızdığın insanları da anlıyorum..” diye geçirdim içimden. Ama neyse ki yakaladım kendimi, neyse ki! Çünkü eğer oraya gene girseydim, bu proje bittiği an ben gene “değersizim” kafasına doğru alıp başımı gidecektim. Sonra gene zorlaşsın hayat! Aman aman! Teşekkür ederim almayayım!
 
“O zaman aferin sana Gamze’cim. Ayık yaşamanın mükafatı fark etmek ve fark etmenin mükafatı istediklerini hayatına alıp istemediklerini atmak/dönüştürmek. Evet unutabilirsin bildiklerini çünkü insansın. Çok normal. Ama senin adına mutluyum ki “gördüğün” için hemen hatırladın! Tebrik ederim seni! Haydi ne olursa olsun, ne yaparsan yap, ne yapmazsan yapma; değerinin sadece varoluşuna bağlı olduğu harika hayatına devam! Seni seviyorum!”
 
O zaman, ne yaparsan yap, ne yapmazsan yapma; değerinin sadece varoluşuna bağlı olduğu harika hayatlara… Sevgiyle…

 

İlginizi çekebilir: Bir an dur ve fark et: Kendine yeterince şefkat gösterebiliyor musun?

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale