X

MüDesign: Müge Barış ile tasarımcılık ve moda üzerine

Bir sanatçının her gördüğünden, duyduğundan, okuduğundan esinlenebilmesinin bir varoluş olduğuna inanan Müge Barış ; bir yandan İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünde eğitimine devam ederken diğer yandan hem kendi markası hem de başka markalar için illüstrasyon çalışmalarını sürdürüyor.

Kimdir MüDesign? İksiri nerde saklıdır?

“Mü Design” ismi, ismimin ilk 2 harfinden oluşan bir marka. İngilizcede ü olmaması tabi marka isminde daha farklılığı yansıtıyor. Bu bendeki biraz standartların dışına çıkma isteği gibi. Tabi bazı yerlerde zorlamıyor değil ama ben marka ismimi seviyorum. Aynı zamanda logomdaki m “kuş simgesi ile özgürlüğü” ; ü ise göz kırpan yüz ifadesi ile” her şeye rağmen hayata hep gülümseyin” sloganını yansıtıyor.

Memur çocuğu olarak Türkiye’nin bir çok şehrinde yaşadım. Bununla beraber bir çok yer gezmiş, görmüş oldum. Yetmedi yurtdışına açıldım. O kadar çok farklı insan tanıdım, olaylar yaşadım, gelenekler gördüm ki bir gün bunların tasarımlarıma kadar yansıyacağını bilemezdim. Ben bir tasarımcının gördüğü, okuduğu, dinlediği ve izlediği her şeyden ilham alması gerektiğine inanıyorum.

Bir tasarımcı kendini ne kadar çok geliştirirse farklı alanlarda o kadar hayal gücü ve yaratıcılığı fazla oluyor.

Hareketli bir hayat yaşadığım için çizimlerimde de devingen ve deneysel bir çizgim var.

2 ayrı konuyu bir araya getirip bir tasarım oluşturmak benim işim.

Tasarım yapmaya nasıl başladınız?

İlk çizim aşkımı giriş, gelişme ve sonuç olarak açıklarsam; Ortaokuldayken derslerde öğretmenlerimin karikatürünü çizer, yakalanır, azarlanır, incelenir sonra övülürdüm. Bu karikatür çizimlerim lise mezuniyetime kadar devam etti.

Lisede gelen ergenlik, özellikle kızlarda başlayan güzel giyinme isteği beni de ayaklandırdı tabi.

İlk olarak; giymediklerimi kesme biçme ile başlayıp devamında onların üzerlerine bir şeyler çizmem, bir süre sonra gardırobumu atölye haline getirdiğimi fark ettirdi.

Bu çalışmalarım ailemin de dikkatini çok çekmiş olacak ki onların da desteği ile Anadolu Üniversitesi Moda tasarımı bölümünde eğitim almaya başladım. İyi bir eğitim ile mezun olduktan sonra birkaç markada tasarımcı, grafiker ve stilist pozisyonlarında çalıştım. Şu an bir ev tekstili firmasında tasarımcı ve desinatör olarak çalışıyorum. Aynı zamanda 2010’dan beride “Mü design” markamı freelance çalışarak geliştiriyorum. Çalıştığım firmalardan sonra kendimi desen ve illüstrasyon çizerken daha mutlu olduğumu hissettim ve illüstratörlük yolunda devam etmeye karar verdim.

İyi bir gün sizin için nasıl başlar? Gün içinde en büyük motivasyon kaynağınız
nedir?

“Benim için iyi bir gün şöyle başlar standardı yok. Bir sabah güneşten, bir sabah yağmurdan, bir sabah kardan, bir sabah dinlediğim şarkıdan, bir sabah sevdiklerim ile güne başlamaktan motive olabilirim. Mesela her Pazar evimin önünden akordeon çalarak geçen bir sokak müzisyeninin çaldığı melodi ile uyanıyorum ve beni çok motive ediyor bu. Psikolojim de devingen olduğu için motivasyonda sınırım yok. Bence insan etrafına bakmamalı, onu görmeli izlemeli, duymalı, hissetmeli. Bizi motive edebilecek o kadar çok şey bulabiliriz ki..

Sizin için bir tasarım nasıl olmalıdır? Yurtdışında beslendiğiniz
kaynaklar nelerdir?

Tasarımı en çok tasarımcısı beğenmeli. Bu, aynaya bakmak gibi. Çünkü her çizgisi ile kendisini yansıtacaktır. Özgün ve duygu yüklü olmalı. Tasarımcının yaptığı her bir tasarımın bir ortak dili olmalı. Birini 2 sene önce de yapsa diğerini 4 ay öncede yapsa, yan yana konulduğunda ‘’evet, bunlar şu tasarımcıya ait’’ denmeli. Kısacası her bir tasarım aynı kimliği taşımalı.

Belirli beslendiğim kaynaklar yok. Bloglar, haberler, sergiler, festivaller hep benim için farklı, birbirini takip eden  ilham kapılarını açmıştır.

Yalnız Pinterest sitesini çok başarılı bulduğumu söylemeden edemeyeceğim.

Geleceğe dair sizi heyecanlandıran projeleriniz neler?

Her an her şey olabilir. Ama şimdilik yakın gelecekteki projelerimden biri hayatımda çok önemli bir yerde olan sevdiğimle bir Tasarım Kahve Dükkanı  açmak.  İnsanların kahvelerini yudumlarken dekordan gözlerini alamayacağı, muhabbetten kaçamayacakları , lezzete doyamayacakları ve tasarımlardan kendilerini alamayacakları bir Coffee Butik.

ShopTheDesign.com‘da yer alan yüzlerce tasarıma ve tasarımcı hikayelerine ulaşmak için tıklayınızShopTheDesign.com‘da yer alan yüzlerce tasarıma .

Shopthedesign.com: Farklılıklardan ilham alan 150’den fazla tasarımcının adresi Shopthedesign.com, binlerce limitli ürünü sizin için keşfedip bir araya getiriyor. Özel tasarım arayanların adresi, tasarımcıların ilhamlarını ve hikayelerini Uplifers’ta su yüzüne çıkarıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale