X

Mücadeleye devam: İnandığınız değerler ve fikirleri savunma psikolojinize olumlu etki ediyor

Karşınızdaki insanla anlaşmazlığa düştüğünüzde kendinizi desteklemeye devam etmektense akışına bırakmak daha kolay görülüyor. Fakat Buffalo Üniversitesi’nde yapılan bedensel tepkiler üzerindeki bir araştırmaya göre, inançlarınızı savunmak, düşüncelerinizi dile getirmek ve değerlerinizi göstermek pozitif psikolojik deneyime sahip olmanızı sağlıyor.

İlgili yazı: Sizinle aynı fikirde olmayan birini ikna etmek için varsayımları kullanın

Buffalo Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, değerlerinizi ve inançlarınızı savunmak psikolojinize olumlu etki ediyor.

Araştırmacılar arasında bulunan Buffalo Üniversitesi’nden Doçent Doktor Mark Seery, insanların yaptıkları, söyledikleri ve hissettikleri arasında fark bulunduğunu söylüyor ve ekliyor: ‘İnsanlar uyum gösterebilirler; fakat grupla aynı fikirde olmak kişinin bu durumdan mutlu olduğu anlamına gelmez. Dışsal davranışların içsel deneyime yansıması olumlu olmayabilir.’

Psyhophysiology adlı dergide yayınlanan makaledeki bulgular, grup içinde yalnız olmanın ne olduğuyla ilgili yeni içgörüler sunarken, metodolojik olarak ele geçirmesi zor bir şeyin bireyde nasıl bir deneyim yaşattığına odaklanıyor.

Ayrıca, gruba boyun eğme konusundaki baskının insanları nasıl etkilediğini araştırmanın, sosyal psikolojideki eski bir gelenek olduğu da dile getiriliyor.

Seery’nin çalışmasının büyük bir çoğunluğunu, davranışlar ve kişiler tarafından beyan edilmiş tutumlar oluşturuyor. Grup içerisinde karşıt görüşlü olan kişiler üzerinde yaptığı varsayıma göre; bu kişilerin gruba uyum sağlamasının nedeni, muhalif görüşlü olarak grup içerisinde yalnız olmanın verdiği rahatsızlıktan kurtulmak.

‘Fakat vakalarda psikolojik ölçümlerden de faydalanıyoruz. Nitekim bu vakada kardiyovasküler tepkileri değerlendirerek bunu gerçekleştirdik. Burası çalışmanın başladığı nokta. Geçici uygunluk baskısının nasıl bir deneyim olduğunu anlamaya çalışıyoruz’ diyor Seery.

Kardiyovasküler tepkileri ölçerken, Seery ve Shira Gabriel, Shannon Lupien ve Mitsuru Shimizu’dan oluşan diğer araştırmacılar, farklı durumlarda insanların kişisel kaynaklarını nasıl değerlendireceklerini araştırıyorlar.

Meydan okuma ve tehdit

Amaca ulaşmak için, yüksek kaynakları ve düşük talepleri değerlendirme; meydan okuma denilen canlandırıcı ve pozitif deneyime öncülük ediyor. Bu deneyim, kişilerin kendilerini öz güvenli hissetmelerini sağlıyor. Düşük kaynaklar ve yüksek talepler tehdit denilen ve anksiyete üretimi sağlayan duruma neden oluyor ve bu durumda bireyler daha az güven duygusu hissediyorlar.

Araştırmacılar katılımcıları 4 deneyimsel durumdan birine yerleştiriyorlar. Bu noktada amaç katılımcının grup içerisinde politik konularda kendi fikrini mi beyan edeceği yoksa çoğunluğa bağlı olarak asimile mi olacağını araştırmak. Ayrıca buna bağlı olarak grubun da kişinin fikrini benimseyip benimsemeyeceği araştırılıyor.

‘Eğer katılımcının amacı, grupla uyuşmasa dahi onlara uyum sağlamaksa, kardiyovasküler tepkileri psikolojik tehdit durumuyla tutarlılık gösteriyor. Tam tersi olarak, eğer amaç grup içerisinde muhalif olmak ise, kardiyovasküler tepkileri meydan okumayla tutarlılık gösteriyor. Hedefinize ulaşabilirsiniz; fakat herhangi bir zorlukla karşılaşırsanız, canlı hissetmeniz tükenmiş hissetmenizden çok daha yüksek ihtimal. Bu noktada insanlar kaybedilene odaklanmaktansa, ne kazanabilirim diye düşünüyorlar. ’ diyerek konuya farklı bir bakış açısı kazandırıyor Seery.

Etrafınızdakiler düşüncelerinize etki ediyor

Sonuçların oldukça ilginç çıkarımları bulunuyor. Eğer bireyin etrafı aile üyeleri, çalışma arkadaşları ve komşularıyla sarılıysa kişisel düşünceleri de buna bağlı olarak farklılık gösteriyor.

‘Bir grupla, bir konu hakkında yüzleşmek ve muhalif olmak yoğun ve baskıcı bir durumla karşılaşmanıza neden olabilir, fakat bu araştırma; birey olmanın mükemmel bir deneyim olduğunu, meydan okumanın tehdite ve canlı olmanın da ezici baskıya tercih edilmesi gerektiğini söylüyor.’ diyor Seery.

Kaynak:

Psypost.org

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale