X

Nazik ebeveynlik (gentle parenting) gerçekten işe yarıyor mu?

Yeni moda ebeveynlik stillerine yabancı değiliz. Özellikle yirminci yüzyıldan itibaren hızla değişen bir dünyada çocuklarımızı elimizden gelen en iyi şekilde büyütmenin yollarını arıyoruz. Belki de sadece anne babalarımızdan daha iyi ebeveynler olmaya çalışıyoruzdur. Ama tabii insanın rahimdeki yaşamından itibaren bütün gelişimsel dönemlerinin hayatını ne kadar etkilediğini daha iyi bilmemizin de etkisi büyük. Peki ne kadar uğraşsak da mükemmel ebeveynler olamıyor muyuz? Belki de böyle bir şey olmadığını baştan kabul etmek gerek. Anne babalarımız da en doğru olduğuna inandıkları şeyi yapıyorlardı, biz de öyle. Her şeyi bir arada yapamayız ve hiçbir yöntem kusursuz değil. Nitekim bazı ebeveynlik yaklaşımları bir moda akımı gibi hızla başlayıp biterken, bazıları yıllara meydan okuyor. Nazik ebeveynlik stili de bunlardan biri…

Ebeveynlik stilleri

Bugün karşılaşabileceğimiz ebeveynlik yaklaşımlarının neredeyse hepsi gelişim psikoloğu Diana Baumrind’in 1960’ların başında belirlediği üç temel sınıflandırmaya dayanıyor. Baumrind’in okul öncesi yaştaki çocukları inceleyerek geliştirdiği sınıflandırmaya göre ebeveynlik yöntemleri otoriter, demokratik ve izin verici bir tutum etrafında şekillenir. Daha sonra, 80’lerde Stanford Üniversitesi’nden araştırmacılar Eleanor Maccoby ve John Martin bu konuda farklı çalışmalar yürüterek Baumrind’in sınıflandırmasını genişlettiler. İzin verici yaklaşımı, izin verici-hoşgörülü ve izin verici-ihmalkar olarak ikiye ayırdılar.

Bu dört temel tarz arasından çocukların gelişimi açısından en iyi sonuç veren ve üzerine en çok konuşulup çeşitlendirilen, demokratik ebeveynlik oldu. Bu yaklaşıma göre ebeveyn çocuğun istek ve ihtiyaçlarına duyarlı ve destekleyici bir tarzda yaklaşırken, öte yandan bazı sınırları çizmeyi ihmal etmez ve çocuğun sorumluluk almasına alan açar.

Nazik ebeveynlik de temelini demokratik ebeveynlikten alıyor. Bu modelin son yıllarda popülerleşmesini sağlayan kitapların yazarı ebeveynlik uzmanı Sarah Ockwell-Smith’e göre nazik ebeveynliği tanımlayan şeylerden biri, empati. Empati de ancak ebeveynlerin çocuklarına nasıl davrandıklarına bakıp “Biri bana böyle davransa hoşuma gider miydi?” diye sormalarından geçiyor.

Nazik ebeveynliğin açmazları

Empati çok güzel ama nazik ebeveynliğin bazı dertleri var. Çocuğu “kendi bakış açısı olan bir birey” olarak görmeyi savunan yaklaşımda teoride hiçbir sorun yok, birçok insanın uygulamaya başlamasının sebebi de bu. Ama pratikte işe yaramadığı da giderek artan örnekler ve karşı tepkilerle açıkça görülüyor. Psikologlara göre, nazik ebeveynlik aslında otoriterliği uç noktada benimseyen otoriter ebeveynliğin tam zıddı, yani aynı paranın iki yüzü denebilir. Bu kadar uç olması, uygulanabilirliğini engelliyor.

Ebeveynlik yaklaşımı hayatla uyumlu olmalı, yani bazen nazik bazen de otoriter olmamız gerekebilir. Çocuğumuz da bir insan olduğuna göre, onun da hataları ve sınırı aştığı yerleri kabul etmek gerek. Ebeveynlerin kendilerinden gerçekçi olmayan bir şekilde çocuklarının her türlü davranışına anlayışlı ve nazik yaklaşma beklentileri çaresizlikle sonuçlanmaya mahkum gibi görünüyor.

Nazik ebeveynlik aynı zamanda çocuğun davranışlarının sonuçlarını anlamasını zorlaştırarak sahte bir özgürlük hissine yol açabilir. Çocuğun temel ilişkilerini inşa ettiği ebeveynlerine güvenli bir şekilde bağlanabilmesi için açıklık mühim. Araştırmalar sürekli şefkat, anlayış ve fazla korumacılığın da aşırı ilgisiz ve reddedici tutum gibi çocuğa zarar verebileceğini gösteriyor. Suçlamadan ve cezalandırmadan dürüst olmak; bazı davranışların uygun olmadığını, bu şekilde istediğini elde edemeyeceğini veya kırıcı olduğunu uygun bir dille ve tutumla anlatmak mümkün.

Son birkaç yılda nazik ebeveynlik çocuğun duygu ve düşüncelerine alan açma, kararlarına saygı duyma, sorunlara çocukla beraber çözüm bulma gibi sloganlarla popülerleşti. Özellikle pandemide çocuk bakımının daha da zorlaşması bu yeni akımın hız kazanmasına yardımcı oldu. Ancak çocuklarına karşı sakin ve nazik olmaya çalışırken bir sürü ebeveynin yetersiz ve kontrolü kaybetmek üzere hissettiği araştırmalarda görülüyor. Bu yaklaşımı uygulamaya çalışırken kendilerine pek de nazik davranmayan anne babalar günün sonunda kendilerini tükenmiş hissediyorlar.

Ne yapmak lazım?

Her şey düşünüldüğünde, ebeveynlikle ilgili araştırmak, daha iyi anne baba olmak üzerine kafa patlatmak güzel şey. Her şeyi doğru yapmaya çalışmak ise imkansız. Nazik olabiliriz ama sinirli ve kırılgan da olabilmeliyiz. Bazen içimizden yükselen sesi dinlemek her türlü yöntemden daha iyi sonuç verebilir.

Çocuğumuza iyiyi ve doğruyu gösterirken onun rol modeli olduğumuzu unutmayalım. Çocuk duygularını ifade etmeyi de ebeveynlerinden öğreniyor. Kendimizi ifade ederken onun henüz gelişmekte olan anlam ve ilişki dünyasını sarsmamak, gereksiz yere kırıcı olmamak ve en önemlisi her şeyiyle kabul gördüğünü hissettirmek belki de en değişmez akım. 

Kaynak: sciencedirect.com

İlginizi çekebilir: Çocuklarda istenmeyen davranışlarla başa çıkmak için ebeveynlere tavsiyeler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale