Gelin hep birlikte bir günümüzü yakından incelediğimiz bir yolculuğa çıkalım. Şimdi kendimize dışarıdan bakalım; sabah kalktınız, evet ilk aklınıza hangi düşünce geliyor “yine aynı gün hava daha aydınlanmadı ve ben işe gitmek zorundayım” veya şöyle mi başlıyor düşünceler aklınıza akın etmeye “çocukların çantalarını hazırlamam lazım, akşam yemeği nasıl yetiştireceğim?” veya başka bir alternatif “bugün muhteşem bir gün ben muhteşem ve yeni değer yaratmaya hazırım, hayatım her sabah daha güzel, her sabah uyandığım bu ana teşekkür ediyorum”…
Şimdi günümüzün devamında kendimize dışardan bakmaya devam ediyoruz. İşteyiz, aklımızdan geçen hissettiğimiz yaşadığımız nedir? Burada da birden çok olasılık mümkün; şöyle başlayalım “yine bitmek bilmeyen toplantılar, çok sıkıldım, kaçmak istiyorum ama kapana kısıldım” veya “ben bu kişilerle her gün uğraşmak zorunda mıyım, neden başkasına sinirlenip benimle bu şekilde konuşuyorlar?” veya tamamiyle farklı bir olasılık “bugün işime ayırdığım her dakikada bulunduğum her toplantıda ilişkide olduğum tüm insanlara ‘muhteşem ben’in yansımasını sunuyorum ve üretkenliğimle muhteşem bir örnek yaratıyorum, bu an buradayım ve her anım benim muhteşemliğim ile çok değerlidir”…
Peki işten çıktık, tüm düşünceler o günün yorgunluğu ve yoğunluğu. Beynimiz bin bir düşünce ile dolu, yarın nasıl olacaklar, bugün yetiştiremediğimiz işler, gelecek hafta planlamak zorunda olduğumuz toplantılar, bulunmak için izin almak durumunda olduğumuz veli toplantısı, evde yapmanız gereken ütüler belki akşam ağırlayacağınız misafirler için hazırlığınız…Şimdi burada birkaç düşünceyi sesli olarak yazımıza yansıtalım, bakalım size de tanıdık gelecek mi; “Hayatım geçiyor ve her gün kendime bir dakika bile ayıramadan bu kaosun içinde kayboluyorum” veya “Aslında bu işte çalışmak istemiyorum ama başka bir seçeneğe yönelecek cesaretim yok, çok fazla sorumluluk omuzlarımda, ne yapacağımı bilmeden, asıl yeteneklerimi paylaşamadan kendimi işime yansıtamadan günlerim yıllarım geçiyor” veya bambaşka bir hissiyatımız olabilir “bugün muhteşem, ben bugün her ne yaptıysam kendi muhteşem potansiyelimi tam anlamıyla dünyaya yansıtarak yaptım, yapmaya ve bugünü son anına kadar en değerli şekilde, bana sunulan tüm muhteşemliğe teşekkür ederek ve bunu tüm dünya ile paylaşarak muhteşem yaşamıma değer katmaya devam ediyorum”…
Potansiyelinizi bilerek hayatınızı değiştirmeniz mümkün
Potansiyel işte bu derece önemli bir noktadır aslında hayatlarımızda. Evet elle tutamayız, gözle göremeyiz ama “kendi potansiyelimizi” bildiğimizde ve istersek neler yapabileceğimizin farkında olduğumuzda sadece hayata bakış açımız değil doğrudan hayatımız değişecektir.
“Gerçek potansiyelin farkında” olabilmenin hayatlarımızda gerçekleştireceği dönüşümü sevgili sevgili Serkan Sorguç’ un Şifachi adlı eserindeki çok etkileyici bir hikaye ile açıklayabiliriz;
“Bir zamanlar büyük bir dağı mesken tutan kartallar buraya yuva yaparlarmış. Bu dağda dört yumurtasıyla birlikte yaşayan bir kartal da varmış. Bir gün deprem olduğunda yumurtalarından bir tanesi dağın tepesinden yuvarlanarak vadideki tavuk çiftliğine düşmüş.
…Yavru kartal, yine bir gün çiftlikte tavuklarla yerde oyalanırken başını kaldırıp da gökyüzüne baktığında bir grup kartalın özgürce uçtuklarını görmüş. Ne de güzel uçuyorlar ben de onlar gibi uçmak isterdim diyerek söylenmiş kendi kendine. Bunu işiten diğer tavuklar da başlamışlar kahkaha ile gülmeye;
Sen bir tavuksun ve tavuklar uçamaz. Saçma sapan hayaller kuruyorsun diyerek eleştirmişler yavru kartalı.
…Bir ara ailesine özgürce uçmak istediği hayalinden bahsetmiş ama aldığı cevap farklı olmamış: Sen bir tavuksun ve tavuklar uçmaz. Bırak bu hayalleri.
Zaman içinde bu düşünceyi tamamen kabullenen yavru kartal artık hayal kurmaktan vazgeçmiş, kanatlarını gerip çırpmaktan da…Hayatını bir tavuk gibi geçirmeye başlamış. Ölünceye dek toprağa bağlı kalıp solucan yiyerek yaşamış.
Ve sonunda bir tavuk olarak ölmüş”…
Olduğumuz halimizle muhteşemiz
Hepimiz birer ışığız, olduğumuz halimizle muhteşemiz. Hayatımızın herhangi bir anında her ne ile karşılaşıyor olursak olalım güzel hayallerimizden yani potansiyelimizden yani kendimizden yani düşlerimizden vazgeçmeyelim. Biz etrafımıza nasıl bir ışık yayıyorsak, o ışık gücünde insanlar veya olaylar bize mutlaka gelecektir. Bugün bu yazıyı okuyorsanız ve bu hikayede bir kartal olup hala tavuk olduğunuz inancı ile kartallığı göze alamıyorsanız, kanatlarınızı açmanın vaktidir, muhteşem gökler muhteşem sizi bekler…
Potansiyeliniz ile barışmak ve muhteşem sizi hergün daha çok onurlandırmak ve hayata yansıtabilmek için kendinize sevgili Serkan Songuç’un önerileri olan şu güzel cümleler ile en güzel hediyeyi verin:
- Kim olduğumu fark etmeyi seçiyorum.
- Ben kendimi fark ettikçe, insanlar beni fark eder.
- Ben doğal halimle güçlü ve başarılıyım.
- Işığım yayıldıkça ve parladıkça, iyilik güzellik ve mutluluk bana gelir.
- Varlığımı seviyorum. Bunun için teşekkür ediyorum.